ARiFE GÜNÜ (Yarın)
Orucun son günü olduğu için midemizi eski düzenine geçmeye hazırlamamız gerekiyor. Bayram sabahı kahvaltısında biraz kontrollü olmakta fayda var. Ertesi gün yiyeceğimiz bayram tatlılarını unutulmamalı ve bugün tatlıdan uzak durmalıyız.
Orucun son günü olduğu için midemizi eski düzenine geçmeye hazırlamamız gerekiyor. Bayram sabahı kahvaltısındabiraz kontrollü olmakta fayda var. Ertesi gün yiyeceğimiz bayram tatlılarını unutulmamalı ve bugün tatlıdan uzak durmalıyız. Sahur
1-2 dilim ekmek veya pide
Başkalarının ihtiyaçlarını, kendi ihtiyaçlarının önüne koymak. Kendi başarı-larını ödüllendirme-mek. Bu iki eğilim, kilo vermeye çalışan insanlar arasında oldukça yaygın
“Neden şişmanlıyoruz?” sorusuna cevap bulabilmek için şu anda bile yüzlerce araştırmacı deney ve gözlem yapıyor, genler ve gıda sanayi üzerinde farklı çalışmalara imza atıyor. Fizyolojik ve çevresel nedenler kadar psikolojik durum da tabii ki önemli yer tutuyor. Yaklaşık 20 yıldır bu mesleğin içindeyim ve son 10 yıldaki deneyimlerim beni hep işin psikolojisini takip etmeye itti ve son 5- 6 yılda görüyorum ki kilo vermede fizyolojik soru ve cevaplar kadar psikolojik soru ve cevaplar da son derece önemli.
Fazla kilolu insanlar, kilo durumlarıyla ilişkili olan bazı belli başlı karakteristikleri paylaşıyorlar mı? Çalışmalar gösteriyor ki, kilo vermeye çalışan kişilerde bazı ortak özellikler bulunuyor. Genel olarak, daha sağlıklı bir kişilik olursa, kilo vermede daha başarılı bir insan profili ve bu verdiği kiloları daha iyi bir şekilde koruyan insan profili çıkıyor.
Genelde görülen iki tane sağlıksız eğilim göze çarpıyor:
* Başkalarının ihtiyaçlarını, kendi ihtiyaçlarının önüne koymak
Sağlık için kilo verme gayretine girip yedikleri besinlerden keyif alamayanların kendilerine fayda değil zarar verdiklerini düşünüyorum
Çoğu kez danışanlarımdan “Can boğazdan gelir, ben yedikçe mutlu oluyorum. Tüm keyfim yemek, lütfen sevdiğim besinleri diyette yasaklamayın” ifadelerini duyarım. Aslında bu düşünce biçimi, sevdiğim bir kalıp. Çünkü ben de aynı fikirdeyim. Yılın 8-10 ayı her şeyi yiyerek kilo alıp, yaz yaklaşırken son 1-2 ayda 8-10 kg. verme telaşına düşenlere üzülüyorum. Geçen gün bir meslektaşımla sohbet ederken danışanlarına verdiği örneklerden bahsetti. Bu, çok hoşuma gitti, şöyle ki; “Evinizdeki bir çiçeği yaşatmak için ihtiyacı oranında su veririsiniz. Eğer çiçeği bir hafta çok sular daha sonra üç hafta susuz bırakırsanız çiçek ölür. Veya sekiz ay diş fırçalamayıp sadece diş hekimine gitmeden bir gün önce saat başı diş fırçalasanız bile dişlerinizdeki çürükleri düzeltemezsiniz.”
Amaç ne olmalı?
“Ya hep ya hiç” veya “Battı balık yan gider” duygularını beslemek yerine beslenme davranışlarınızdaki iyi taraflara odaklanmak ve düzeltilecek olanları da yavaş yavaş hayata geçirmek daha gerçekçi. Alışkanlıklarınızın bir günde, bir haftada, bir ayda
Bedenimiz her gün 50’ye yakın besin öğesine ihtiyaç duyuyor. Bu seçimleri yaparken denge ve çeşitlilik çok önemli. Her besin grubundan yeterli miktarda tüketmek, kaliteli beslenmenin temelini oluşturuyor. Her zaman söylediğim gibi, “Hiçbir besin tek başına suçlu değildir ve hiçbir besin tek başına mucize yaratmaz.” Sloganımız, “Ölçülü beslen, sağlıklı yaşa!” olmalı.
Domates ve zeytinyağı
Daha pürüzsüz bir cilt için bu iki besini birbirinden ayırmamak gerekiyor. Likopen bilinen en etkili antioksidan ve domateste bol bulunuyor. Özellikle güneşin ciltte yarattığı tahribatları önlemeye yardımcı. Likopenin vücuttaki kullanımını artırmak istiyorsak üzerine biraz zeytinyağı eklemekte fayda var. Likopen, yağda eriyen bir besin öğesi olduğu için yağ ve ısıyla etkisi daha da artıyor. Amerikan Klinik Beslenme Dergisi’nde (AJCN) yayımlanmış bir çalışmaya göre, zeytinyağı tüketen bireylerde daha az kırışıklık bulunduğu görüldü. Kahvaltıda beş zeytin yemek yerine söğüş domatesin üzerine bir tatlı kaşığı zeytinyağı ekleyebilirsiniz.
YULAF VE ELMA
Türk mutfağının vazgeçilmezleri kurubaklagillerin sağlık açısından faydaları saymakla bitmez. Ancak günlük beslenmede bu gıdalara yeterince önem verilmediğini görerek üzülüyorum
Kurubaklagiller bitkisel protein kaynakları olmakla birlikte, 100 gr.’ında 20-25 gr. protein, 5 gr. posa (sağlıklı bir bireyin her gün 20-35 gr. posaya ihtiyacı var) içerir. Ayrıca kolesterol içerikleri sıfır. Kalsiyum, demir, çinko, manganez, bakır mineralleriyle B vitaminlerinden tiamin, riboflavin, niasin, folik asit ve E vitamini bakımından zengin.
Baklagiller, esansiyel bir aminoasit olan metiyoninden düşüktür, bu nedenle tahıllarla pişirilmesi protein kalitesini artırır. Bu, özellikle vejetaryenler için önemli. Ve pişirilirken içine et ilave edilmesi protein kalitesini yükseltir. Kurubaklagil yemekleri, C vitamini kaynaklarıyla tüketildiklerinde de demirin vücuttaki kullanımı artar. Kuru baklagiller, bitkisel proteinin yanı sıra karbonhidrat ve posa da içerir. Tanelerin dış kısmında posa, iç kısmında nişasta bulunur.
Hemoroid (basur), fissür (makat çatlağı), fistül gibi rahatsız edici hastalıkların en önemli sebebi, dışkılama süresi ve bu süre zarfında uygulanan ıkınma şiddeti
Çoğu zaman hastalık gibi kabul edilmeyip bağırsak tembelliği diye geçiştirilse de birçok insan sırf bu yüzden özel ve iş hayatında sorun yaşıyor. Bazı danışanlarım sabah 1-2 saat daha erken uyandıklarını, kahvaltı edip tuvalet disiplini yüzünden saatlerce banyoda kaldıklarını anlatıyor. Üstelik bu durumun çoğu zaman hekimler tara- fından ciddiye alınma- masından şikayetçiler.
Bu şikayetler var mı?
Yaş ilerledikçe sıklığı artsada genel olarak toplumda üç bireyden birinin kabızlık yaşadığı düşünülüyor. Dışkılama miktarı sağlıklı kişilere göre farklılık gösterdiği için net bir sayısı yok. Haftada üç kereden az tuvalete gitmek, dışkılama esnasında aşırı ıkınma, karında şişkinlik ve ağrı, kalın ya da sert veya keçi pisliği gibi ufak parçalar halinde tuvalete çıkma, yeterli boşalamama, tıkanıklık hissi kabızlık şikayeti olarak adlandırılıyor.
Hava sıcaklığının artmasıyla beraber uygun ortamda bakteriler çok daha hızlı ve kolay üreyebilir. Uygun olmayan su ve gıdaların tüketimi birçok hastalığa davetiye çıkarır. Mikroorganizmalar gözle görülemeyecek kadar küçük canlılar için kullanılan genel addır. Çevremizi oluşturan ortam ve cisimler çok sayıda mikroorganizmaya ev sahipliği yapmakta olup, onların olumsuz etkilerinden korunabilmemiz hijyen koşullarına dikkat ederek bulaşma olanaklarının azaltılması sağlanabilir.
YAZ AYLARINDA BUNLARA DiKKAT
* Hijyen koşullarına dikkat edilmeden hazırlanan süt ve süt ürünleri; kremalı, mayonezli ya da yumurtalı yiyeceklerle uygun koşullarda saklanmayan et ve deniz ürünleri, kısa sürede bozularak mikroorganizmaların üremesi için çok iyi ortamdır.
* Temiz olmayan sularla yıkanmış meyve ve sebzelerin yenilmesi, bu tür vakaları artırmaktadır. Özellikle pişirilmeden yenilen meyve ve salataların yıkandığı su çok önemlidir. Aynı şekilde temiz olmayan su ile yıkanmış bulaşıklar ve mutfak malzemeleri de bu mikrobu taşır.
* Pişirildikten sonra hızla soğurulup buzdolabına kaldırılmayan yemekler risk taşır.
Ramazan bedenen ve ruhen arınmamızı hedefleyen çok özel bir dönem sadece faydası kendimize değil tabii ki en çok etkileyen iki şeyden ilki bu ay süresince zengin fakir, genç, yaşlı sağlığı müsaade eden milyonlarca insanın aynı anda yüce Allah’a seslenmeleri ve şükretmeleri diğeriyse yokluk ve açlık çekenlerin hatırlanıyor olması. Maalesef dün-yevi koşuşturmalar ve hırslar bazen etrafımızda gördüğümüz ama gerçekten fark etmediğimiz bir yokluğu atlamamıza sebep olabiliyor. Dünyada birçok insan aşırı beslenmeyle obezite riski altındayken birçok kişi hâlâ açlık ve eksik beslenme yüzünden ölüm kalım savaşı veriyor.
Ramazan ayında abartılı iftar sofralarını görünce ben bu yüzden üzülüyorum. Dikkatimi çeken diğer bir konuysa oruç tutmayanların sıklıkla iftar sofralarında oruç tutanlardan çok daha iştahla yemek yemeleri. Ramazan ayında sadece yemek konuşulması hatta bu ayın diyet yapıp kilo vermek için fırsat görülmesini de doğru bulmuyorum. Sahura kalkılmadan oruç tutulursa kilo alma riski doğabilir.
Ramazan’da kilo almamak için;
* Mutlaka sahura kalkın
* İftarda midenizi çok doldurup tüm gün yemeniz gerekenleri tek bir öğüne sığdırmayın ufak öğünler yapmaya çalışın