Ramazan sonrası hızlı kilo vermeyin

1 Ekim 2008

Sıcacık pideler, tulum peyniri, zeytin, bal, reçel... Güzel Ramazan sofralarının ardından bayramda da tatlı konusunda sınır tanımıyorsanız. Sakın vücut ağırlığınızdaki artış sebebiyle bayram ertesi kendinizi aç bırakarak cezalandırmayı düşünmeyin. Hemen bu düşünceden uzaklaşın.
Kilo vermek için aç kalmak en ilkel ve en zararlı davranış olur. Bedeninize iyi davranın aynen üzerine titrediğiniz çocuğunuz veya sevgiliniz veya anne babanız veya eşiniz gibi. Üstelik vücudunuza iyi bakmak sadece belirli dönemleri kapsamamalı her gün her saati kapsamalı ve özel günlerde de bu işin önemi göz ardı edilmemelidir.
Hayati fonksiyonları tam olarak düzenli yapabilmek için günlük ihtiyacınız olan enerjiyi, besin öğelerini, vitamin ve mineralleri düzenli bir şekilde almalı ve bunun yanında fiziksel aktivite ile vücudumuzu çalıştırmayı unutmamalıyız. Bayram veya Ramazan veya yaz tatilinde sağlığınız hep önceliğiniz olmalı. Çok katı bir beslenme listesi veya sıkı kurallardan bahsetmiyorum.
Her besinden ölçülü

Yazının Devamı

Bayram keyfini kaçırmayan beslenme önerileri

29 Eylül 2008

Genelde büyüklerin evindeki bayram kahvaltısı ile başlayan ve bayram ziyaretleriyle devam eden bu güzel günlerde, tüm aile bir arada olduğu için sofralar her zamankinden çok daha çeşitli besinler içerir. Büyükannelerin börekleri, el yapımı tatlıları ve özel pişen yemekleri reddetmek, bazen büyüklere saygısızlık gibi de algılanmakta veya bu mazeretin arkasına sığınılarak aşırı yemek yenilebilmektedir. Bu bayramın en büyük özelliği, ise tabi ki adı üstünde şeker ve tatlılar... 
Böyle günlerde ‘Geleneksel yemeklerden vazgeçin doğru bir mesaj ve hedef değildir. Bayramda kilo almayacak şekilde dengeli, beslenmek ve her çeşit besinden küçük miktarlarda yemek en sağlıklı seçimdir önemli olan “neyi, ne kadar, nasıl ve ne zaman” tükettiğinizdir 

Çocuklara dİkkat!
Şeker bayramı, aslında en çok çocukların büyük heyecanla bekledikleri bir bayramdır. Yeni kıyafetler, bayram sabahı büyüklerin elini öptükten sonra heyecanla beklenen cep

Yazının Devamı

Japonya Diyetetik Kongresi’nden son haberler

26 Eylül 2008

Çocukluk çağı obezitesi yetişkinden daha önemli.
Yapılan sempozyumlarda genel olarak yetişkin obezitesinden çok - obezite artık çok küçük yaşlarda başladığı için - okul çocuklarındaki obezitenin nedenleri ve çözümler tartışılmıştır. Özellikle ABD’de 62 yıldır uygulanan okul öğle yemeği programları çocukların yeterli besin almaları ve sağlıklı bir çocukluk dönemi geçirip, ideal kilolarda olmaları için  uygulanıyor. Maalesef ülkemizde tüm okullar için geçerli olan ve diyetisyen gözetiminde uygulanan programlar yok. ABD uygulamalarına baktığımızda öğle yemekleri sebze ve meyve ağırlıklı olmak üzere, tam tahıl ürünleri ve düşük yağlı süt ürünlerinden oluşuyor. Klasik Amerikan fast foodları ise düşük yağlı ve düşük kalorili olarak yeniden düzenlenerek servis ediliyor

Demir, A vitamini ve iyot, dünya genelinde eksikliği en çok görülen mikro besin öğeleridir.
Demir, A vitamini ve iyot eksikliği tüm dünyada etkisini

Yazının Devamı

Adet düzensizliğini önemseyin

24 Eylül 2008

Polikistik Over Sendromu (POS), problemi olan birçok yetişkin kadın kısırlık tedavisi için başvurana kadar bu probleminin farkında olmayabiliyor. Bu hastalık sadece kısırlık değil birçok yönden de diğer hastalıklarla bağlantılı. Hayatın ilerleyen zamanlarında kronik hastalıkların (diyabet, kalp rahatsızlıkları, hipertansiyon, endometrial kanser gibi) gelişimini etkilediğinden ergenlikte tedavi edilmesi bu hastalıkları engellemek açısından kritiktir. Aksi takdirde daha sonra finansal ve manevi zorluklar yaşanıyor.
Polikistik Over Sendromu (POS), ilk olarak 1935’te fark edilmiş bir hastalıktır. Genellikle, küçük kistler (“poli kistler”) yumurtalıkların etrafını sarar ve ultrasonda bir dizi inci gibi görünürler. Kistler hormonal dengesizliğin sonucudur, bu hastalıkta testosteron gibi yüksek miktarda erkeklik hormonları artmıştır ve insülin direnciyle bağlantılıdır. Bu sebeple yüzde ve vücutta fazla tüy çıkması (hirsutizm), akne, cilt problemleri ve düzensiz âdet kanamaları oluşur. POS olan ve insülin direnci olan kadınların çoğu karın

Yazının Devamı

Çocuklarda kilo sorunu

22 Eylül 2008

“Çocuğum için doğru vücut ağırlığı nedir?” ebeveynlerin en sık sorduğu sorudur.  Basit bir soru gibi görünür ancak cevabı her zaman basit değildir. İnsanların farklı vücut tipleri vardır, bu nedenle herkes için doğru olan tek bir ağırlık yoktur. Aynı boyda ve yaşta olan çocuklar arasında bazıları diğerlerinden daha kaslı veya gelişmiş olabilir. Bunun nedeni bütün çocukların vücutlarının aynı tip olmaması veya aynı zamanda gelişmemeleridir. Çocukların boylarına göre doğru bir kilo aralığında olup olmadığını bulmak mümkündür ancak biraz çaba gerektirir.

Büyüme ve ergenlik çağı
Herkes aynı hızla büyüyüp gelişmez. Ergenlik sırasında vücut, kızlarda göğüs gelişimi, erkeklerde testislerin büyümesi ve hem kızlarda hem de erkeklerde boyun uzaması ve vücut ağırlığının artması gibi fiziksel değişikliklere yol açan hormonlar salgılamaya başlar. Bu değişimler başladığı zaman birkaç yıl devam eder. Ortalama bir insan ergenlik sırasında yetişkinlik boyuna erişmeden önce 25 cm’ye

Yazının Devamı

Prostattan utanmayın!

19 Eylül 2008

Türk Üroloji Derneği açıklamalarına göre her yıl sadece Avrupa’da 346 bin yeni prostat kanseri olgusu saptanıyor. Prostat kanseri gelişmiş ülkelerde en sık ya da ikinci en sık, tüm dünyada ise üçüncü en sık görülen kanser türünü oluşturuyor. Üstelik belirtiler, ancak ileri evrelerde ortaya çıkıyor ve erken tanı büyük önem taşıyor.
15-19 Eylül 2008 tarihleri arasında tüm Avrupa’da gerçekleştirilen Üroloji Haftası kapsamında, Türkiye için de önerilen şu:
Hiçbir şikâyet söz konusu olmasa da, her erkek için risk faktörüne bağlı olarak 40 -50 yaşın üzerinde her yıl düzenli ürolog kontrolü şart! Utanıp sıkılmayın, hekime başvurmaktan kaçınmayın

Erken tanı çok önemli
Prostatit (prostat bezi iltihaplanması), benign prostat hiperplazisi (iyi huylu prostat büyümesi) ve prostat kanseri... Erkekler yaşlandıkça, prostatı etkileyen bu hastalıklara, yakalanma riskleri de artıyor. Bazıları sık idrara çıkma ya da çıkmakta

Yazının Devamı

Kahvaltısını yapan öğrenci daha başarılı

17 Eylül 2008

Okullar açıldı ve anne babaların telaşı arttı. Her anne, çocuğu okula gitmeden önce iyi bir kahvaltı yapsın ister. Ancak çocukların servise yetişme telaşı, erken uyanamama problemi sabah saatlerinde iştahsız olmaları, dolayısıyla kahvaltıyı sevmemeleri günün en önemli öğününü atlamalarına neden olabiliyor. Oysa kahvaltının önemi ile ilgili olarak yapılan çalışmalar güne iyi bir kahvaltı ile başlamanın her yaş grubu bireylerde çok yararlı olduğunu ortaya koymaktadır.

Pozitif ilişkiyi doğruluyor
Beslenme ve zihin gelişimi dikkat üzerine yapılan çalışmalar aradaki pozitif ilişkiyi hep doğruluyor. En önemli noktalardan birisi de sabah kahvaltısı. Yapılan birçok çalışmanın da kanıtladığı üzere sabah kahvaltısı, çocukların gelişiminde çok önemli rol oynamaktadır çünkü akşam yemeği ile kahvaltı arasında yaklaşık 8 -12 saatlik bir aralık bulunmaktadır. Bu nedenle çocuk, kahvaltı saatlerinde açlık düzeyindedir.
Açlık durumunda beyne enerji sağlayan kan şekeri en alt seviyededir. Açlık sonrası

Yazının Devamı

Stresliyken çikolata yemeyin!

15 Eylül 2008

Stres kelimesi ile bizi tanıştıran endokrinolog Dr. Hans Selye’dir. 1907 yılında doğan Selye, uzun yıllar Montreal Üniversitesi Deneysel Tıp ve Cerrahi Enstitüsü Müdürü görevini yürütmüş ve dünyanın büyük otoritelerinden birisi olmuştur. 
Vücuttaki bu gerilimler, fiziksel bozukluk, gürültü, kalabalık, yakın bir kimsenin kaybı, çatışma, sıkıntı, hayal kırıklığı, başarısızlık, eleştiri gibi dış etkilerden kaynaklanabilir veya tek başına meydana gelebilir. Gerilim, vücudun iç ve dış çevrede meydana gelen değişmelere karşı verdiği sabit bir biyokimyasal cevaptır.
Strese karşı reaksiyon verme süreci ilk “alarm” durumu ile başlar. Bu aşamada herhangi bir olayın meydana gelmesiyle denge bozulur, vücut kısa bir süre alarm durumuna geçer, daha sonra denge durumuna gelmeye çalışır. İkinci aşama “direnç” olarak adlandırılır. Savunma mekanizmaları, meydana gelen olaya karşı enerji ve güç ortaya koyar. Bu destek ile kendimizi korumamıza yarayan “savaş ya da kaç” reaksiyonuna zemin

Yazının Devamı