Günlük hayatın koşuşturmacasında diş sağlığımızı genelde ihmal ediyoruz. Ancak ağız ve diş sağlığı, genel sağlığımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Diş çürümesini engellemenin 5 basit ama etkili yolunu bu hafta sizlerle paylaşacağım.
1. Düzenli Fırçalama ve Diş İpi Kullanımı
Sabah uyandığınızda ilk iş bir fincan kahveye uzanıyorsanız, yanında da bir poğaça eşlik ediyorsa, ardından dişlerinizi fırçalamayı ihmal etmeyin. Günde en az iki kez dişlerinizi florürlü bir diş macunuyla fırçalayın ve diş ipi kullanarak gizli kalmış yemek artıklarıyla vedalaşın. Kahve sonrasında dişlerinizi fırçalayarak kahvenin dişlerinizi boyamasını da engelleyebilirsiniz.
2. Şekerli Gıdalara Dikkat
Tatlı krizine dayanamayıp bir parça çikolata yediniz diyelim. Ardından bir bardak su içerek ağızda kalan şekeri uzaklaştırmak iyi olacaktır. Şeker, diş çürümesinin en büyük dostudur; bu nedenle sınırlı tüketmeye özen göstermeliyiz.
3. Dengeli Beslenin
Kalsiyum açısından zengin süt ürünleri, dişlerinizi güçlendirir. Yeşil yapraklı sebzeler
Diş fırçalamak, ağız ve diş sağlığımız için vazgeçilmezdir; ancak tek başına yeterli olmayabilir. Özellikle dişlerin arasındaki dar alanlar ve diş etleri çevresi gibi fırçanın ulaşamadığı bölgelerde plak birikimi ve yemek artıkları sorun yaratabilir. İşte bu noktada ağız duşu, diş sağlığında önemli bir yardımcı olarak karşımıza çıkıyor.
Ağız duşu, suyu veya özel bir ağız bakım sıvısını basınçla püskürterek dişlerin arasını ve diş etlerinin çevresini temizler. Diş ipine nazik bir alternatif sunan bu cihaz, özellikle diş eti hassasiyeti olanlar için faydalıdır.
Kimler Kullanmalı?
Ağız duşu, diş teli kullananlar, implant ya da köprü gibi protezleri olan bireyler için ideal bir çözümdür. Bu tür durumlarda temizlenmesi zor alanlarda plak birikimi yaşanabilir ve bu da uzun vadede diş eti sorunlarına yol açabilir. Ayrıca diş ipi kullanırken kanama yaşayan veya diş etleri hassas olan kişiler için ağız duşu daha konforlu bir seçenek sunar.
Düzenli Kullanımın Faydaları
Ağız duşunu düzenli olarak kullanmak, diş eti sağlığını
Market raflarında gezinirken o kadar marka ve modelin içinde doğru diş macununu bulmak biraz can sıkıcı olabilir. Merak etmeyin, doğru seçim yapmak aslında zor değil. Bu yazımda diş macunu seçerken ve kullanırken nelere dikkat edilmesi gerektiğiyle ilgili ufak bilgiler vermek istiyorum.
Diş Sorunlarınıza Göre Seçim Yapın
Her diş macunu herkes için uygun değildir. Örneğin, hassas dişlere sahipseniz, florür içeren ve hassasiyet azaltıcı özelliklere sahip bir diş macunu seçmelisiniz. Diş eti problemleriniz varsa, antibakteriyel içeriklere sahip macunlar diş etlerinizi korumanıza yardımcı olabilir. Çocuklar için ise florür içeriği daha düşük ve yutulduğunda zarar vermeyen özel çocuk diş macunları tercih edilmelidir.
Beyazlatıcı Macunlar Herkese Uygun mu?
Beyazlatıcı diş macunları parlak bir gülüş vadeder, ancak uzun süreli kullanımı aşındırıcı etkiler yaratabilir. Eğer dişlerinizde ciddi renklenme yoksa bu tür macunları sürekli kullanmak yerine dönemsel olarak tercih etmelisiniz. Ayrıca, doğal içerikli veya düşük
Son aylarda popülerliği hızla artan Dubai çikolatası, zengin ve ülkemize özgü içeriği ile dikkat çekiyor. Ancak, bu lezzetli çikolatanın içinde saklı olan tehlikeler diş sağlığımızı olumsuz yönde etkileyebilir. Bu yazımda, Dubai çikolatasının içeriği ve dişlere verebileceği zararları sizlere aktarmak istiyorum. Ayrıca, bu zararlardan nasıl korunabileceğinizi de anlatacağım.
Yüksek Şeker İçeriği: Dubai çikolatası, yüksek oranda şeker içermesi nedeniyle diş sağlığını tehdit edebilir. Şeker, ağızda bulunan bakteriler tarafından aside dönüştürülerek diş minesine zarar verir. Bu durum, diş çürümelerine ve hassasiyete yol açar.
Korunmak için: Çikolata tükettikten sonra su içmek ve dişlerinizi fırçalamak, şekerin dişlere zarar verme riskini azaltabilir.
Yapışkan ve Kremalı İçerik
Dubai çikolatası, genellikle yapışkan ve kremalı bir içeriğe sahiptir. Bu da diş yüzeyine yapışarak plak oluşumunu artırır ve diş eti hastalıklarına yol açabilir.
Korunmak için: &Ccedi
Güzel ve beyaz bir gülümseme, kendimize olan güvenimizi artıran önemli bir faktördür. Diş beyazlatma işlemi, gülüşümüzü daha çekici hale getirirken, bu beyazlığın uzun süre devam etmesi için bazı kurallara dikkat etmek gerekmektedir. İşte diş beyazlatmanın etkisini uzun süre korumak için dikkat edilmesi gereken 5 önemli kural:
1. Beslenme Alışkanlıklarına Dikkat Edin
Dişlerimizin beyaz kalmasını istiyorsak, renk veren yiyecek ve içeceklerden kaçınmalıyız. Özellikle çay, kahve, kırmızı şarap ve asitli içecekler dişlerde lekeler oluşmasına neden olabilir. Ayrıca, koyu renkli meyveler ve soslar da dişlerin rengini etkileyebilir.
2. Düzenli Olarak Diş Fırçalayın
Günde en az iki kez, doğru teknikle diş fırçalamak çok önemlidir. Beyazlatma işlemi sonrasında dişlerin temiz kalması için yumuşak kıllı bir diş fırçası kullanmalı ve florür içeren bir diş macunu tercih etmelisiniz. Diş ipi kullanarak da arayüz temizliğine dikkat etmelisiniz.
3. Ağız Hijyenine Önem Verin
Ağız
Diş sıkmak veya uyurken dişerimizi gıcırdatmak hem dişlerimi hem de çene eklemimize zarar veren bir poroblemdir. Dişlerini sıkan kişilerde diş yüzeylerinde aşınma, dişlerde soğuk veya sıcak hassasiyeti, diş uçlarında kırılmalar, diş eti hastalıkları, çene ve boyun bölgesinde ağrı gibi problemler görülebilir.
Bu problemlerden kurtulmanın veya ortaya çıkmasını engellemenin 3 yoluna gelin beraber bakalım:
1- Bir gece plağı kullanmak
Diş hekiminizin size özel hazırlayacağı gece plağı, gece yatarken takacağınız çok ince bir plaktır. Bu plağın dişler arasında sağlayacağı yaklaşık 1 milimetre aralık kaslarınızın dinlenme pozisyonunda durmasını sağlayacak. Kaslarınız bu pozisyona git gide alışacaktır. Bu sayede diş sıkma probleminden kurtulabilirsiniz.
2- Masseter botoks yaptırmak
Masseter botoks, çiğneme kaslarımızdan en büyüğü olan masseter kasımızın içine yapılan botoks işlemidir. Bu sayede bu kasımızın gücü biraz azalacak ve diş sıkma probleminden yavaş yavaş kurtulma imkanına kavuşabileceksiniz. Ancak burada önemli nokta, masseter botoks işlemi 2 kereden fazla üst üste
Diş eti çekilmesi, genel ve diş sağlığını olumsuz yönde etkileyen bir problemdir. Bu çekilmenin sebebi, yaşın ilerlemesi ile birlikte oluşabileceği gibi bazı dış etkenlerle de olabilir. Diş eti çekilmesi, bu etkenler ortadan kalktığı durumda, eğer erken dönemde ise düzelebilir. Üzerinden 6 aydan fazla zaman geçmesi halinde en azından diş eti çekildiği yerde durdurulabilir. Tabii çok fazla diş eti çekildiğinde, bunun diş eti transferi gibi farklı yöntemlerle eski yerine getirilmesi de mümkündür. Peki diş eti hangi dış faktörlerle çekilebilir?
1- Sert diş fırçalama
2- Diş etine baskı yapan kaplamalar
3- Taşkın veya eksik yapılmış dolgular
4- Diş sıkma ve gıcırdatma
5- Dişe gelen kronik travmalar
6- Çok sık kürdan kullanımı
Dişlerin, özellikle ön iki dişin ayrık olmasının şans getirdiğine inanılır. Ancak dişlerini ayrık olması beraberinde bazı riskler de getirir. Özellikle bu ayrıklık arka dişlerde ise, yemekleri çiğneme sırasında yiyeceklerin basıncını dişlerlerle birlikte diş eti de karşılar. Zaman içinde bu durum diş eti çekilmesine ve kemik kaybına neden olabilir.
Eğer ayrıklık ön dişlerde ise risk biraz daha farklıdır. Özellikle alt çene ön dişlerde aralıklar olması bu bölgenin diş fırçası tarafında iyi temizlenememesine sebep olur. Ana tükürük kanallarının açıldığı bölge olması nedeniyle bu bölgede diş taşı birikimi ihtimali de oldukça yüksektir. Tabii diş taşları da eğer diş hekimi tarafından zamanında temizlenmezse hem diş eti çekilmesine hem de kemiğin eriyerek diş kaybına kadar giden durumlara sebep olabilir.
Diş ayrıklıklarının düzeltilmesinin birkaç yolu vardır. Bu tedavi seçenekleri ayrıklık olan diş sayısına ve dişlerin birbirine olan uzaklığına göre değişir. Eğer ayrıklık ön dişlerde, çok az miktarda ve başka bir diş problemi yoksa