Pek çoğumuz sabah uyanır uyanmaz ağzımızda hoş olmayan bir koku fark edebiliriz. Bu durum genellikle normaldir ama bazı önlemlerle bunu azaltmak mümkündür. Bu haftaki yazımda, sabah ağız kokusunun başlıca nedenleri ve çözüm yollarından bahsetmek istiyorum...
1. Tükürük Azalması
Uyku sırasında tükürük üretimi yavaşlar ve hatta durur. Tükürük, ağızdaki bakterileri temizler. Azaldığında bakteri sayısı artar ve koku oluşur.
Yatmadan önce su içmek ve ağız kuruluğunu azaltmak için burundan nefes almaya özen göstermek işe yarayabilir.
2. Dil Üzerinde Bakteri Birikimi
Dil yüzeyi, bakterilerin en çok tutunduğu yerlerden biridir. Her gece dil temizleyici veya diş fırçası ile dilin de fırçalanması gerekir.
3. Diş Çürükleri ve Diş Taşları
Ağız içindeki çürükler ve tartarlar bakteriler için birer sığınaktır. Düzenli diş kontrolleri ve profesyonel temizlikler aksatılmamalıdır.
Ağız ve diş sağlığını korumanın en önemli adımlarından biri, dişlerin arasındaki plak ve yemek artıklarını temizlemektir. Bu amaçla en yaygın kullanılan iki yöntem diş ipi ve son yıllarda popüler hale gelen ağız duşudur. Peki, hangisi daha etkili? Bu yazımda, her iki yöntemi 5 maddede karşılaştırdım.
1. Temizleme Yöntemi
Diş ipi, diş aralarındaki plak ve yemek artıklarını fiziksel olarak temizler. Ağız duşu ise basınçlı su püskürterek bu bölgelerdeki kalıntıları uzaklaştırır. Özellikle diş eti çizgisine ulaşmada etkili olup, manuel temizliğin zor olduğu alanlarda daha iyi sonuç verebilir.
2. Etkinlik
Diş ipi doğru teknikle kullanıldığında oldukça etkili bir temizlik sağlar. Ağız duşu ise özellikle diş eti hastalığı olan kişiler için avantajlıdır çünkü diş eti çizgisinin altındaki bölgeleri temizlemede daha başarılıdır. Ayrıca, hassas diş etlerine sahip kişiler için ağız duşu daha konforlu olabilir.
3. Kullanım Kolaylığı
Diş ipi, manuel beceri gerektirir ve yanlış kullanıldığında diş etlerine zarar verebilir. Ağız duşu ise genellikle daha kolaydır ve
Diş temizliği, yalnızca estetik bir gülüşe sahip olmak için değil, aynı zamanda diş ve diş eti sağlığını korumak için de kritik bir işlemdir. Ancak halk arasında yanlış bilinen bir inanış var: “Bir kez diş taşı temizliği yaptırırsan, artık hep yaptırman gerekir.” Oysa bu doğru değildir.
Diş yüzeylerinde zamanla biriken plak ve tartar, fırçalama ve diş ipi kullanımına rağmen tamamen temizlenemez. Bu durum, diş eti hastalıklarına ve çürüğe yol açabilir. Diş temizliği işlemi, profesyonel ekipmanlarla bu zararlı birikintileri ortadan kaldırarak diş etlerinin sağlığını korur. Ancak bu işlem dişleri zayıflatmaz veya onları daha fazla tartar oluşumuna yatkın hale getirmez. Aksine, düzenli olarak (6 ayda bir) yapılması gereken bir işlemdir ve ihmal edildiğinde diş eti çekilmeleri, kanamalar ve ilerleyen dönemlerde diş kayıplarına yol açabilir.
Diş temizliğinin en büyük faydalarından biri, diş eti iltihaplarını önlemesi ve ağız kokusunu gidermesidir. Ayrıca, erken teşhisle çürükler veya diğer sorunlar fark edilerek daha ciddi tedavilere gerek kalmadan müdahale
Sakız çiğnemek, günlük hayatta sıkça yaptığımız bir alışkanlık. Ancak diş sağlığı üzerindeki etkileri konusunda kafa karışıklığı yaratabiliyor. Peki, sakız çiğnemek dişlerimize faydalı mı, yoksa zararlı mı?
Bu haftaki yazımda sakız çiğnemenin 2 faydasından ve 2 olası zararından bahsedeceğim.
1. Tükürük Akışını Artırır
Şekersiz sakız çiğnemek, tükürük salgısını artırarak ağızdaki asitleri nötralize eder. Bu da diş çürüklerine karşı doğal bir koruma sağlar. Ayrıca, tükürük diş minesini güçlendiren mineraller içerdiğinden dişlerin daha sağlıklı kalmasına yardımcı olur.
2. Ağız Kokusunu Azaltır
Sakız, özellikle yemek sonrası ağız kokusunu gidermede etkilidir. Nane veya mentol içeren sakızlar, ağızdaki kötü kokuları bastırarak ferah bir nefes sağlar. Aynı zamanda dil üzerindeki bakteri birikimini azaltarak daha sağlıklı bir ağız ortamı yaratır.
3. Çene Problemlerine Yol Açabilir
Uzun süre ve sık sakız çiğnemek, çene eklemi (TME) sorunlarına neden olabilir. Özellikle tek taraflı çiğneme al
Doğru diş fırçasını seçmek, ağız sağlığı için kritik bir adımdır. Bugünkü yazımda, market reyonlarındaki yüzlerce seçenek arasından sizin için en uygun olanı nasıl bulabileceğinizi 5 maddede açıklayacağım.
1. Fırça sapı
Ergonomik ve kaymaz saplı fırçalar tercih edilmelidir. Çok ince bir sap, kontrolü zorlaştırabilir. Açılı saplar ise arka dişlere daha kolay ulaşmayı sağlar. Avucunuza tam oturacak bir fırça sapı seçmeye özen gösterin.
2. Fırça başı
Küçük veya orta boy fırça başı tercih edilmelidir. Büyük başlıklar, arka dişlere ulaşmayı zorlaştırabilir. Özellikle ağız açıklığı dar olan kişiler, küçük başlıklı fırçaları kullanmalıdır.
3. Fırça kılları
Yumuşak kıllar, diş minesini ve diş etlerini korur ancak fırçalama süresi 3 dakikadan az olursa yeterli temizlik sağlamayabilir. Sert kıllar ise aşındırıcı olabilir ve diş eti çekilmesine neden olabilir.
4. Tek kullanımlık fırçalar
Diş fırçalama alışkanlığımız, ağız sağlığımızı doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biri. Peki, elektrikli diş fırçalarının özellikle yuvarlak başlıklı modelleri mi, yoksa klasik manuel fırçalar mı daha etkili? İşte her ikisini karşılaştıran üç temel nokta:
1. Temizlik ve Plak Giderme Etkinliği
Elektrikli diş fırçaları, özellikle yuvarlak başlıklı ve döner hareketli olanlar, diş yüzeylerine daha iyi uyum sağlayarak plak temizliğinde daha başarılıdır. Araştırmalar, titreşimli ve döner başlıklı fırçaların manuel fırçalara kıyasla daha fazla plak temizlediğini göstermektedir.
Manuel diş fırçaları ise etkili kullanılmadığında yeterli temizlik sağlamayabilir. Doğru teknikle (fırçayı 45 derece eğimli tutarak ve küçük dairesel hareketlerle) kullanılırsa plak temizliği başarılı olabilir, ancak bu, kullanıcının el becerisine ve alışkanlıklarına bağlıdır.
2. Diş Eti Sağlığı ve Hassasiyet
Elektrikli fırçalar, fazla basınç uygulamayı önleyen sensörleri ve hassas modları sayesinde diş eti çekilmesi riskini azaltabilir. Ayrıca, titiz bir
Diş fırçalama alışkanlıkları kişiden kişiye değişebilir. Kimimiz diş macununu fırçaya sıkıp ıslatmadan ağzımıza götürürken, kimimiz de önce suyla ıslatmadan edemeyiz. Peki, diş macununu fırçaya koyduktan sonra ıslatmak doğru bir alışkanlık mı? Gelin, birlikte inceleyelim.
Diş macununu ıslatmanın bazı dezavantajları vardır:
1. Köpürmeyi artırarak sürenin kısalmasına neden olur. Islak macun hızla köpürür ve birçok kişi dişlerini yeterince fırçalamadan işlemi sonlandırır. Oysa etkili bir diş temizliği için en az iki dakika fırçalama yapmak gereklidir.
2. Macunun yapısını değiştirerek etkinliğini azaltabilir. Diş macunları belirli bir kıvamda üretilir. Fazladan su eklenmesi, macunun kıvamını yumuşatarak tüm dişlere yayılmadan tükürüğe karışmasına neden olabilir.
3. Diş fırçasındaki kılların yumuşayarak mekanik temizliği azaltması mümkündür. Kuru kıllar, plak ve yiyecek artıklarını daha etkili bir şekilde uzaklaştırırken, fazla suya maruz kalan fırça kılları yumuşayarak bu etkisini kaybedebilir. Hatta yalnızca bu
Diş estetiği denince akla gelen iki popüler malzeme var: Empress lamina ve zirkonyum. Peki, hangisi daha iyi?
Bu haftaki yazımda, dişlerinde estetik bir değişim isteyen hastalarımızı yakından ilgilendiren bu konuyu 3 maddede özetlemeye çalışacağım.
1. Doğallık mı, Dayanıklılık mı?
Empress lamina, ışık geçirgenliği sayesinde doğal dişten ayırt edilemeyecek kadar estetik bir görünüm sunar. Yani Hollywood gülüşü hayaliniz varsa, Empress tam size göre! Ama sert bir şeyi ısırırken dikkat! Çünkü ince yapısı nedeniyle kırılgan olabilir. Empress lamina kullanan hastalarımıza genellikle sert kabuklu yiyecekleri yemeyi yasaklıyoruz.
Zirkonyum ise daha dayanıklıdır ve arka dişlerde de rahatlıkla kullanılabilir. Yetenekli bir diş teknisyeni ve tecrübeli bir hekimin elinden çıkıyorsa, Empress kadar estetik sonuçlar verebilir.
2. Hangi Durumda Hangisi Tercih Edilir?
Eğer ön dişlerinizde estetik bir değişim istiyorsanız, Empress idealdir. İnce yapısı sayesinde dişinizin yüzeyinden minimum aşındırma yapılır.
Ancak dişlerinizde büyük kırıklar, köprü ihtiyacı, renk değişiklikleri vey