Seçim ve bölünmüş haritalar

12 Temmuz 2007

Not O Türkiye'nin varlık sorunudur. Onun adı "bölünme"dir.Evet, Türkiye'nin bir numaralı sorunu "bölünme"dir.Bu bir hayal mi?Hayır.Hayal olsa ABD'de, Avrupa'da ve en son Yunanistan'da bölünmüş Türkiye haritaları dağıtılır mı?* * *"Güneydoğu'da işsizlik var. Terör ondandır" demek de doğru sayılamaz. İşsizlik Karadeniz Bölgemizde de var, Orta Anadolu'da da var. Türkiye'nin birçok yöresinde de var.Peki oralarda terör var mı?Yok.Güneydoğu Anadolu'daki bu bölgesel terör bölücüdür. Bunu, Şırnak Belediye Başkanı, önceki gün dünya devletlerini PKK'ya yardıma çağırarak bir kez daha ispatladı. Diyarbakır Belediye Başkanı da paralel şekilde Roj TV'ye açıklamalarda bulundu.Bölücü terörün dışarıdan, özellikle Kuzey Irak'tan, Barzani'den destek aldığı da artık bilinen bir gerçek.Öyleyse, her şeyden önce bu teröre nasıl son verileceği bir plan dahilinde saptanmalı. Bu planın uygulanması Güneydoğu'nun iktisadi kalkınmasıyla da atbaşı gitmeli. Çünkü terör olan yere yatırım gelsin diye beklemek saflık olur.* * *Peki bu girişi niye yaptık?Şunun için.Başbakan'dan bölücülük için çok sert beyanat bekleniyor ama o çok sert demeçler vermiyor, çok konuşmamayı, susmayı tercih ediyor. Onun konuşmayışını iki

Yazının Devamı

'Göç'ü önle, 'suç'u önle

5 Temmuz 2007

Not Bazı rakamlar şöyle:Kapkaç yüzde 70, yankesicilik yüzde 49, dolandırıcılık yüzde 68, gasp yüzde 26, hırsızlık yüzde 52, mala zarar verme yüzde 170 oranında arttı. Kapkaçta ilk sırayı alan İstanbul'u, Diyarbakır, İzmir, Ankara, Antalya ve Mersin izliyor.Suçlu yakalama oranı ise büyük ölçüde düştü.Raporda, "polisin tek başına yapabileceği bir şey olmadığı" savunuldu.* * *Bu rapor neyi gösteriyor?İşimizin tam manası ile Allah'a kaldığını.Baksanıza raporda "polisin tek başına yapacağı bir şey kalmadı" deniyor. Oysa halk asayiş konusunda önce polise güveniyordu. Artık ona da güvenmeyeceksiniz. Emniyet'in asayiş raporunun söylediği bu.* * *AKP iktidara geleli 4 - 4.5 yıl oldu. Asayiş konusunda bir arpa boyu yol alınmadı. Aksine geri gidiş oldu."İstanbul'a, Ankara'ya girişte vize şart" dendi.Bizim de yıllardır savunduğumuz bu konuyu Başbakan Tayyip Erdoğan yeniden gündeme getirmişti. Ama yapamadı.Büyük şehirlerin pek çok sorununun özellikle de asayiş sorununun temelinde "göç" yatıyor.Örneğin İstanbul her yıl 400-500 bin, yani bir Anadolu şehrinin nüfusu kadar göç alıyor.Bir şehrin bu oranda bir ek nüfusu özümlemesi mümkün mü?Gecekondu ve işporta gibi gayri nizami yaşam ürünleri bu

Yazının Devamı

Bir seyahatin öyküsü!..

28 Haziran 2007

Not Seçim arifesinde Türkiye'nin nabzını tutuyorlar.Bana Trakya düştü. Yani Trakya bölgemizdeki 3 ilimiz.Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli. Ben elimde bir çanta ile yola, 3 sabah bu iller için düştüm.Birinci gün sabah 8'de tekerlek Levent'te, evin önünde döndüğü halde 235 kilometrelik Edirne'de neredeyse randevularımıza yetişemiyorduk.* * *TEKİRDAĞ'a gidişimizde hareket saatini bir saat erkene aldık ama 115 kilometrelik Tekirdağ'da yine neredeyse söz verdiğimiz saatte olamayacaktık.Niye?Trafik yoğunluğu nedeniyle.* * *Birinci gün, yani Edirne'ye gidişimizde, İstanbul şehir içi trafiğinin genelde yoğun olmasını bir yana bırakın, Bahçeşehir bölgesindeki üstgeçit çalışması sürpriziyle karşılaştık.Otoban neredeyse çıkıştaki gişelerde kilitlenmişti. Motorlu araçlar 1. viteste adım adım ilerliyordu. Dakikalarımız yeni yapılmakta olan Ispartakule evlerini geçene kadar ziyan oldu.* * *İKİNCİ gün yolun başlangıcı aynı idi.Ama bu kez akıllılık (!) ettik.Hem daha erken yola çıktık. Hem de E-5'ten yola başladık. Bahçeşehir'i geçtikten sonra TEM'e dönecektik. Yani trafik tıkanıklığını atlatacaktık. Ama atlatamadık.E-5 sabahları özellikle Küçükçekmece'ye, Avcılar'a kadar şehir içi gibi kalabalık

Yazının Devamı

ABD, Türkleri kaybetti...

21 Haziran 2007

Not Tabii buna karşı Türk halkının çoğunluğu da Amerika'yı gözden çıkarmış gibi...Amerika'nın bu yanlış politikaya nasıl saptırıldığını tarih bugünkü ABD yöneticilerinden herhalde soracaktır.* * *SON günlerde Türkiye'yi kargaşa içinde gösteren senaryolar yine ABD'de gündeme geldi.Hudson Enstitüsü adındaki bir "düşünce kuruluşu" Türkiye için öngördüğü ve tüyleri diken diken eden senaryoyu tartışmaya açtı.Bu enstitünün Türkiye üzerine felaket senaryosu büyük tepki gördü.Her ne kadar bunu düzenleyen bir kuruluş da olsa not ABD'nin aleyhine düşüldü.* * *UZAKTAN kumandalı mayınlar patlatılarak Türk askeri her gün şehitler veriyor. ABD yetkilileri, Washington, Beyaz Saray, Pentagon bilmeli ki Türk halkı her şehit cenazesinde PKK'yı olduğu kadar ABD'yi de lanetliyor.Çünkü PKK'ya, Barzani'ye, Kuzey Irak'a yüz veren, silah veren, destek veren ABD'dir. O istese bu çatışmalar bir saatte kesilir. PKK diye bir terör örgütü kalmaz ve Türk çocukları şehit olmaz. * * *YANİ ABD, büyüklüğüne yaraşır bir tarafsızlık içinde değil. Her şeyden önce o görüntüyü vermiyor. Yani haklıyı sırf haklı olduğu için savunmuyor. "Yansız" görüntüsünü açıkça terk etti.Soğuk Savaş varken, dünya iki kutupluyken, ABD

Yazının Devamı

Türkiye hiç böyle sıkışmadı

14 Haziran 2007

Not "Yurtiçinde 5 bin PKK'lı varken, 500 PKK'lı için Kuzey Irak'a bir operasyon düşünemeyiz" diyerek.Peki adama demezler mi?Sen terör olmayan bir ülke teslim aldın, ama 4.5 yılda Türkiye'yi Nereden nereye getirdin. Terör içinde kıvranan bu ülkede her gün birkaç şehidin cenazesi kaldırılıyor. Halk galeyanda. Bir de sen bu galeyandaki Türk halkına kızıyorsun. Kuzey Irak'a operasyon yok, diyorsun.* * *GÜVENLİK Zirvesi'nden sonra yayımlanan bildiride ne olursa olsun, ben Türkiye'yi bugünkü kadar "sıkışmış" görmedim.Cumhurbaşkanı, Başbakan'la neredeyse dargın kelimesini haklı gösterecek bir ilişki, daha doğrusu ilişkisizlik içinde.Genelkurmay Başkanı ile Başbakan çelişki içinde.Yargı bambaşka bir telden çalıyor.Geniş halk kitleleri barut fıçısı gibi. Bazıları bayrak elde meydanlara dökülüyor.Lider dersen yok.Genel seçim kapıya dayandı.Şehitler her geçen gün artıyor. Ama hükümetin dış teröre dair dişe dokunur bir hareketi yok.Başbakan iki cümle söylediği zaman çelişkiye düşüyor ve inandırıcılığını kaybediyor.Bir, "Ben herkesle konuşurum" diyor.Bir de, "Ben aşiret reisleriyle konuşmam" diyor.Hangisine inanalım, demeyeceğim.Çünkü zaman konuşma zamanı değil, o zaman geride kaldı, zaman

Yazının Devamı

Sezer ve halkın seçimi...

31 Mayıs 2007

Not Hakikaten Sezer Çankaya'ya çıktığından beri bir süs gibi, sembolik bir kişi gibi davranmadı. İşlerin içine girdi. Bazı yasaları veto etti. Bazı atamalara karşı çıktı. Bazı atamalarda en çok oy alanı değil de daha az oy alanı tercih etti. Hatta gün geldi, onun Cumhurbaşkanı olmasını sağlayan adamın kafasına kitap fırlattı.* * *SEZER Cumhurbaşkanı seçildiği günlerde, "1982 Anayasası'nın cumhurbaşkanına verdiği yetkilerin fazla olduğunu, bunların makul seviyeye indirilmesini" savunuyordu.Kısa bir süre sonra bu tezini unuttuğunu da hissettik.Artık, Sezer, Çankaya'nın yetkilerinin benzer parlamenter rejimlerde olduğundan fazla olduğunu, bazısının iptalini savunmuyor, bilakis, yeri geldikçe, bu aşırı bulduğu yetkileri kullanıyordu.* * *GERÇEKTE de 1982 Anayasası, 1961 Anayasası'na göre cumhurbaşkanına çok fazla yetki tanımıştı. Çünkü o Anayasa'yı yapanlar ihtilalin lideri Kenan Paşa'nın cumhurbaşkanı olacağını düşünüp anayasal yetkilerini de ona göre hazırlamışlardı. Yani Kenan Paşa'yı çok yetkili kılmak için ellerinden geleni yapmışlardı.İşte Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı seçildiğinde "Bu yetkiler çoktur, azaltılmalıdır" dediğinde haklıydı.* * *SEZER son olarak yetkilerini

Yazının Devamı

Enerjide biz yaya kaldık...

24 Mayıs 2007

Not Rusya Türkiye'ye ne yaptı?Türkiye'nin "enerji koridoru" olma hevesini kursağında bıraktı.Türkmenistan ve Kazakistan'la anlaşıp Orta Asya'nın enerjisini Avrupa'ya taşımaya karar verdi.Türkiye'yi saf dışı etmesinde Ankara'daki hükümetin beceriksizliği başrolü oynadı. Türkiye'nin "enerji koridoru" olması tarihi bir olaydı ve AKP hükümeti bu tarihi olayda Türkiye'nin "tuş" olmasına sebep oldu.* * *DÜNYA üzerinde enerjiye duyulan ihtiyacın giderek artması, ABD, Rusya ve AB ülkelerinin enerji oyununda yeni hamleler geliştirmesine neden oldu.Önemli bir enerji geçiş hattı üzerinde bulunan Türkiye ise, bu ülkeler arasında yaşanan enerji savaşı karşısında şimdi en fazla mağdur olan ülke pozisyonunda.Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkmen gazına ve Kazak petrolüne doğrudan ulaşmak için yaptığı son hamle, Türkiye'nin büyük önem verdiği Samsun-Ceyhan Boru Hattı projesini de baypas etti. Uzmanlar Rusya'nın yeni boru hattı projesinin Türkiye'ye milyarlarca dolarlık zarar verebileceğini belirtiyor. Türkiye'nin bel bağladığı "Şahdeniz" projesi artık gecikecek.Ve Türkiye petrol ve doğalgaza daha çok para ödemek zorunda kalacak.* * *BU savaş devam ededursun, yani petrol ve doğalgaza

Yazının Devamı

Ne olacak şu bizim solun hali?

17 Mayıs 2007

Not Bunu önce bir cümle halinde duyuralım, dedik. Neden?Madem milletvekillerinin yemini var, bizim de seçimler öncesindeki yeminimizi tekrar edelim istedik.Doğru bildiğimizi yazmazsak, aday olacağız diye gerçeklerin üstünü örtersek veya ülke değil de bir partinin yararını düşünüp objektiflikten saparsak, biz "namus"luluk iddiasında bulunamayız.***72 milyon bir bütündür.Yani "yurttaş", "halk", ne derseniz deyin, ama ayırmayın.İzmir'deki de Erzurum'daki de Türkiye vatandaşıdır, Türkiye halkıdır.Hepsi Anayasa'nın değiştirilemez maddelerine bağlıdır.Yani, Türkiye Cumhuriyeti demokratik, sosyal ve laik bir hukuk devletidir.Meydanlarda duyulan şu ses ve taşınan şu dövizler boşuna mı: "Ne darbe ne de dinci devlet!".Öyleyse küçük bir grubun dışındaki vatandaş, "laik, demokratik Türkiye"nin vurgusunu yapıyor, o küçük azınlığa hatırlatıyor."Ne darbe ne de dinci devlet" diye meydanlarda bağırıyor.Yani, Anayasa'nın o değişemezlerini hatırlatıyor.***BU dinsiz olmak demek mi?Hayır."Dinci devlet" peşinde olmakla, "dindar", dinine bağlı olmanın ayrı şeyler olduğunu ifade etmek demektir.Onun için, "laiklik" öncelikle, dinine bağlı vatandaşın işine yarar, diyoruz.***TÜRK demokrasisi topaldır. Çünkü

Yazının Devamı