Merhaba,
Havalar birden çok ısındığı için sıcak ve yağlı yemekler yiyemiyorum. Zeytinyağlı sebzeler, salata, yoğurt ve meyveler beni ferahlatıyor. Tüm yaz meyvelerini çok seviyorum ve yerken kendimi kontrol edemiyorum, kilo alacağım diye de korkuyorum. Çocukların okullarının kapanmasıyla yazlığa geçeceğiz. Genelde ailece plajda olacağımız için pratik yiyecekler hazırlamak benim için daha uygun. Sizden bu düzende bir program rica ediyorum. D.A/ İzmir
D.A Hanım,
Sıcak havalarda yağlı yiyecekler yerine; su, vitamin ve mineral içeriği yüksek meyve, sebze, tam tahıllara dayalı bir beslenme şekli uygun. Izgara balık, tavuk, zeytinyağlı sebze, meyve ve salata iyi birer yaz mönüsü seçimi. Terlemeyle birlikte elektrolit dengesizliği yaşanabileceği için yoğurt, ayran ve cacık yeterli tüketilmeli ve su unutulmamalı.
Yaz meyveleri çok lezzetli olmakla birlikte miktarına dikkat etmelisiniz. Plaj çantanızda; meyve, ayran, grissini, diyet bisküvi, fındık, ceviz, kuru meyveler, soğuk çay ve meyve suyu (şeker ilavesiz) bulundurabilirsiniz. Plaja yakın yerlerde tost, ayran veya salata, ızgara gibi seçimler de yapabilirsiniz.
Erkeklerin beslenme konusundaki bazı yanlışlarına bir göz atalım:
1- Her zaman yemeğe hazır olmak: Pek çok erkek yemekten yeni kalkmış olsa da grup arkadaşlarının motivasyonu sonucunda yemek tekliflerine genelde “Hayır” diyemez. Gece geç saatlerde yemek yemek, öğün saatlerine dikkat etmemek, yediğinizin miktar ve çeşidinden bağımsız olarak size büyük zarar verir. Bedeninizin doğal ritminden daha farklı saat ve düzende yemek yerseniz bu, kilo almanıza sebep olur. Rutin dışı yeme davranışı, acıktığınızı ve doyduğunuzu size söyleyen beyin sinyallerinizi yanıltıyor. Diğer taraftan metabolizma yaşlandıkça yavaşlıyor. Her ne kadar bununla ilgili bir şey yapamıyor olsak da, düzenli beslenerek metabolizmayı olabildiğince aktif tutabiliriz. Yani bedeninizin bir makine gibi çalışmasını istiyorsanız, gün içerisinde ona düzenli olarak enerji vermelisiniz.
2- Büyük porsiyonlara yenilmek: Kocaman porsiyonlar yemek, erkeklerin tipik davranışlarından biri. Siz hiç “Haydi hamburger ya da tatlı yeme yarışı yapıyoruz” diyen kadınlara rastladınız mı? Tabii ki hayır. Oysa porsiyon büyüklüğünü kontrol etmek, midenizin büyüklüğünü kontrol etmek anlamına geliyor. Porsiyonları kontrol etmenin
İşte işinizi kolaylaştıracak birkaç öneri:
1. Yemeklerde aşırı kısıtlama yapmayın: Besinleri kısıtlamak, çocuğunuzun anoreksiya ya da bulimia gibi yeme bozuklukları geliştirme riskini artırabiliyor. Bunun yerine evde besin değeri yüksek gıdalar bulundurun ve siz de onları tüketin.
2. Elinizin altında sağlıklı besinler OLSUN: Çocuklar en kolay ulaşılabilir ne varsa onu yerler. Dolabınızda, patates cipsi yerine, her zaman taze meyveler bulundurun. Kendi beslenmenize de bu yönde dikkat edin, yaptıklarınıza şahitlik eden çocuğunuz için de meyve yemek daha tanıdık gelecek ve abur cubur yerine onları tercih edecek.
Sizlere bu satırlar aracılığıyla iyi beslenme önerileri sunuyorum ama sadece bedeni iyi beslemek yetmiyor. Bu konuda kendim için çok faydalı bilgiler öğrendiğim ve hayata bakış açımı değiştiren sevgili yaşam koçu Füsun Paşa’dan bize bu konuyu özetlemesini rica ettim. Bakın, sevgili Füsun neler söylüyor:
“Bedenimiz; mabedimiz, evimiz. Evimizi her gün nasıl düzenli ve temiz tutup içinde keyifle yaşanacak bir hale getiriyorsak aynı şey bedenimiz içinde geçerli. Tıka basa eşya dolu, giysilerin oraya buraya atıldığı dağınık, kirli ve pis bir evde oturmak insanı nasıl sıkarsa bedenimiz içinde dolaşan yaşam enerjisi de geçiş alanları bulamazsa, doğru şekilde akış sağlanamazsa yaşam kalitemizi bozmaya başlar.
Zihin ve beden dengesi
Duygusal durum ve manevi dünyamız pozitifse yaşam içinde canlı, güvenli, neşeli, odaklanmış bir hayat sürebiliriz. Bunlardan sadece bir tanesi bile eksikse kızgın, kaygılı, savunmacı, huzursuz bir hayatın içinde oluruz. Hem bedensel hem de zihinsel olarak olumsuzsak işte o zaman çökkün, yorgun, tükenmiş olarak depresif halde durur, kararsızlıklar ve ertelemelerle dolu, sorunlu bir hayat yaşarız.
Yaşam enerjisi nasıl düşer?
* Bedenimize vakit
18’inci Avrupa Obezite Kongresi’nden çıkan sonuçlara göre, 2015 yılında obez çocukların 750 milyona ulaşması bekleniyor
Geçen hafta Avrupa ülkelerinden pek çok hekim, araştırmacı ve diyetisyenin katılımıyla Lütfü Kırdar Kongre Merkezi’nde 18’inci Avrupa Obezite Kongresi gerçekleşti. Kongreyi, Mezura ekibimizden diyetisyen Gamze Şanlı ile yakından takip ettik.
Kongrede; 21’inci yüzyılın en büyük halk sağlığı sorunlarından obezitenin kronik bir hastalık olduğu, genetik ve çevresel etkilerinin büyük olduğu hatırlatıldı. Obezite; diyabet, hipertansiyon, kalp, mide, bağırsak ve safra kesesi hastalıklarına, bazı kanserlere, karaciğerde yağlanmaya, uyku apnesi, depresyon gibi pek çok sorunun ortaya çıkmasına yol açıyor. Yapılan son çalışmalar ve yeniliklerin tartışıldığı kongreden derlediğimiz kısa notlara bir bakalım:
Belimiz kalınlaştı
Ülkemizde, 1997-1998 yılları arasında yapılan TURDEP-I (Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans) ve TURDEP-II çalışmasının sonuçlarına göre son 12 yılda; diyabet sıklığı yüzde 90 artarak, yüzde 7.2’den yüzde 13.7’ye çıktı. Obezite sıklığıysa yüzde44’lik artışla yüzde 22’den yüzde 32’e yükseldi.
Doğru beslenerek hem güzel görünebilir hem de kendinizi harika hissedebilirsiniz. Kadınların beslenme ihtiyaçları ilk adet kanamasından itibaren değişiyor. Premenstural sendrom, gebeliğe hazırlık, hamilelik, emzirme, menopoz, osteoporoz gibi özel dönemlerde de dikkatli olmak gerekiyor.
Kalsiyumu gözden geçirin: Kadınların, erkeklere göre osteoporoz riskleri daha yüksek, üstelik kas sağlığını desteklemek için kalsiyum almak çok önemli. Süt ve peynir kalsiyum bakımından zengin olmakla beraber doymuş yağ da içeriyor. Bu yüzden yağsız olanlarını ve fasulye, brokoli, brüksel lahanası, fındık gibi bitki özlü kaynakları seçmekte fayda var.
Çok fazla protein tüketmeyin: Protein sağlıklı beslenmenin en önemli kısmını oluşturuyor. Ancak fazla protein, kalsiyum eksikliğine yol açıyor. İleri zamanlarda böbrek ve karaciğeri yoracağı gibi kas kaybı yaratıp metabolizmayı yavaşlatabilir.
Yeterli demir aldığınızdan emin olun: Birçok kadın beslenmesinde yeterli düzeyde demir almıyor. Üstelik mensturasyon dönemlerinde önemli düzeyde mineral kaybı yaşayınca da kansızlık ortaya çıkıyor. Yağsız kırmızı et, siyah tavuk eti, yeşil ve kırmızı mercimek, kuru üzüm, badem gibi demir
Mangal keyfi, bazı aileler için geleneksel hale geliyor. Ancak herkesin bir arada olduğu, bol çeşitli, neşeli mangal sofralarında yemeğin dozunu kaçırmamakta fayda var
Merhaba, hafta sonları ailemle mangal keyfi yapıyoruz. Onlara eşlik etmekten büyük zevk alıyorum ancak kontrolü kaybedebiliyorum. Hafta içi suçluluk duygusuna kapılıp sıkı diyetler uygulamaya çalışıyorum. Hafta sonları geç kalktığımız için kahvaltı saatimiz de kayıyor, neredeyse iki öğün yemiş oluyorum. Bu durumu nasıl dengeleyebilirim? Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler. Y.Ç.- İstanbul
Merhaba Y.Ç. Hanım,
Hafta sonları tercihinizi, büyük bir kahvaltıdan yana kullanıyorsanız sabah ve öğle öğünlerinizi birleştirebilirsiniz ancak metabolizmanızı çalışır durumda tutmak adına iki öğün yerine dört öğün beslenmeniz daha uygun olacaktır. Mangal keyfinizin yanında alkollü içki de almak istiyorsanız, meyve ve ekmek hakkınızda azaltmaya gidin. Ertesi gün et grubu yerine daha fazla sebze ve salata tercih ederseniz dengeyi tutturabilirsiniz. Böylece suçluluk duygusundan da kurtulmuş olursunuz.
Yeni evli çiftler genelde düğün sonrası kilo almayla başlıyor. Kadın, hazırlık telaşı arasında en zayıf haliyle evleniyor, erkek iyi görünmek adına birkaç kilo veriyor. Ancak hedef, ‘düğünde iyi görünmek’ olunca sonrasında yeme eğilimi tetikleniyor
Araştırmalar, evlilerin bekar yaşıtlarına nazaran kilo almaya daha müsait olduklarını gösteriyor. Üstelik çiftler arasında hem sağlıklı ve hem de sağlıksız alışkanlıklar bulaşıcı davranışlar haline geliyor. Yani eşlerden biri, “Boşver yemek yapmayı, dışarıdan sipariş verelim” veya spor yerine “Hadi sinemaya gidelim” dediğinde diğerinin sağlıklı düzenini koruması zorlaşıyor. Her ne kadar eşlerden biri, sağlıklı beslenme konusunda azimli ve istekli olsa da, tek başına bu amacına ulaşamıyor. Kilo vermek ve formda kalmak için eşlerin birbirine destek vermesi ve sonrasında da bunu devam ettirmesi çok önemli. Bütün bunlarla baş edebilmek için, sizin ve partnerinizin zayıflamasına yardımcı olacak birkaç basit yöntemi paylaşmak istiyorum.
Kararlar üzerinde ısrarcı olun
Sıra sağlıklı yaşama geldiğinde, tipik olarak eşlerden birinin diğeri üzerinde etkisi daha büyük oluyor. Örneğin, markete gidildiğinde, genelde kadınlar