KADINLARA ÖZEL BESLENME TÜYOLARI

1 Haziran 2011

Doğru beslenerek hem güzel görünebilir hem de kendinizi harika hissedebilirsiniz. Kadınların beslenme ihtiyaçları ilk adet kanamasından itibaren değişiyor. Premenstural sendrom, gebeliğe hazırlık, hamilelik, emzirme, menopoz, osteoporoz gibi özel dönemlerde de dikkatli olmak gerekiyor.

Kalsiyumu gözden geçirin: Kadınların, erkeklere göre osteoporoz riskleri daha yüksek, üstelik kas sağlığını desteklemek için kalsiyum almak çok önemli. Süt ve peynir kalsiyum bakımından zengin olmakla beraber doymuş yağ da içeriyor. Bu yüzden yağsız olanlarını ve fasulye, brokoli, brüksel lahanası, fındık gibi bitki özlü kaynakları seçmekte fayda var.

Çok fazla protein tüketmeyin: Protein sağlıklı beslenmenin en önemli kısmını oluşturuyor. Ancak fazla protein, kalsiyum eksikliğine yol açıyor. İleri zamanlarda böbrek ve karaciğeri yoracağı gibi kas kaybı yaratıp metabolizmayı yavaşlatabilir.

Yeterli demir aldığınızdan emin olun: Birçok kadın beslenmesinde yeterli düzeyde demir almıyor. Üstelik mensturasyon dönemlerinde önemli düzeyde mineral kaybı yaşayınca da kansızlık ortaya çıkıyor. Yağsız kırmızı et, siyah tavuk eti, yeşil ve kırmızı mercimek, kuru üzüm, badem gibi demir

Yazının Devamı

SONRADAN SUÇLULUK DUYMAMAK iÇiN

29 Mayıs 2011

Mangal keyfi, bazı aileler için geleneksel hale geliyor. Ancak herkesin bir arada olduğu, bol çeşitli, neşeli mangal sofralarında yemeğin dozunu kaçırmamakta fayda var

Merhaba, hafta sonları ailemle mangal keyfi yapıyoruz. Onlara eşlik etmekten büyük zevk alıyorum ancak kontrolü kaybedebiliyorum. Hafta içi suçluluk duygusuna kapılıp sıkı diyetler uygulamaya çalışıyorum. Hafta sonları geç kalktığımız için kahvaltı saatimiz de kayıyor, neredeyse iki öğün yemiş oluyorum. Bu durumu nasıl dengeleyebilirim? Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler. Y.Ç.- İstanbul

Merhaba Y.Ç. Hanım,
Hafta sonları tercihinizi, büyük bir kahvaltıdan yana kullanıyorsanız sabah ve öğle öğünlerinizi birleştirebilirsiniz ancak metabolizmanızı çalışır durumda tutmak adına iki öğün yerine dört öğün beslenmeniz daha uygun olacaktır. Mangal keyfinizin yanında alkollü içki de almak istiyorsanız, meyve ve ekmek hakkınızda azaltmaya gidin. Ertesi gün et grubu yerine daha fazla sebze ve salata tercih ederseniz dengeyi tutturabilirsiniz. Böylece suçluluk duygusundan da kurtulmuş olursunuz.

Yazının Devamı

‘EVLiLiK ŞiŞMANLIĞI’

25 Mayıs 2011

Yeni evli çiftler genelde düğün sonrası kilo almayla başlıyor. Kadın, hazırlık telaşı arasında en zayıf haliyle evleniyor, erkek iyi görünmek adına birkaç kilo veriyor. Ancak hedef, ‘düğünde iyi görünmek’ olunca sonrasında yeme eğilimi tetikleniyor

Araştırmalar, evlilerin bekar yaşıtlarına nazaran kilo almaya daha müsait olduklarını gösteriyor. Üstelik çiftler arasında hem sağlıklı ve hem de sağlıksız alışkanlıklar bulaşıcı davranışlar haline geliyor. Yani eşlerden biri, “Boşver yemek yapmayı, dışarıdan sipariş verelim” veya spor yerine “Hadi sinemaya gidelim” dediğinde diğerinin sağlıklı düzenini koruması zorlaşıyor. Her ne kadar eşlerden biri, sağlıklı beslenme konusunda azimli ve istekli olsa da, tek başına bu amacına ulaşamıyor. Kilo vermek ve formda kalmak için eşlerin birbirine destek vermesi ve sonrasında da bunu devam ettirmesi çok önemli. Bütün bunlarla baş edebilmek için, sizin ve partnerinizin zayıflamasına yardımcı olacak birkaç basit yöntemi paylaşmak istiyorum.

Kararlar üzerinde ısrarcı olun

Sıra sağlıklı yaşama geldiğinde, tipik olarak eşlerden birinin diğeri üzerinde etkisi daha büyük oluyor. Örneğin, markete gidildiğinde, genelde kadınlar

Yazının Devamı

YENi ANNELER iÇiN 'FiT' MÖNÜ

22 Mayıs 2011

Emziren annelerin ayda iki kilodan fazla vermemeleri gerekiyor. Aksi halde, süt miktarını ve kalitesini bozabilirsiniz


Merhaba. 37 yaşında, 1.59 cm boyunda ve 71 kilodayım. Yedi ay önce doğum yaptım ve bebeğimi halen emziriyorum. Haşimato tiroidim var ancak kontrol altında. Sizden emzirme dönemine yönelik, kilo da verebileceğim bir liste rica ediyorum. Teşekkürler. İ.B.


Merhaba İ.B. Hanım,

Yazının Devamı

ŞEKER KRiZiYLE DOĞAL YOLLARLA MÜCADELE EDiN

21 Mayıs 2011

Tatlı krizleriyle baş edemiyorsanız, kan şekerini dengeleyen seçimlerle alternatif çözümler üretebilirsiniz. Tarçın, stevya bitkisi ve yulaf betaglukanı bu konudaki en büyük yardımcılarınız
Günlük 2-4 gram tarçın kullanımı, kan şekeri kontrolüne yardımcı olabiliyor. Araştırmalarda tarçında bulunan ve suda çözünen bir bileşenin glukoz metabolizmasına yardımcı, kan şekerinin düzenlenmesinde etkili olduğu saptandı.
Kimyasal yapısı, ‘metilhidroksi kalkon polimeri (MHCP)’ olarak tanımlanan bu bileşen, insülinin hücrelere bağlanmasını sağlayan enzimi etkinleştirerek yağ hücrelerini insüline daha hassas hale dönüştürüyor.
60 kişinin üzerinde yapılan bir çalışmada 40 gün boyunca her gün tarçın verilen şeker hastalarının şeker düzeyinin, kontrol grubuna göre yüzde 20 oranında daha düşük olduğu tespit edildi. Tarçın tedavisi kesildikten sonra şekerde yükselme yaşandığı da ortaya çıktı. Bu olumlu etkiyi sürekli sağlamak için tarçının toz halinin, yiyecek ve içeceklere katılması iyi bir seçenek olarak görülüyor.
Tarçın, kilo vermek isteyenlerin şeker ihtiyacını kontrol etmek adına da iyi bir seçim. Tabii ki tarçının kilo vermeye doğrudan bir etkisinin olmadığı,

Yazının Devamı

STRES VE FAZLA KiLOLAR

18 Mayıs 2011

Yüksek seviyelerde kortizol salgılayan kişiler daha çok yemek, özellikle de karbonhidratlı gıdalar seçme eğiliminde olabilirler. Bu yüzden iş değişikliği, boşanma veya bireylerin bir yakınını kaybetmesi gibi durumlarda hızlı ve ani kilo değişiklikleri gözlenebilir


Günlük yaşam içinde çok kullandığımız bir kelime oldu ‘stres’. Baş ağrısı, uykusuzluk, gerginlik, aşırı yemek yeme gibi birçok durum çözülemediğinde stres kaynaklı diye düşünülebiliyor. Psikologlara göre stres onu zihninde taşıyan kişiye aittir ve her insan her olaya aynı tepkiyi vermez. Birisi çok kaygılanır, diğeri tükenmişlik duygusu yaşar, başkası umursamaz. Benzer türde bir olay farklı kişilerde, hatta bazen aynı insanda farklı zamanlarda farklı tepkiler ortaya çıkarabilir, bu konuda genelleme yapılamaz. Burada en önemli değişken bireye özgü farklılıklar gösteren psikolojik mekanizmalardır.
Bir olayı algılayışımız ve onunla başa çıkabilecek becerilerimizin gücü o olayı stresli veya stres yaratmayan olarak değerlendirmemize sebep olur. Bazı insan kaygılı ve gerilimliyken diğeri olay karşısında soğukkanlı ve sakin olabilir. Bu çok doğaldır. Herkesin kendine özgü stresle başa çıkma tarzı vardır. İşte

Yazının Devamı

ANEMiYE BESLENME FRENi

15 Mayıs 2011

31 yaşında, 1.68 cm boyunda, 79 kilodayım. Daha önce defalarca diyet yaptım, ancak bırakınca eski kilolarıma geri döndüm. Artık kilo sorunumu çözüme ulaştırmak istiyorum. Doktorum yakın zamanda yaptırdığım tahliller sonunda, kansızlık dışında herhangi bir hastalığımın olmadığını söyledi. Demir ilacı kullanmamı önerdi, ancak ben bu sorunu beslenmeyle çözüp çözemeyeceğimi merak ediyorum. Haftada 3-4 gün spor yapmaya özen gösteriyorum. Bana uygun bir diyet listesi hazırlayabilir misiniz. Ş.T.

Kandaki demir miktarı, hemoglobin ve hemotokrit değerlerinin düşük çıkmasıyla ölçülür. Kansızlık sorunu olan birçok kişide belirti ve işaretler hemen görülemeyebilir, çünkü vücuttaki demir depoları yavaş boşalır. Ancak halsizlik ve güçsüzlük, hızlı kalp atışları, baş dönmesi, soluk beniz, asabiyet, iştahın azalması gibi bazı belirtiler anemi göstergesi olarak kabul edilir. Demir, birçok besinde doğal olarak bulunur. Hayvansal kaynaklı besinlerden alınan demir, bitkisel kaynaklı besinlerden alınan demire göre daha kolay emilir. Demir emiliminizi artırmak istiyorsanız, C vitamini içeren meyve-sebzelerle birlikte tüketmeyi tercih edin. Ancak ilaç yerine diyeti uygulamak tek başına her

Yazının Devamı

ÇOCUKLARA ORGANiK MEYVE SUYU VERiN

14 Mayıs 2011

Organik ürünler, uluslararası ekolojik tarım normlarına uygun olarak üretiliyor ve periyodik kontrollerle sertifikalanıyor


Yenidoğan bebekte anne sütünden sonra başlanmasını önerdiğimiz ilk ek gıda, meyve suları oluyor. Mevsime göre öncelikli olarak elma veya şeftali suyunu annenin evde hazırlamasını öneriyoruz. Ancak annenin aldığı elmanın mahsul toplandıktan birkaç gün sonra eve gelmesi, sıkıldıktan sonra tülbentten veya süzgeçten geçirme işlemi, vitamin değerini düşürüyor. Bunun yerine organik meyve suyu tercih edilebilir.
Organik meyve suyu; hormon kullanılmamış, özenle seçilmiş meyvelerden en uygun ortamda sıkılarak elde ediliyor. Hiçbir katkı maddesi eklenmeden, doğal lezzet ve faydalarıyla tüketicilere sunuluyor. Bu garantiyi üretici firma etiketinde belirtmeli ve ‘gıda kodeksi’ de bunu onaylıyor olmalı.
Ürünlerin cam şişede veya kavanozda tercih edilmesi de önemli. Bazı meyve suları yüzde 100 ibaresi içeriyor, bazıları konsantre edilmiş ürünlerin sulandırılmasıyla nektar şeklinde sunuluyor. Bebeğe vereceğiniz organik meyve suyunun taze sıkılmış ve pastörize edilmiş olması gerekiyor.

Hem sizi hem doğayı koruyor

Yazının Devamı