Kış alerjileri hakkında bilinmesi gerekenler

8 Şubat 2022

Kış alerjileri denince aslında akla ilk gelen artan hava kirliliğine bağlı olarak havada oluşan parçacıkların, bununla birlikte ev içinde artan sıcaklık ve nemle birlikte kendileri için çok daha uygun bir ortam bularak artan ev tozu akarlarının neden olduğu alerjik tepkimelerdir. Nitekim soğuk havanın kendisi de alerjik tepkimeleri tetikleyebilmektedir. Bununla birlikte kış mevsimiyle birlikte artış gösteren grip, nezle, farenjit gibi viral enfeksiyonlar da başta astım hastaları olmak üzere alerjik bünyeye sahip kişileri bağışıklık sistemlerini zaafiyete uğratarak yine daha zor durumda bırakmaktadır.

Alerji dünya çapında en yayın görülen kronik durumlardan biridir. Bununla başa çıkmak için elbette temiz havada kalmaya çalışmak, soğuktan korunmak gibi hastaların kendilerinin alabileceği önlemler önemlidir, ancak yeterli değildir. Alerji geçiştirilmeye gelmez ve muhakkak tedavi edilmesi gerekir. Alerji tedavisinde etkili seçeneklerin başında biorezonans metodu gelmektedir.

Kış alerjisine neler neden olur?

Kış alerjenlerinin çoğu iç mekanlardadır. İnsanlar,

Yazının Devamı

Kanser lenf bezlerine yayıldığında ne olur?

17 Ocak 2022

Bazı kanser türleri kişinin lenfatik sistemi yoluyla lenf düğümlerine yayılabilir. Metastaz olarak adlandırılan kanserin vücudun yeni bir bölgesine yayılması durumunu lenfatik sistem açısından inceleyelim.

Kanserin lenf düğümlerine yayılması ne anlama geliyor?

Lenfatik sistemimiz, bağışıklık sistemimizin bir parçasıdır. Lenfatik sistem, bir dizi bağlantılı düğüm ve damara işaret eder. Lenf damarları, vücudumuzda lenf sıvısı adı verilen bir maddeyi taşır. Lenf sıvısı, enfeksiyonlarla savaşmamıza yardımcı olan beyaz kan hücrelerini içerir. Lenf düğümleri ise, kanser hücreleri veya enfeksiyonlar gibi yabancı maddeleri lenf sıvısından filtreleyen küçük yapılardır. Lenf düğümleri ayrıca lenf sıvısındaki istilacı organizmalara saldıran beyaz kan hücreleri içerir.

Bir kişinin lenf düğümlerinde kanser hücreleri görüldüğünde bu durum hücrelerin orijinal tümörden ayrıldığı ve lenf damarları yoluyla bir lenf düğümüne geçtiği anlamına gelir.

Lenf düğümü içindeki kanser

Yazının Devamı

Prostat kanserinde genetik miras neden önemli?

24 Aralık 2021

Genetik miras alerjilerden romatizmal hastalıklara, kilo probleminden psikiyatrik bozukluklara pek çok rahatsızlıkta etkili bir unsur. Prostat kanseri de genetik mirasın riski artırdığı hastalıklardan biridir. Prostat kanseri riskini artırabilecek faktörler listesinde başı çeken maddelerden biri, ailede prostat kanseri öyküsü bulunmasıdır.

Prostat, erkeklerde mesanenin hemen altında bulunan küçük bir bezdir. Prostat kanseri yavaş büyüyebilir ve herhangi bir semptoma neden olmayabilir. Bazı vakalarda görülen semptomlar ise şunlardır: İdrar yapmada zorluk, idrar yaparken ağrı, sık idrara çıkma, idrar ya da menide kan, boşalma sırasında ağrı, ereksiyon sorunu. Prostat kanseri ilerleyip vücuda yayıldığında anemi, bağırsak sorunları, lenf düğümlerinin şişmesi, kemik kırıkları gibi sorunlar da ortaya çıkabilir.

Ailesinde tek bir kişide prostat kanseri bulunan birinin bu kansere yakalanma riski üç kat artar. Aynı zamanda kardeşi ve babasında prostat kanseri öyküsü bulunan erkekler için risk beş kata çıkmaktadır. Çeşitli genetik etkenlere bağlı

Yazının Devamı

Meme kanseri genç kadınları farklı etkiler mi?

9 Aralık 2021

Öncelikle risk faktörlerine bakalım. Yaşlı kadınlarda meme kanseri için risk faktörlerinin çoğu genç kadınlar için de geçerlidir. Ancak daha genç yaşta meme kanseri için riskler şunlardır:

-45 yaşından önce meme kanseri veya herhangi bir yaşta yumurtalık kanseri geçirmiş yakın akrabalara sahip olmak.

-Meme kanseri genlerinde (BRCA1 ve BRCA2) değişiklik olması veya bu gen değişiklikleri bulunan yakın akrabaların olması.

-Çocukluk veya ergenlik döneminde meme veya göğüs bölgesine radyasyon tedavisi almak.

-Daha önce meme kanseri veya diğer meme hastalıklarını geçirmiş olmak.

-Mamogramda tanımlanan yoğun meme dokusuna sahip olmak.

Öte yandan obezitenin menopoz öncesi kadınlarda daha düşük östrojen ile daha yüksek meme kanseri riski ile ilişkili olduğu bilinmektedir.

Yazının Devamı

Fibromiyaljide göğüs ağrısı normal mi?

24 Kasım 2021

Fibromiyalji hastalarında kas, bağ dokusu, kemik ve eklemde ağrı, hassasiyet ve sertlik gibi semptomlar daha yaygın olarak bilinse de bazı vakalarda göğüste ve göğüs kafesinde yoğun, keskin ve bıçak saplanıyormuşçasına bir ağrı da görülebilmektedir. Bunun bir nedeni fibromiyaljinin üst kaburgaları göğüs kemiğine bağlayan kıkırdağın iltihaplanmasına neden olduğunda ortaya çıkan kostokondrit adı verilen bir durumdur. Hastanın yaşadığı göğüs ağrısı, kalp sıkışması ya da kalpteki bir problemle karıştırılabilir. Her zaman olduğu gibi doğru teşhis önemlidir. Fibromiyalji ayrıca göğsün herhangi bir yerinde iltihaplanma, ağrı, sertlik ve kas spazmlarına da neden olabilir. Olası bir başka neden ise fibromiyaljinin bölgedeki kasları, tendonları veya bağları etkilediğinde göğüs ağrısına neden olabileceğidir.

Semptomların şiddeti genellikle inflamasyonun derecesine bağlı olacaktır. Hareket, derin nefes alma veya basınçla kötüleşeceğinden hastanın atak anında sabit durup sabit nefes alıp vererek dinlenmesi önerilir.

Fibromiyalji, kaburgaları sternuma bağlayan kıkırdağı

Yazının Devamı

Alkol, ülseratif koliti kötüleştiriyor

18 Kasım 2021

Ülseratif kolit, kalın bağırsağın ve rektumun astarının iltihaplanmasına neden olabilen inflamatuar bir bağırsak hastalığıdır. Ülseratif kolit ile alkol arasında bağırsağı da etkileyen bir bağlantı bulunur.

Son çalışmalar ülseratif kolit hastaları için alkolün zararlı etkilerini göstermektedir. Alkol, ülseratif kolite benzer şekilde sindirim sistemini tahriş eder ve hastalığın üzerine bir de bu etkinin gelmesi semptomları daha da kötüleştirebilir.

Alkol, ülseratif kolit hastaları için neden sakıncalıdır? Çünkü alkol iltihaplanmaya neden olur ve bağırsak bariyeri işlevine doğrudan zararlıdır. Bu faktörler ülseratif kolitli insanlar için ayrıca önemlidir, nitekim hastalık da iltihaplanmaya neden olur ve vücudun besinleri ne kadar iyi emebileceğini etkiler. Alkol tüketimi iltihaplı bağırsak hastalığı olan bir kişide semptomlara veya nükse neden olabilir.

Hem alkol hem de ülseratif kolit, sindirim sisteminde benzer etkilere sahip olduğundan, bu etkiler birbirini daha da kötüleştirebilir ve semptomları daha da kötüleştirebilir.

Birikmiş

Yazının Devamı

Migrende doğru bilinen yanlışlar

29 Ekim 2021

Migren dünya çapında binlerce kişinin ortak sorunu. Migren hastalarının yaklaşık yüzde 80’i zonklayıcı ağrı ile birlikte mide bulantısı, yüzde 30’u kusma problemi de yaşıyor. Vakaların yüzde 60'ında ağrı tek taraflı. Ayrıca migreni olan hemen hemen herkesin ışığa (yüzde 90) ve sese (yüzde 80) karşı hassasiyeti yüksek. Şimdi migrenle ilgili doğru bilinen yanlışları inceleyelim.

1- Migren ciddi bir rahatsızlık değildir.

Migrenin ciddi bir rahatsızlık olmadığını düşünenler çoğunlukla migren hastaları değil onların yakınlarıdır. Çünkü migren hastaları için migren iş ve sosyal yaşamlarını kısıtlayan, güçten düşüren ve yaşam kalitelerini ciddi ölçüde azaltan bir durumdur. Bu durum başlı başına migrenin ciddi bir rahatsızlık olduğunu kanıtlamakla birlikte örneğin hemiplejik migrende felç riski de bulunur.

2- Migren sadece bir baş ağrısıdır.

Migren temelde bir baş ağrısı bozukluğu olmakla birlikte sadece baş ağrısından ibaret değildir. Baş ağrıları migrenin sadece bir belirtisidir. Başın tamamını kaplıyormuş veya başın bir tarafından diğerine

Yazının Devamı

MS hakkında doğru bilinen yanlışlar

14 Eylül 2021

Multipl skleroz (MS), beyni ve omuriliği etkileyen kronik bir hastalıktır. Otoimmun hastalıklar grubunda yer alan MS, ömür boyu çeşitli semptomlarla kendini gösterir. Bu semptomlar arasında kas spazmları ve kas güçsüzlüğü, ağrı, uyuşma ve karıncalanma, hareket kısıtlılığı, konuşma ve yutma zorluğu, görme sorunlarını sayabiliriz. Ayrıca tükenmişlik sendromu, anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik çıktıları da olabilir.

Bazı durumlarda, hastalık zamanla yavaş yavaş kötüleşirken, bazı MS hastaları için semptomların kötüleştiği veya yeni semptomların ortaya çıktığı alevlenmeler söz konusu olur. MS ile yaşam zordur ancak doğru tedavi ve desteklerle hastanın yaşam kalitesi ve konforu artırılabilir.

Şimdi gelelim bu yazımızın konusu olan MS hakkında doğru bilinen yanlışlara…

1. MS'li herkes eninde sonunda tekerlekli sandalye kullanacaktır

Pek çok MS hastası tekerlekli sandalye kullanmaz. Hatta araştırmalar MS teşhisinden 15 yıl sonra, hastaların sadece yüzde 20’sinin yürümek için tekerlekli sandalyeye, koltuk değneği veya bastona ihtiyacı

Yazının Devamı