Dr. Ümit Aktaş

Dr. Ümit Aktaş

umit.aktas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Beyin sağlığımızı koruyan doğal güçler, ışık kirliliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri ve koronavirüsü kandırmak üzere geliştirilen yeni bir tedavi... Karşınızda yeni yayınlar, yeni bulgular.

İngilizlerin bir atasözü vardır: “Günde bir elma doktoru uzak tutar.” Elmanın tüm hastalıklardan koruyucu etkisinin olup olmadığı tartışılır, ancak elmanın içindeki bir antioksidanın beyin hücrelerinin yenilenmesini (rejenerasyonunu) artırdığını gösteren yeni bir bilimsel çalışma var. Bu antioksidan, kuersetin (quersetin).

Haberin Devamı

Geçtiğimiz ay Stem Cell Reports dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, kuersetinin olumlu etkisi özellikle beynin hipokampus bölümünde gerçekleşiyor (1). Beynin bu bölgesi davranışlarımız ve duygularımızdan sorumlu olan yerdir. Üreme, bebeklerimizi hayatta tutma ve tehlike karşısında kaçma ya da savaşma gibi bizi hayatta tutan, türümüzün devamlılığını güvence altına alan tüm tepkilerimiz beynin bu bölümünde gerçekleşiyor. Hipokampus aynı zamanda anıların saklanmasında ve öğrenmede de önemli bir rol oynuyor.

En zengin kuersetin kaynaklarından biri elma olsa da, soğan, turunçgiller, yeşil yapraklı sebzeler, kiraz ve kırmızı üzüm tükettiğinizde de bu etkili antioksidandan faydalanmış oluyorsunuz.

Yeni yayınlar, yeni bulgular

Egzersiz kadar etkili

Şimdi çalışmaya geri dönelim. Laboratuvarda yapılan araştırmada, yetişkin farelerden alınan beyin hücrelerine kuersetin ve elmanın kabuğunda bulunan bir başka bileşen olan dihidroksibenzoik asit (DBHA) eklendiğinde hücre ölümünün durduğu ve yeni nöronların üretildiği görüldü. Araştırmanın diğer bölümü ise hayvan denekleriyle gerçekleştirildi. Yüksek dozlarda kuersetin ve DBHA verilen deneklerde beynin öğrenme ve hafızayla ilgili bölümündeki nöronlarda artış olduğu gözlendi.

Araştırmayı gerçekleştirenler, beynin hipokampus bölgesinde rejenerasyona neden olan en etkili faktörün egzersiz olduğunu ve elmada bulunan bu bileşenlerin (özellikle yüksek miktarlarda verildiğinde) egzersizle kıyaslanabilecek düzeyde olduğunu not düşmüşler. Modern çağın en büyük kâbuslarından birinin Alzheimer ve demans vakalarındaki patlama olduğu düşünülecek olursa, son derece umut vaat eden bir çalışma bu.

Haberin Devamı

KORONAVİRÜSÜ KANDIRMAK

Önce koronavirüsün hücreleri istila etme mekanizmasını hatırlayalım. Vücudumuzda, ACE2 (anjiyotensin dönüştürücü enzim 2) adında bir enzim var. Temel görevi kan basıncını dengelemek olan bu enzim, özellikle akciğer hücrelerinde bulunuyor. Koronavirüs hücreye ACE2’ye bağlanarak giriyor. Yani ACE2 hücrenin kapısını açan bir anahtar görevi görüyor.

Amerika’daki Northwestern Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı, vücuda ACE2’yi taklit eden bir protein vererek koronavirüsün akciğer hücreleri yerine bu proteine bağlanmasını sağlayan bir tedavi üzerinde çalışıyor. Bilim insanları COVID-19 ile enfekte olmuş farelerde başarılı sonuçlar elde ettiklerini, ACE 2’yi taklit eden proteini verdikleri farelerin hastalığı hafif semptomlarla atlattığını açıkladılar (5). Yakında yayımlanacak olan çalışma, COVID-19 tedavisinde umut verici bir gelişme olabilir.

Haberin Devamı

Yeni yayınlar, yeni bulgular

Işık kirliliğine dikkat

Vücudumuzun bir ritmi var. Bu ritmin düzgün bir şekilde çalışması için gündüzün ışığı kadar gecenin karanlığına da ihtiyacımız var. Ama maalesef çoğumuz gecenin gündüz kadar aydınlık olduğu metropollerde yaşıyoruz. Geceleri evimize sızan şehrin ışığı yetmezmiş gibi evlerimiz de ışıl ışıl. Işık sevdamızın bedelini sadece cep yakan elektrik faturalarıyla değil sağlığımızla da ödüyoruz.

Sonuçları 2021 Şubat’ında yayımlanan bir araştırmada tam 464.371 kişinin beslenme ve uyku alışkanlıkları ortalama 12 sene kadar izlenmiş. Çalışma kapsamında katılımcıların oturduğu yerlerdeki ışık kirliliği de uydu aracılığıyla gözlenmiş. Araştırmanın bulgularına göre ışık kirliliği olan yerlerde oturanlarda tiroit kanseri vakalarına daha sık rastlanıyor, hatta gece boyunca ışığa maruz kalanlarda tiroit kanserine yakalanma riski % 55 artıyordu (2). 

Vücudun biyolojik saatini sekteye uğratan ışık kirliliği ile meme kanseri arasındaki ilişkiyi uzun zamandır biliyoruz. Mesela 2014 yılında İsrailli bilim insanlarının gerçekleştirdiği araştırma gibi... Çalışma için gece ışıklandırmasının çok fazla olduğu bölgelerde yaşayan kadınlarla, gece karanlığının hâkim olduğu yerlerde yaşayan kadınlar incelendiğinde ışık kirliliği olan yerlerde yaşayanlarda meme kanserinin daha fazla görüldüğü ortaya çıkmıştı (3).

Modern çağın şeker ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme modelinin tiroit kanseri riskini artırdığını biliyoruz. İnsülin direnci ve tiroit kanseri arasındaki önemli bir korelasyon var. Ancak, aynı meme kanserinde olduğu gibi, tiroit kanseri ile biyolojik saat arasında da benzer bir ilişki olduğu yeni yeni keşfediliyor (4). Sözün özü: Biyolojik saatinizin tıkır tıkır işlemesini istiyorsanız, geceleri loş bir ortamda oturun, uyku zamanı geldiğinde yatak odanızın kapkaranlık olmasına özen gösterin.

1 “Apple Peel and Flesh Contain Pro-neurogenic Compounds”, Tara Walker, Zeina Nicola, Stem Cell Reports, Cilt: 16; Sayı:3, Sayfa 548-565, Mart 2021

2 “Associtations between artificial light at night and risk for thyroid cancer: a large U.S. coort study”, Rena Jones, Peter James, Cancer, 8 Şubat 2021, DOI: 10.1002/cncr.33392

3 “Artificial light at night: melatonin as a mediator between the environment and epigenome”, A. Haim, A. E. Zubidat, The Royal Society, 16 March 2015 DOI: 10.1098/rstb.2014.0121

4 “Thyroid Cancer and Circadian Clock Disruption” R. Malaguarnera, Caterina Ledda, Cancers (Basel), 2020 Kasım; 12(11): 3109

5 https://scitechdaily.com/new-decoy-protein-treatment-fools-coronavirus-rendering-it-impotent/