Egzersize göre beslenme programı hazırlamanın en önemli kuralı, egzersiz uzmanıyla diyetisyenin konuya dair tecrübelerinin olması ve iletişim halinde bulunmaları
Hangi nabızla kaç dakika egzersiz yapılabileceği, set ve tekrar sayısı, haftada kaç gün hangi bölgenin çalıştırılması gerektiği, egzersizin hangi saatte yapılacağı önemli. Örneğin, kişide hipoglisemi yoksa, sabah yürüyüşlerinin aç karnına yapılması tercih edilmeli. Çünkü sabahın erken saatlerinde yağlar kanımızda daha küçük parçacıklar, yani yağ asidi şeklinde kullanıma hazır bulunur. Bu yüzden de daha iyi yakılır. Egzersiz gün ortasında yapılacaksa, aç karnına değil, hafif bir öğünden bir saat sonra yapılmalı. En azından kepek ekmekli bir tost veya light sütle muz veya meyveyle yoğurt pratik seçenekler olabilir.
Öğün disiplini şart
Egzersiz yapanların uyması gereken öncelikli kural, öğün disiplini. Düzenli alınan üç ana öğüne ilave olarak tüketilecek ara öğünler, vücuda gerekli enerji desteğini sağlar ve glikojen deposunu dolu tutar. Bu şekilde, kasları koruyup, yağı yakmak kolaylaşır.
Merhaba, 54 yaşında, 156 cm. boyunda, 61 kiloda bir kadınım. 15 yıl önce spastik kolon sorunum başladı, dört yıl önce de ülseratif kolit. İkisine bağlı olarak da hemoroid oluştu. Tablo böyle olunca sık sık kansızlık, gaz ve ishal sorunları yaşıyorum. Düzenli olarak doktor kontrolündeyim. Haftada birkaç kez spor yapıyorum. Bende olmamasına karşın ailemde kolesterol, tansiyon ve şeker var. Yiyecek seçiminde çok zorlanıyorum, kısıtlı besinlerden dolayı kalsiyum, demir, vitamin eksikliğim oluşuyor. Bu konuda örnek diyet yayınlarsanız sevinirim. Teşekkürler. S.A.
Merhaba S.A. Hanım,
Spastik kolonda kabızlıkla ilgili şikayetler yaşadığınız için lifli, ülseratif kolitteyse aksine düşük lifli diyet uygulanır. Ülseratif kolitte, genel olarak yüksek enerjili, bol proteinli, az yağlı ve az posalı, vitamin-mineral bakımından zengin diyet planlanır. Probiyotik içerikli ürünler, bağırsak florasını düzenleyerek hem spastik kolon hem de ülseratif kolit sıkıntılarını hafifletici etki gösterir. Besinler yavaş tüketilmeli. Hızlı tüketimde hava yutma söz konusudur bu da bağırsak hareketlerini artırarak gaza neden olur. Kabızlık gelişirse öğünlere salata eklenerek posa
Sağlıklı beslenmeyle ilgili bazı kurallar artık değişiyor. Bazılarınıza şaşırtıcı gelebilecek bu değişiklikler, daha esnek ve keyifli bir program vaat ediyor
‘Yağsız’ daha önceleri sağlıklı anlamına geliyordu, ancak şimdi biliyoruz ki bu tamamıyla yanlış. Trans ve doymuş yağlardan bahsetmiyorum ama bütün yağları tek bir gruba yerleştirmek doğru değil. Çalışmalar gösteriyor ki, omega-3 yağ asidi kaynağı olan balık ve balık yağı, beyinle kalp sağlığını etkiliyor. 2009’da yapılan bir araştırma bu besinlerin ayrıca menopoz dönemi kadınlarda meme kanseri riskini azalttığını da ifade ediyor. Omega-3’ler ayrıca artrit, yüksek kolesterol, dikkat bozuklukları gibi sorunların iyileşmesinde de etkili yağlar.
Yumurtayı affettiniz mi?
Yumurtada bulunan ve B vitaminine yakın bir besin olan ‘kolin’ birçok yetişkinde yetersiz seviyede. Yumurta sarısı ‘kolin’ bakımından en zengin kaynaklardan biri. Yerfıstığı, soya fasulyesi ve yulaf da bu kaynaklar arasında. ‘Kolin’, hücre zarlarının büyük bir kısmı, özellikle de beyin hücreleri için hayati önem taşıyor.
Bu soruyu danışanlarımdan ve okuyucularımdan sıkça duyuyorum. Cevabı bulmak için hazırçorba üretimini bizzat yerinde inceledim
Çorba, geleneksel mutfağımızda önemli yere sahip. Her yörenin kendine özgü çorbalarını düşündüğümüzde yüzlerce çorba tarifimiz olduğunu söylemek zor olmaz. Çorbayı sabah kahvaltısı, öğle veya akşam yemeği, sağlıklı bir ara öğün, hatta uzun gecelerin sonunda son öğün olarak da tüketebiliyoruz.
Ancak yoğun hayat koşulları ve mutfaktaki zamansızlık yüzünden çorba pişirmek yerine dışarıdan yemek söylüyor ya da evde köfte kızartmayı tercih ediyoruz. Oysa çorba içine eklenen besin maddeleriyle oldukça zengin, doyurucu ve ekonomik bir seçenek.
Yerinde inceleme
Danışanlarıma sıvı ve lif bakımından iyi bir kaynak olduğu için çorba önerdiğimde endişeli bir şekilde, “Ama hazır çorba olmaz değil mi?” diye soruyorlar. Bu sebeple danışanlarımın ve okurların zaman zaman sorduğu bu soruyu açıklığa kavuşturmak için Unilever’in davetini kabul ederek Almanya’nın Heilbronn kasabasındaki çorba merkezine gittim.
Merhaba,Hareketsiz bir yaşam sürüyorum. 62 yaşında emekli bir beyim. Kilom 85, boyum 1.72 santimetre. Bel çevremse 102 santimetrenin üzerinde. Sadece hafta sonları 1 saat süren yürüyüşlerimi aksat-madan yapmaya çalışıyorum. Sizden benim için uygun bir diyet listesi rica ediyorum. Teşekkürler. İ.C.
Merhaba İ.C. Bey,
Hem kilonuzu kontrol edebilmek hem de kas kütlenizi koruyabilmek amacıyla hayatınızı daha hareketli hale getirmeniz oldukça önemli. Haftada 1 kez olan yürüyüşlerinizi 2-3 güne çıkartmanız kilo kontrolünüzü daha çok kolaylaştıracaktır. Bel çevresindeki yağlanma diyabet, kalp-damar gibi birçok hastalık için risk faktörü olabilir. Bel çevrenizi 94 santimetrenin altında tutmaya gayret gösterin. Sağlıklı kiloya ulaşmaya ve onu korumaya çalışın. Düzenli olarak sağlık muayenenizi de yaptırmayı ihmal etmeyin.
İnce bir bel ve kalça bölgesi geniş olanlara ‘armut tip’ diyoruz. ‘Elma tip’ şişmanlıkta yağlar göbekte birikiyor. Yağ hücrelerinin yerini değiştirmek mümkün değil, bu nedenle ikisi birbirine dönmez. Egzersiz ve dengeli bir diyetle ancak bedenizi küçültebilirsiniz. Beden tipinizi kabul edin ve mucize beklemeyin
Armut tipi’ şişmanlık ve ‘elma tipi’ şişmanlık günlük kullanımda dilimize oldukça yer etmiş durumda, çünkü şişmanlığın tipi ve vücut şeklini anlatmak için kolay bir ifade şekli. ‘Armut tip’ aslında jinoid tip, ‘elma tip’ ise android tip olarak isimlendirilir.
‘Armut tipi’ şişmanlık genelde kadınlar için tanımlanır. İnce bir bel ve kalça bölgesinin geniş olması durumunu anlatır. Estetik olarak hiç kimsenin memnun olmadığı bu durum aslında sağlık yönünden avantajdır. Çünkü yağ hücrelerinin kalça ve üst bacakta birikmesi göbekte birikmesinden daha iyidir.
‘Elma tip’ şişmanlıkta göbekte biriken yağlar daha tehlikelidir. ‘Armut tipi’ şişmanların en büyük şikayeti satın aldıkları kıyafeti genelde kalçalarına göre alıp bel kısmını daraltmak zorunda olmalarıdır. Her bireyin yağ hücrelerinin yeri ve sayısı farklıdır. ‘Armut tip’, elmaya dönüşmez. Çünkü yağ hücrelerinin
Metabolik bazı nedenlerle vücudumuz bazı besinlerin bir kısmını ya da besinin bileşenlerini sindireme- yebilir bu durumda besine karşı duyarlılıklar söz konusu olur. Duyarlılık varsa, tükettiğimiz besinlerin etkileri 3-24 saat aralığında ortaya çıkmaya başlıyor. Özel bir diyet takip etmeyen birey, günlük beslenmesinde 24 saat içinde farklı birçok besin aldığı için yaşadığı sorunun yediklerinden kaynaklandığının farkında olsa da hangisinden olduğunu tespit etmesi oldukça zor.
Vücudumuzun hangi besinlere karşı intoleransı bulunduğu yapılan testler sonucunda ortaya çıkıyor ancak kimi zaman çıkan sonuçlara bağlı olarak yapılan kısıtlamalar beslenmede kısır döngüye sebep olabiliyor. Bu nedenle bireylerin beslenmelerini düzenleyebilmesi için mutlaka beslenme uzmanından destek almaları önemli hale geliyor. Bazı bireyler bu beslenme tipini kolaylıkla benimsiyor bazı bireylerse zor geldiği için vazgeçiyor. Bu konuda sağlık otoriteleri farklı görüşlere sahip, bu testlerin güvenilirliği konusunda benim de hâlâ şüphelerim var ancak yine de uygulama konusunda fikir vermek istedim.
Maya nedir? Ne işe yarar?
Mayaların farklı türleri vardır. En çok bilinen maya Saccharomyces
Özellikle kabuklu yenebilenler ve kuru meyveler iyi lif kaynaklarıdır. Vücuttan toksinlerin atılmasını sağlarlar. Tabii tüketim miktarını ayarlamak şartıylaMerhaba,23 yaşındayım. Kışın yedi kilo alarak 67’ye çıktım. Aldığım kiloları sağlıklı bir şekilde vermek istiyorum. Kahve içmeyi ve meyve yemeği çok seviyorum. Haftada iki gün spor yapıyorum. Sizden düzenli kilo verebileceğim bir program rica ediyorum. Teşekkür ederim. E.G/İSTANBUL
Merhaba E.G. Hanım,
Meyvelerde bulunan anti-oksidan vitaminler, mineraller ve su, vücudun su oranının artmasını sağlar. Özellikle A, B ve C vitaminleri birçok hastalığa karşı koruyucu görev üstlenir. Meyvelerde bulunan lifle mineral, özellikle bağırsak ve böbreklerin temizlenmesini sağlarken, toksinlerden arınmamıza da yardımcı olur. Bunların yanı sıra çoğu meyve potasyum ve folik asit içerir. Özellikle kabuklu olarak yenen meyvelerle kuru meyveler iyi birer lif kaynağıdır. Diğer yandan meyve şekeri özellikle ara öğünlerde tüketildiğinde kan şekerinin dengelenmesini destekler. Ancak meyveler aşırı miktarda yenildiğinde, kan şekerini yükseltebilir ve fazla enerji vücutta yağ olarak depolanabilir. Bu nedenle