Obezite tedavisinde fiziksel aktivite kilo kontrolünü pozitif yönde etkiler, ancak başarılı olabilmek için mutlaka diyetisyen, hekim işbirliği ve davranış değişikliği için terapi desteği çok önemlidir
Obezitenin kronik bir hastalık olduğu ve tedavisinde ciddi bir ekip çalışmasının gerektiğini defalarca sizlerle paylaştık. Ancak tekrar etmenin hiçbir zararı yok. Özellikle de bir tek haptan, bazı bitki karışımlarından veya sihirli bir formülden medet umup hemen zayıflayacağını düşünen mucizeciler için bir kere daha söylemek lazım, obezite ciddiye alınması gereken bir sağlık bozukluğudur.
Tedavide diyetisyen, hekim işbirliği şarttır, davranış değişikliği için terapi desteği, doğru kilo kaybı ve kas korumak için de egzersiz çok önemlidir. Dört ayaklı bir sehpa nasıl ki tek ayağı olmadığında ayakta duramaz ise obezite de dört ayaklı düşünülmeli ve hiçbir parça eksik olmamalıdır.
Fiziksel aktivite obezite için çare değil, yardımcıdır:
Günümüzde birçok ebeveyn çocuklarının yemek yeme sorunu yaşadığından şikâyet ediyor. Bunun farklı nedenleri olabilir
Çocuklar evde gördükleri beslenme davranışlarını taklit ederler. Bu yüzden çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmesinde anne ve babanın onlar için iyi bir örnek olması gerekir. Çocuğun beslenme durumunu; ailesel problemler, yaşam tarzı, psikolojik durum, imaj karmaşası gibi nedenlerin yanında psikolojik, sosyal, mental ve fiziksel yönden bütünüyle incelemek gerekir.
Öğünlerin atlanması büyük sorun
Günümüzde özellikle büyük şehirlerde tam gün okula devam eden çocukların, öğle yemeği için evlerine gitme olanakları bulunmuyor. Buna bir de beslenme alışkanlıklarındaki bazı düzensizlikler eklendiğinde (kahvaltıyı atlamak, öğle yemeğini geçiştirmek, sadece akşam yemeklerine ağırlık vermek gibi) günlük enerji ve besin öğelerinin karşılanması güçleşiyor.
Kahvaltıyı ihmal etme
Bunun nedenleri arasında çocuğun geç yatması, sabah zaman ayarlamasını iyi yapmaması, ailesinin ilgisizliği, ailenin kahvaltı yapma alışkanlığının olmaması ve evde yeterli besinin bulunmaması gibi nedenler olabilir.
Kulaktan kulağa yayılan bazı yanlış bilgiler, diyet yapanlara yarardan çok zarar veriyor. Bugün gerçek olmayan bu yaygın inanışları bilimsel açıklamalarıyla ele alıyoruz
Zayıflamak için en doğru yolun “dengeli beslenip günlük yaşam aktivitelerini artırmak” olduğunu her fırsatta dile getirmemize rağmen deyim yerinde ise “Efsane”ler kulaktan kulağa çok daha hızlı yayılıyor. Bugün gerçek olmayan üç efsane ve bilimsel açıklamalarını sizlerle paylaşmak istedim. Sağlıklı olmak için hayatınızı zorlaştırmayın, daha esnek ama belirli bir çerçeve içinde bir beslenme modelini tercih edin.
EFSANE 1Diyette havuç, mısır ve bezelyeyi unutun
GERÇEK: Bu sebzeler yavaş sindirilen lif içerir ve doygunluk hissinizi artırır. Günlük diyetinizden bu nişastalı sebzeleri uzaklaştırmak yerine diğer sebzelerle birlikte rahatlıkla tüketebilirsiniz.
Eğer metabolik hızınız yavaşsa yediklerinize daha fazla dikkat etmek zorundasınız. Bugün, keyif aldığınız yiyeceklerden mahrum kalmadan yağlanmayı en aza indirmenizi sağlayacak üç stratejiyi ele alıyoruz
Şişmanlamak zayıflamaya göre daha kolay. Eğer bir de metabolik hızınız yavaş ise yani “kaşıkla verip kepçe ile geri alan” grubunda iseniz yediklerinize ve genel yaşam şeklinize herkesten daha fazla dikkat etmek zorundasınız.
Alışveriş merkezleri, marketler, sokak satıcıları, televizyon reklamları, bol ikramlı dost sohbetleri, televizyon karşısı atıştırmalar, her gün kolayca erişilebilen birbirinden lezzetli yiyeceklerle ayda 1 - 2 kilo yılda 10 -12 kilo almak hiç şaşırtıcı değil.
Her gün sadece 200 kalori fazla yemek, yılda 72 bin kalori yapıyor. 7000 kalori 1 kg yağ depoladığına göre her gün 200 kalori fazla yemek, yıl sonunda 10 kg yağlanmak anlamına geliyor.
Eş zamanlı olarak güvenli ve yürüyüşe uygun kaldırımları olmayan yollar, uzaktan kumandalı televizyonlar, asansörler ve otomatik garaj kapısı kumandalarıyla neredeyse egzersizi de hayatımızdan çıkardık. Kendimizi stresli, izole edilmiş veya yalnız hissettiğimiz zamanlarda ise rahatlamak için yemeğe başvurmayı öğrendik.
İlerleyen yaş ve yavaşlayan metabolizmaya dur demek için en iyi arkadaşınız egzersiz olmalıdır, çünkü bu yaşlarda vücut kas dokusundan kayıplar başlar. Kas dokusunun kaybı metabolik hızı düşürür, cilt elastikiyetini kaybeder, kırışma ve sarkmalar başlar. Oysa düzenli yapılan egzersiz, yeterli ve dengeli beslenmeyle bu şikâyetler engellenebilir.
Yanlış diyet ve egzersiz kas kaybına yol açabilir: Karbonhidratlar vücudumuzda glikojen olarak depolanır. Kas ve karaciğerde bulunan bu deponun dolu olması özellikle egzersiz için çok önemlidir. Normal yaşayan bireylere günlük diyetin yüzde 55 civarında karbonhidrat içermesi gerektiğini öneriyoruz, sporcuda bu oran yüzde 70’e kadar çıkabiliyor. Karbonhidrat içermeyen diyette kaslar enerji olarak kullanılır. Ayrıca aşırı yürüyüş ve koşma da kas kaybı yaratabilir.
Aşırı protein kas büyütmez, yağ yapar: Yapılan çalışmalara göre sporcularda vücut ağırlığı (kg) başına 1 - 1.5 mg / kg / gün protein yeterli kas büyütme çalışmaları için ise günlük kg başına 2 gram protein üzerine çıkılmamalı. Çünkü aşırı protein vücutta yağ olarak depolanır performansı artırmaz. Karbonhidratı yeterince tüketmeden proteine ağırlık verilirse enerji için
Diyetler ülkelerarası kültür, etnik köken, din, ekonomi ve tarım ürünlerindeki farklılıklar kadar değişkenlik gösteriyor. Diyetler ülkenin inancından bile etkileniyor. Hatta aynı ülkenin içinde yöresel farklar bile çok başka özellikler getiriyor beslenme tipine. Ülkemizin güneydoğu bölümü özellikle Gaziantep ve çevresi kırmızı et ağırlıklı beslenirken, Ege Bölgesi daha çok balık ve sebze tüketiyor. Benzer şekilde Çin’in kuzey bölgeleri daha baharatlı yiyecekler, daha çok et ve buğday içeren diyetlere yönelirken, güney bölgeleri daha çok pirinç, yeşillik ve diğer sebzeleri tercih ediyor kuzeye göre, bu bölgedekiler daha az et içeren daha hafif diyetlerle besleniyorlar.
Tüm bu farklara rağmen dünya çapında önerilen ve bilimsel değerini yitirmeyen tek bir beslenme tipi var: Akdeniz diyeti...
Uzun senelerce geniş bir şekilde araştırılan ve sağlığa sayısız katkıları olan Akdeniz diyetinin faydaları saymakla bitmiyor. Çocuklarda astım ve alerji gibi kısmen daha önemsiz faydalardan muhtemelen hepsi arasında en önemli olan fayda yani daha uzun bir hayat faydasına kadar bu olumlu katkılar değişkenlik gösteriyor.
Sağlığa fazladan bir faydası var
İspanyol araştırmacılar bir araştırmada
Vücudumuzdaki diğer hücreler gibi beyin hücreleri de oluşum sırasında besin öğelerine ihtiyaç duyar. Bugün size beyninizi besleyen besinlerle ilgili bazı çalışmaların sonuçlarından bahsedeceğim
Bugün ne yediğinizi düşünün! Hatırlayabilmeniz için önce iyi bir hafıza ve güçlü bir beyne ihtiyacınız olduğunu da unutmayın. Yediğiniz besinler, içtiğiniz içecekler, öğrendiğimiz davranışlar, duyduğumuz sözcükler, yeni insanlar, yeni sporlar, yeni diller hepsi beyin fonksiyonlarımızın bir parçası.
Beslenmeyle ilgili yapılan çalışmaların çoğunun odağında kalp hastalığı, kemik sağlığı, kanser ve bel çevresi var gibi görünse de beslenme ve bedenimiz ile ilgili pek çok başka araştırma var. Bugün size beyninizi besleyen besinler ile ilgili bazı çalışmaların sonuçlarından bahsedeceğim. İlginizi çekeceğini düşünüyorum.
Beyin hücreleri vücudumuzdaki diğer hücreler gibi oluşum sırasında besin öğelerine ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle hamilelik sırasında ve bebeklik döneminde sağlıklı bir vücut ve beyin fonksiyonu için sağlıklı beslenmenin çok büyük önemi vardır.
Şu anda ise yapılan birçok çalışma yetişkinlik döneminde beslenmenin bilişsel fonksiyonlara etkisini araştırmaktadır.
Su, insan vücudu için en az oksijen kadar gereklidir. Sıcak havalarda daha fazla ihtiyaç duyulur, ama kış aylarında da su tüketiminin önemi büyüktür
Su, insan vücudunda ve yeryüzünde en çok bulunan maddedir ve yaşamak için en az oksijen kadar gereklidir. Ortalama olarak yetişkin bir bireyin vücut ağırlığının yüzde 55 - 75’i (38 - 46 litre) sudur. Bu yüzdeler kişiye, vücut bileşimine, yaşa, cinsiyete ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir.
Sıcak ve yaz ayları suyu daha fazla hatırlatsa da kış aylarında da su tüketiminin önemi büyüktür. Vücut suyunun azalması ciddi tehlikedir. Bu sebeple vücudunuzu kesinlikle susuz bırakmayın.
-Kan yüzde 83
- Kas yüzde 73
- Vücut yağı yüzde 25