Bu anayasa örnek olmalı

13 Eylül 2007

Not Bize benzeyen ve demokrasiyi seçen ülkelere.170 yıllık tecrübe birikimiyle yeni bir anayasa yapılıyor ve bu, Türkiye'nin bütünü için bir anayasa olacak, yalnız AKP'nin olmayacak, diye biliniyor.Ancak böyle örnek olunabilir.Evet bu anayasa örnek olmalı.* * *İNGİLTERE bir yana bırakılırsa dünyada aşağı yukarı iki türlü anayasa var.Ana konulara değinen, kısa anayasalar; teferruatlı, uzun anayasalar.Anlaşılıyor ki, AKP'nin ısmarladığı anayasa taslağı kabul edilirse anayasa teferruatlı, yani uzun anayasaların arasında yer alacak...Bunu nereden çıkarıyoruz? AKP'li Dengir Mir Mehmet'in, bana abartılı da gelse, verdiği ipuçlarından.Ne diyor Dengir Mir Mehmet?"Bu anayasa taslağını 110 profesör hazırladı."Şimdi bu taslak AKP'de tartışılacak.* * *UZUN anasayada aşağı yukarı 250 konunun ele alındığı düşünülürse bu anayasanın mükemmel, daha doğrusu tarafsız olması için önce bir "kurucu meclis", sonra da bir 2-3 yıl lazım gelmez mi?* * *PEKİ anayasanın kabulünde halkoyu ne anlam taşıyor?Önce şunu tekrarlayalım, bugün beğenilmeyen ve değiştirilmek üzere harekete geçilen 1982 Anayasası halkoyuna sunulmuş ve yüzde 92'yle kabul edilmişti.Demek ki, anayasalar konusunda halkoyu tartışılacak bir

Yazının Devamı

Hep, 'tepki anayasası'

6 Eylül 2007

Not Bizim anayasalarımız hep "tepki anayasası" oldu.Bu kez de öyle olmasın diyoruz.Hep "sivil bir anayasa" tabiri dillerde dolaşmıyor mu?Yani, askerlerin yaptığı ve onların görüşlerinin ağırlık taşıdığı bir anayasa olmasın.Tamam ama bu anayasa 21. yüzyılda modern Türkiye'ye yakışır bir anayasa da olmalı.Askere tepki diye Türkiye'yi geri götürecek, daha doğrusu laiklikten taviz veren bir anayasa da olmamalı.***"BUGÜNÜN en dikkat çekici konusu; Ankara'da elden ele dolaşan bir yeni anayasa taslağı.Otoriter bir devlet düzeni öngördüğü, hatta yasamanın bazı yetkilerini yürütmenin başına verdiği iddia edilen bir taslak.Bir yanda Türkiye, hükümetini ararken bir yanda bazıları perde arkasında rejimi değiştirecek hazırlıklar yapıyor."Bu satırlar 1998 yılının 30 Aralık'ında bu köşede yer almış. Yani Türkiye'de her zaman bir yeni anayasa arayışı var. Ve bu arayış zamana ve zemine göre daha demokratik veya daha otoriter olabiliyor.Evrensel ölçüleri Türkiye gerçeğiyle karıştırıp modern, ilerlemeye hız veren kısa bir anayasa hep özlemde kalıyor.***BUGÜN söz konusu olan yeni anayasa taslağını üniversitelerimizin akademisyenleri hazırladı. Prof. Dr. Ergun Özbudun'un başkanlığındaki bu heyette

Yazının Devamı

Ata'nın son siyasi sözleri

23 Ağustos 2007

Not "Her sene olduğu gibi vekâletlerden notlar toplansın. Bunları birleştirerek benim üslubuma yaklaşır şekilde nutku hazırlayın. Ben kuvvet bulursam, bunu esas alır, kendime göre yazarım. Ankara'ya gelir okurum. Şayet gelmeme imkân olmazsa düşünürüz. Siz okursunuz."* * *ATATÜRK, Ankara'ya gitmeyi çok istiyordu. Umumi bir konsültasyon yapıldı.Doktorlara sorduk:"Ankara'ya gidebilir mi?""Hayır.""Ya ısrar ederse?"Çok arzulamasına rağmen Ankara'ya gelemeyeceği kanaati kendisinde de belirmişti. Bunun üzerine sordu:"Nutuk ne oldu, mesaj hazır mı?""Hepsi hazır" dedik."Hemen getirin..."Doktorlar, bir çeyrek saatte bitirmeye gayret etmemi söylediler. Tıraş olmuş, üzerine rabunu giymiş, yorganı dizlerine kadar çekmişti. Adeta resmi bir vazife görmeye hazırlanmıştı. Gülümsedi:"Nutkun hülasasını anlatın. Tam metnini okuyacak mısın?" dedi.Dimağı mükemmel işliyordu, en sağlıklı bir insanın dikkati içinde dinliyor, bazı cümleleri tekrar ettiriyor, kelimelerden daha kuvvetli bulduklarını ekletiyor veya çıkartıyordu.Nutuklarında başlangıca ve final tabir ettiği son cümleye çok dikkat ederdi. Kendisini daha çok meşgul etmemek için:"Müsaade ederseniz finali hazırlayıp getireyim..." dedim.Yine

Yazının Devamı

Türkiye dönüm noktasında

16 Ağustos 2007

Not Yanlış anlaşılmasın, Abdullah Gül'ün vasıflarını tartışmıyorum. Onun adaylığını açıkladığı basın toplantısındaki konuşması da güzeldi.Yanlış anlaşılmasın, demokrasiyi yalnız şekilden ibaret olarak görenlerin, yani boş bir kalıp veya "tabula rasa" zannedenlerin bakış açısını da tartışmıyorum.Halka, "Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz" diyen düşünceyi, bu demokrasi anlayışını tartışmayı bile abes buluyorum.Tartıştığım "türban"ın yani siyasi bir sembolün şu kadar yıl sonra Çankaya'ya çıkabilmesidir.Bunda, Türkiye'yi yıllardır "ılımlı İslam devleti" olarak görmek isteyen ABD ve onun CIA görevlisi Graham Fuller, Paul Henze ve bazı destekçilerinin rolü olduysa onları tebrik ederim... Başarılarını kutlarım!..* * *CUMHURBAŞKANLIĞI konusunda Türkiye ikiye bölündü desek yanlış olur mu?İstikrar umulan ülkede, birdenbire gerilim gündeme geldi.CHP lideri Deniz Baykal, TV'de Ankara temsilcimiz Fikret Bila'ya "Ben türbanlı eşi olduğu için Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığına karşı değilim. Sebepler başka" diyordu. Ve bu sebepleri sıralıyordu.O bunu dese de, Türkiye'de büyük bir ekseriyet, daha açık konuşmayı tercih ediyordu ve "türbanın Çankaya'ya çıkmasını istemediklerini"

Yazının Devamı

Başbakan'a açık mektup

9 Ağustos 2007

Not Mesleğim gazetecilik. Yıllardır "Milliyet"te çalışıyorum.Yazı İşleri'nin her sandalyesine oturdum.Ne müdahaleler, darbeler ve seçimler yaşadım.Öğrencilik yıllarında da siyasetçilerimizi ve siyasi olayları yakından izlerdim.Şartlarını yerine getiremeyen Müslümanım ve laikliğin savunucusuyum.İki fakülte bitirdim.Bu seçimde "oyumu CHP'ye vereceğimi" açıkladım. Çünkü, Türkiye'ye sağlam bir muhalefet de lazımdı.Ben, AKP'nin yüzde 47 alacağını tahmin etmedim.Zaten bunu AKP'lilerin en iyimserleri bile tahmin etmemişti.* * *ŞİMDİ bunları niye yazdım?Tekrarlayayım, işim şu veya bu olsa da ben vatandaşım.Benim gibi milyonlarca kişinin Türkiye'de bulunduğunu AKP lideri Tayyip Erdoğan'a hatırlatmak istedim, onun için yazdım.Size, partiniz AKP'ye cumhurbaşkanı şansı verildi. Bu imkânı tüm yurdu kavrama, benim gibileri de kapsama yolunda kullanınız.Yani, Abdullah Gül'ü bu konuda açık konuşmaya ve Çankaya'dan vazgeçtiğini duyurmaya davet ediniz.Siz seçimden sonra "uzlaşmadan" söz etmiştiniz.Bunu unutmayın. Uzlaşmak yüzde 47 ile olduğu gibi, yüzde 53'le de olmalıdır.Bu da sizin AKP içinden seçtiğiniz yani AKP'li ama eşi türbanlı olmayan bir cumhurbaşkanı adayı üzerinde olacaktır.Bu zoru AKP

Yazının Devamı

Yeni Anayasa ve Üskül...

2 Ağustos 2007

Not Başka anayasa hukuku hocalarının konuşmamasından. O biliyor! Hep o konuşuyor.Cilt cilt kitap sahibi, medeni hukuk hocamız tanınmış profesör Halit Kemal Erbil bir gün ders verirken şunu da demişti: "Ben çok konuşmam, ama yeri gelince hukuk bilgimi yazarak konuştururum."Tabii onların amacı iyi hukukçu olmak ve iyi hukukçu yetiştirmekti, bakan olmak değil.* * *ÜSKÜL, "Anayasa'dan Atatürk ilkeleri, Kemalizm çıkarılsın" diyor.Ama şu soru bu tartışmadan önce akla gelmiyor mu?Üskül'ün acelesi ne?Niye daha yeminden önce kendini "ben buradayım" dercesine ortaya atıyor? Parti içinde, Meclis içinde değil de yazılı ve görsel basında tartışıyor.Bu bilimsel kimliği olan bir kişiye yakışır mı?* * *PAZAR gecesi TV 24'te bir "tekrar" vardı.Üskül, orada şu cümleyi kullandı:"Türkiye'de iki kişiden biri demokrasiyi seçti."Yani Üskül'e göre yüzde 47 demokrasiyi seçmişti de, "mefumu muhalifi"nden bakarsak yüzde 53 neyi seçmişti?Üskül bu yüzde 53'e hakaret ettiğini düşünmüyor mu? Üskül artık sade bir vatandaş olsa konuşsun diyelim. Ama o artık bir partinin hem de iktidar partisinin mensubu, yeni statüsünü, o dikkate almıyorsa biz vatandaşlar alıyoruz.* * *TÜRKİYE'ye bugünkünden kısa, anlaşılır ve AB

Yazının Devamı

Millet niye böyle istedi?..

26 Temmuz 2007

Not Evvela seçimden hemen sonra duyduğumuz ve gördüğümüz bir yanlışa işaret edelim.Bence "sivil muhtıra", "halk muhtırası" sözü en azından şık değil.Hem 72 milyonun kaynaşmasını isteyeceksin hem de e-muhtırayı hatırlatıp, 27 Nisan'ı hatırlatıp, orduya laf atıp, seçim sonuçları için "halk muhtırası" diyeceksin.Bu tenakuz değil mi?İyi ki bu tenakuza Başbakan ve AKP Başkanı Tayyip Erdoğan düşmüyor.Zafer kazandığı belli olduktan sonra ilk sözleri "Biz tartışmaları meydanlarda bıraktık. Artık amaç dost kazanmak" oluyor.Bu sözler seçim sonuçlarına "halk muhtırası" diyenlerin kulaklarını çınlatmıyor mu?Adeta onlara "Kraldan fazla kralcı olmayın" demek anlamı taşımıyor mu?***AKP Güneydoğu'dan da oy aldı. Hem de DPT'den çok.Bu onun tuttuğu yumuşak yolun sandığa yansıdığını açıkça gösterdi.Bundan iki hafta önce "Başbakan bölücülük için çok sert demeçler vermiyor. Onun sert konuşmayışı iki şekilde yorumlanabilir. Önce Erdoğan Güneydoğu'dan oy bekliyor ve..." diye yazmıştık.***YALNIZ Güneydoğu'dan oy almak AKP'yi seçimin galibi durumuna getiremezdi. Yani, Türkiye'de az rastlanır bu seçim sonuçlarına, daha doğrusu mutlu sona eriştiremezdi. Bunda, bütün Türkiye için başka sebepler de rol

Yazının Devamı

Türban Çankaya'ya çıksın mı?

19 Temmuz 2007

Not 72 milyonu idare edecek kadro saptanacak.Ayın 23'ünde yani pazartesi günü seçmenin, Türk halkının AKP iktidarına "Tamam mı, devam mı" dediği belli olacak.* * *BU seçim CHP'nin en kârlı çıkacağı seçim olarak görülüyor. Çünkü AKP iktidar partisi olarak birçok konuda yıprandı.Türkiye'nin "bölünme" gibi bir tehlike yaşadığı ve AKP iktidarının bu konuda "vurdumduymazlık" yaptığı görüldü.Merkez sağda boşluk doğdu. Merkez sağda oy vereceklerin bir bölümü CHP'yi desteklemeyi mecburen tercih etti.Bu avantajlar CHP'nin şimdiye kadar yakalayamadığı bir oy yüzdesini yakalayabileceğini gösteriyor.Tabii teşkilat da Deniz Baykal gibi çalıştıysa. Bütün Türkiye'ye nispet edilmez ama, ben Trakya'da CHP'lileri Genel Başkanları kadar hırslı görmediğimi yeri gelmişken yine belirteyim.Özetle, CHP geçmişindeki ve gelecekteki en çok milletvekilini çıkarma şansını bu seçimde yakaladı, demek yanlış olmaz.* * *AKP, bu seçim propagandası süresince Erdoğan'la adeta bütünleşti. Her yerde o; yani Erdoğan vardı...Pazar günü yapılan İstanbul mitingi de adeta partinin moraline moral kattı. Mitingde "bindirilmiş kıtalar" vardı ama bunlar her partinin mitinginde yok mu? Bu kez belki de mitinge gelecek partililer

Yazının Devamı