Alerjilerle baş ağrıları ve migren arasında nasıl bir bağlantı var?

25 Mart 2021

Alerji baş ağrısı yapar mı? Alerji migreni tetikler mi? Evet, bunlar mümkün...

Alerjik rinit ya da diğer adıyla saman nezlesi, sinüs yollarındaki şişmeye bağlı olarak baş ağrısına neden olabilmektedir. Ayrıca çeşitli alerjenler baş ağrısı ya da migren ataklarının tetikleyicisi olabilmektedir.

Rinit, burun kanallarının iltihaplanmasıdır ve genellikle çevresel bir alerjiden kaynaklanır. Bu durumda soruna alerjik rinit veya saman nezlesi denir. Alerjik rinit, burun boşluğu ve sinüslerin iltihaplanması olarak tanımlanabilecek rinosinüzite yol açabilir ve bu da baş ağrısına neden olabilir. Bununla birlikte, genellikle sinüzite atfedilen baş ağrıları daha çok migrenden kaynaklanabilmektedir. Öte yandan her iki hastalık da burun akıntısına, burun tıkanıklığına ve gözlerin sulanmasına neden olabilir. Ayrıca, hava durumundaki ani değişiklikler ve alerjenlere maruz kalma nedeniyle her ikisi de kötüleşebilir.

Sinüs tipi baş ağrıları, sinüsler şiştiğinde, burun tıkandığında ve basınç birikmesine neden olduğunda ortaya çıkar. Sonuç olarak başın üst kısmında veya yanakların arkasında

Yazının Devamı

Aşama aşama migren atağının özellikleri

11 Mart 2021

Migrenin uzunluğu ve sıklığı kişiden kişiye değişir ancak tipik olarak migren atakları 4-72 saat süren şiddetli ve tekrarlayan baş ağrılarıdır. Pek çok insan migren ataklarını mide bulantısı, ışığa ve sese karşı artan hassasiyet ve bazen de cilt ve kas hassasiyeti ile ilişkilendirir. Migren, farklı aşamaları ve farklı tetikleyici faktörleri olan karmaşık bir durumdur. Status migrainosus (SM) adı verilen özellikle yoğun bir migren formu vardır. Bu tipte 72 saatin üzerinde ağrı görülmektedir ve migrene bağlı komplikasyon riski de artmaktadır.

Bu yazımızın konusu olan migrenin aşamaları ise dört başlıkta toplanır: Prodrome, aura, baş ağrısı, postdrome. Herkes her migren atağında her aşamayı deneyimlemez. Her aşamanın süresi kişiden kişiye ve her migren atağında farklı olacaktır.

Migren ataklarının aşamalarını anlamak, hastaların durumu yönetmesine yardımcı olabilir. Özellikle de erken belirtileri fark etmek durumun ilerlemesini önlemek için fırsat sunacaktır. Süre ve bir kişinin yaşayabileceği en yaygın semptomlar dahil olmak üzere bu aşamaları şöyle özetleyebiliriz:

Prodrome aşaması: Bu aşama aynı

Yazının Devamı

Hangi tür kolon polipleri kanser riski taşıyor?

26 Şubat 2021

Başta erkekler ve yaşlılar olmak üzere yaygın olarak karşılaşılan rahatsızlıklardan biri olan kolon polipleri, kalın bağırsağın kolon olarak bilinen bölümünde ya da rektumda çıkıntı yapan ufak doku büyümeleridir. Boyutları birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişebilir. Kolon polipleri tipik olarak düz veya saplı biçimde gelişir. Polip türleri ise çok sayıdadır ve bazı türlerde komplikasyon riski daha yüksek seyreder. Bununla birlikte kolorektal polipler, kolon polipleri ya da bağırsak poliplerinin çoğu zararsızdır. Ancak bazılarında kansere dönüşebilme ihtimali değerlendirilmelidir.

Polipler genellikle hiçbir belirti vermez. Çoğu durumda, doktorlar tıbbi muayene ya da kolonoskopi ile tanımlar. Nadiren görülen semptomlar ise dışkıda kırmızı çizgiler ya da koyu dışkı olarak görülebilen kan, tuvalet kağıdı ya da iç çamaşırında rastlanan kan, karın ağrısı, ishal, açıklanamayan yorgunluk, ishal, polip çok büyükse kabızlık olarak sıralanabilir.

Kolon poliplerinin türleri

Tübüler

Yazının Devamı

Meme kanseri Kovid-19 riskini nasıl etkiler?

10 Şubat 2021

Meme kanseri olan kişilerde SARS-CoV-2 enfeksiyonu geliştirme riski daha yüksektir. SARS-CoV-2 enfeksiyonu Kovid-19'a neden olursa, meme kanseri olan bir kişi bu hastalığın semptomlarını daha şiddetli yaşayabilir. Ayrıca kanser taraması ve tedavisinde gecikmelere de neden olabilir

Özellikle de kemoterapi gören hastaların SARS-CoV-2'ye yakalanma riski daha yüksektir çünkü kanser tedavisi bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Nitekim bu hastalar Kovid-19'a neden olan SARS-CoV-2 virüsü de dahil olmak üzere enfeksiyonlara karşı daha savunmasızdırlar. Bu nedenle kemoterapi gören kişilerin kemoterapinin yan etkilerinden arınmak ve bağışıklıklarını güçlendirmek için biorezonans ve ozon tedavilerinden destek almaları iki kat önem kazanmıştır.

Tedavisi en azından 6 ay önce bitmiş kişiler ise daha şanslıdır. Risk, şu anda kanser tedavisi gören ve tedavisi 6 aydan daha yakın zamanda tamamlanmış kişiler için daha yüksektir. Ayrıca, hastanede tedavi gören meme kanseri hastalarının bulaş riski yüksek bir ortamda bulunmaları nedeniyle de riskleri artmaktadır.

Akciğerlere metastaz yapan

Yazının Devamı

Bağışıklık güçlendirici süper gıdalar

31 Ocak 2021

1. Antioksidan kaynaklarına diyetinizde yer verin

Sebze ve meyveler içerisindeki yüksek antioksidan içeriklerinden ötürü bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli rol oynamaktadır. Özellikle C vitamininden zengin, kuşburnu, maydanoz, greyfurt, yeşil biber, A vitamininden zengin beta karoten içerikli bal kabağı, ıspanak, havuç ve E vitamininden zengin zeytinyağı, badem, fındık gibi yağlı tohumlar bağışıklık sistemi için güçlü antioksidan kaynakları olup bağışıklık için önemi büyüktür. Tabağımızda çeşitli antioksidan kaynaklarına yer vermek hastalıklara karşı bağışıklığımızı güçlü tutmak için altın standarttır.

2. Yoğurt, kefir gibi probiyotik içerikli gıdalar tüketin

Bağırsaklarımızda yararlı bakterilerin artması, böylelikle bağırsak floramızın sağlığının korunmasına ve bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca probiyotikler vücutta vitamin ile minerallerin emilimini kolaylaştırırken ilaveten enflamasyonu azaltarak bağışıklık sistemini önemli şekilde desteklemektedir.

3.

Yazının Devamı

Alzheimer hastalığının evreleri nelerdir?

15 Ocak 2021

Alzheimer hastalığı, zamanla kötüleşen ilerleyici bir nörobilişsel bozukluktur. Alzheimer esas olarak yaşlıları etkiler ve genellikle birkaç yıl içinde ilerler. Yavaş yavaş hafıza kaybının yanı sıra davranış, düşünce ve dil becerilerinde de değişiklikler meydana gelebilir. Her Alzheimer'lı hastalığı farklı şekilde deneyimlese de, ilerlemesini tipik olarak evreler halinde incelemek mümkündür.

Alzheimer hastalığına aşamalı olarak bakmak, teşhisin ardından kişiyi etkileyebilecek olası değişiklikler hakkında daha net bir fikir sağlayabilir. Bununla birlikte hasta yakınlarının odaklanması gereken konu hastanın yaşam kalitesi ve konforunu artırmaya yönelik çabaların her evrede değerli olduğunu unutmamak olmalıdır. Evreler kabaca bir rehber gibi görülebilir.

1. evre: Klinik öncesi Alzheimer hastalığı. Alzheimer nedeniyle meydana gelen fonksiyonel değişiklikler tanıdan yıllar hatta on yıllar önce başlayabilir. Bu uzun faz, Alzheimer hastalığının pre-klinik aşaması olarak bilinir. Bu aşamada, bireyin belirgin klinik semptomları olmayacaktır. Klinik öncesi evrede belirgin bir semptom olmamasına rağmen,

Yazının Devamı

Tip 2 diyabet erken belirtiler

29 Aralık 2020

Kan şekeri seviyelerinin olağan dışı yükselişine neden olan tip 2 diyabetin erken belirti ve semptomlarını bilmek, erken tedaviyi mümkün kılacak ve dolayısıyla ciddi komplikasyon riskini azaltacaktır.

Gizli şeker hastalarının kan şekeri seviyeleri normalden daha yüksektir, ancak henüz şeker hastası tanısı almamışlardır. Prediyabetli kişiler tedavi görmezlerse genellikle beş yıl içinde tip 2 diyabete yakalanabildikleri gözlenmiştir. Ve tip 2 diyabetin başlangıcı kademeli bir seyir izleyebilir. Özellikle erken aşamalarda semptomlar hafif olabilir ve bu da kişinin içinde bulunduğu durumun farkında varmamasına sebep olabilir. Bu yazımda tip 2 diyabetin erken belirtileri ve semptomlarını ve erken teşhisin önemini ele alacağım.

Tip 2 diyabetin erken belirti ve semptomları arasında şunları sıralayabiliriz:

1. Sık idrara çıkma: Kan şekeri seviyeleri yükseldiğinde, böbrekler fazla şekeri kandan süzerek çıkarmaya çalışırlar. Bu da kişinin özellikle geceleri daha sık idrara çıkmasına neden olabilir.

2. Sık susama: Fazla şekerin kandan atılması için sık idrara çıkma durumu,

Yazının Devamı

Meme kanseri metastazları

16 Aralık 2020

Meme kanseri akciğerlere metastaz yaptığında ne olur?

Akciğerlerdeki metastatik meme kanseri, başlangıçta meme dokusunda gelişen ancak akciğerlere yayılan kanseri ifade eder. Meme kanseri vücudun çeşitli bölgelerine yayılabilir. Buna metastaz denir. En yaygın meme kanseri metastazları arasında kemik, beyin, akciğerler ve karaciğer sayılabilir.

Meme kanseri, kadınlar arasında en sık görülen kanser türüdür. Meme kanserlerinin -ilk teşhisten sonra 4. evreye ilerleyen meme kanserleri hariç olmak üzere- ancak yüzde 10’luk bir kısmı metastatiktir. Tipik olarak metastatik meme kanseri 4. evre meme kanseri olarak adlandırır.

Bu metastatik meme kanseri hücrelerinden bazıları akciğerleri etkileyebilir. Bir onkoloğun akciğerlerdeki tümörün ikincil olduğunu, yani meme kanseri hücreleri içerdiğini doğrulaması önemlidir. Meme kanseri hücresi yoksa, akciğerdeki tümör yeni gelişmiş bir birincil kanser olabilir.

Hastalar akciğerlerde hemen metastatik meme kanseri semptomları yaşamayabilir. Belirtiler ortaya çıkarsa, soğuk algınlığı veya grip belirtilerine benzeyebilirler.

Yazının Devamı