Bülent Akarcalı - Vietnam, Fransa tarafından sömürüldü. Fransa, Vietnam’ın doğal pirinç, kauçuk gibi kaynaklarını acımasızca tüketti. Köle gibi çalıştırdığı yüzbinlerce işçinin kan ve teriyle işlediği ürünleri satarak devasa gelirler elde etti.
Michelin lastik firmasına ait kauçuk ormanlarında ki işçilerin çalışma şartları 18.yüzyılda ABD pamuk tarlalarında günde 18 saat çalıştırılan kölelerden farklı değildi. Ama, o da her sömürgecinin yediği tekmeyi yiyerek 1954’de Dien Bien Phu vadisinde mevzilenen yenilmez sanılan ordusunun bir günde yok olduğunu gördü.
Atom bombası ister misiniz?
1965’de Fransa’nın yerini ABD aldı.
Ama hangi ABD? 1954 hezimetinden önce ABD Dışişleri Bakanı John Foster Dulles, mevkidaşı Fransız Dışişleri Bakanına 4
Mustafa Kemal Ulusu - Ülkemizde inanın tesadüfen yaşıyoruz, her an freni patlayan bir taşıtın altında kalabiliriz, bindiğimiz uçak her an düşebilir, sel gelir evimizi, barkımızı bizle beraber alır götürür, hafif bir depremde dahi binalarımız çöker enkaz altında insanlarımızı yitirebiliriz, daha birçok olayda insanımız ölüp gidiyor ve arkasında da büyük acılar bırakıyor.
Hadi doğal afetler Allah’tan diyoruz da neden dünyada en çok ve en büyük depremlerin yaşandığı Japonya’da bir depremde çok az hatta bazen hiç kimse hayatını kaybetmiyor? Çünkü devlet tedbirini almış işi bitirmiş, bizde ise her şeyimiz Allah’a kalmış, böyle durumlarda bildiğin duaları okuyacaksın başka şansın yok ki!
Neden mi? Bu köşede ilk yazılarıma ‘Denetim’ başlığıyla 3 yazı yazarak başlamıştım, evet ‘denetim’ ülkemizde maalesef hemen hemen hiç bilinmeyen, tam olarak hiç tatbik edilmeyen bir yaptırım gücüdür, ama bu güç bizde sade göstermelik arada trafikte, belediye zabıtalarınca esnaf
Zafer İşeri-
Ecrimisil davası, uygulamada haksız işgal tazminatı davası olarak da adlandırılmaktadır. Haksız işgal; hazineye ya da kişinin kendisine ait bir taşınmazın bu taşınmazları kullanma yetkisi ve hakkı olmayan kötü niyetli üçüncü kişilerce kullanılmasını, ecrimisil ise bu haksız kullanım sonucu taşınmazın malikine ödenmesi gereken tazminatı ifade etmektedir.
Ecrimisil tazminatı, uygulamada en azı kira geliri, en çoğu da tam gelir kaybı olarak hesaplanmaktadır. Başka bir söylemle kira geliri, söz konusu tazminatın alt sınırını; gelir kaybı da üst sınırını oluşturmaktadır.
Ecrimisil davası açabilmek için de birtakım şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Kullanmaya devam ederse
Haksız bir işgalin bulunması: Ecrimisil talep edilebilmesi için mevcut olan işgalin haklı bir sebebe dayanmaması gerekmektedir. Haksız işgalde malın sahibinin zilyetliğin devrine ilişkin bir rızası bulunmamakta buna rağmen malın zilyetliği kendi rızası dışında elinden alınmaktadır. Malın devredildiği anda rızası olmakla beraber daha sonra bu rızanın ortadan kalktığı ve artık bu rızaya hukuki bir sonuç
Mustafa Kemal Ulusu -
Son yılların en büyük orman yangınlarını yaşıyoruz, ormanlarımız ve içimiz cayır cayır yanıyor, kan ağlıyoruz.
Tüm bu yangınlara karşı yangın söndürme uçak, helikopter vb. araç ve gereçlerden 21. yüz yılı yaşarken mahrum olmamız da ayrıca çok düşündürücü ve de çok içimizi acıtıcı değil mi?
Bu konuda çok değerli dostum tarihçi Celal Bilgen üstadımdan bir yazı aldım,
çok hoşuma gitti. Onu
sizlerle paylaşıyorum.
Bakın üstadım neler anlatıyor:
“2021 Temmuz sonu Ağustos başı ülkemize ve yurttaşlarına hiç iyi gelmedi; Akdeniz bölgesini yangınlar Karadeniz bölgemizi sel vurdu.
Hikmet Sami Türk
3 Yangınla mücadele
Ormanların öteden beri karşı karşıya bulunduğu çok önemli bir tehlike vardır: Orman yangınları. Özellikle yaz ayları, ormanlar için yangın mevsimi gibidir. Yangın tehlikesinin önlenmesi, Orman Kanunu’nun hâlen yürürlükte olan 68-69 ve 74-75. maddelerinde, “Orman yangınlarının söndürülmesi” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu maddelerden ikisi şöyledir:
“Orman idaresi, orman yangınlarını söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar ve yaptırır.” (m. 61/I).
“Orman idaresi, yangınları önlemek maksadıyla en çok beş yılda tahakkuk ettirilecek bir plân ve program dahilinde yangın emniyet ve yangın kule ve kulübeleri yapmak ve bunları idare merkezlerine telli ve telsiz telefonla bağlamakla mükellef olduğu gibi; yangın tehlikesinin fazla olduğu mıntıkalarda yangın mevsimine münhasır olmak üzere lüzum gördüğü yerlerde ve yeterli miktarda yangın söndürme alet ve malzemesini havi motorlu vasıtalarla teçhiz ve takviye edilmiş yangın ekipleri
Emir Gamsız
Wannabe kültürü, son yüzyılda Amerika’dan dünyaya yayılıp, çok etkili bir psikolojik manipülasyon aracı olan sosyal bir fenomen oldu. İngilizce bir kelime olan “Wannabe”nin mânâsına baktığımızda sözlüklerin Türkçeye “özenti” diye çevirdiğini görüyoruz. Fakat “özenti” kelimesi “Wannabe” kelimesinin anlamını tam olarak ifade edemiyor. “Mensubu olmadığı bir çoğunluğun ya da yaşam biçiminin bir parçası olmak isteyen kişi” daha kapsamlı bir tanımlama olacaktır.
‘Olmayı istemek’
“Wannabe”nin ilk mânâsı, kişinin İngilizcede sıklıkla kullanılan “want to be (olmayı istemek)” fiiliyle isteklerini belirtmesinden ibarettir. “I want to be a doctor (Doktor olmak istiyorum)” gibi her lisanda mevcut olan günlük bir deyişin dönüşmesidir (I want to be = I wanna be). İkinci mânâ 1865’te The Philadelphia Inquirer gazetesi’nde yazılan seçim haberinde oy kullanmak isteyen vatandaşların
Bülent Akarcalı
İstanbul’u bildik bileli taksilerden şikâyet edilir, Milliyet gazetemiz de son günlerde bu soruna etraflıca el atarak okurlarını aydınlatmaya çalışıyor.
Sorunun kökü, kurallara uymayan müşteriden haksız yere para almaya çalışan şoförler mi, yoksa taksi şoförlerinin çalışmak zorunda oldukları düzenin şartlarından mı kaynaklanıyor araştırılmaya muhtaçtır (*)
Ben bu sorunu anlamak ve çözüm oluşturabilmek amacıyla 3 yıl kadar önce altı ay süreyle önce “Trafik Radyoda” her hafta bir programa katıldım ve sonra da taksi duraklarını dolaşıp bilgi toplayıp durumu değerlendirmeye çalıştım.
Sonuç doğrudan, taksi plakası edinme sistemine öylesine bağlı ki, İstanbul&rsqu
Aybars Kuday
Dünya üzerinde gelmiş geçmiş en önemli spor organizasyonu olimpiyatlardır.
Olimpiyatlara katılmış olan sporculara olimpik sporcu denir. Bir sporcuyu olimpik sporcu olarak tanımlayabilmek için bu sporcunun madalya kazanmış olması gerekliliği aranmaz. Olimpiyata katılmaya hak kazanmış sporcu zaten ilgili branşında en üst düzey performansı göstermiş sporcudur.
2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda kadın boksunda altın madalya kazanan Busenaz Sürmeneli’yle, gümüş madalya elde eden Buse Naz Çakıroğlu Türk spor tarihine adlarını yazdırdılar. Tokyo’da düzenlenen 32. Yaz Olimpiyat Oyunları’nda finale kalan ve Türk sporunun “Busenazları” aldıkları madalyalarla tarihe geçtiler.
Busenaz Sürmeneli ringe çıkan ilk kadın boksör oldu. 17 sene sonra kadınlar boks branşında Olimpiyat Şampiyonu oldu ve altın madalya kazandı.
Tarihe geçti
Türkiye’ye ilk madalyayı getirerek tarihe geçen Buse Naz Çakıroğlu ise 51 kilo kategorisinde mücadele etti ve gümüş madalyayı ülkemize kazandırdı. Buse Naz