Birçok işadamı, ekonomik krizden dolayı önünü görememekten şikâyetçi.
Yatırım yapmak istediklerini, ancak ileride ne olacağını bilemedikleri için karamsarlığa düştüklerini ve vazgeçtiklerini söylüyorlar.
Ama, Uşak Eşmeli iş insanları Mehmet-Figen Baz çifti, bu tezi resmen çürüttü.
12 yıl önce Ekol KBB Hastanesi’ni İzmir’e kazandıran ve kısa sürede adını ülkemizde değil, yurtdışında da duyuran Baz çifti, sadece sağlık alanında değil, birçok büyük firmanın yaptığı gibi sanata desteğiyle de dikkat çekiyor.
***
Sık sık ünlü ressamları İzmir’e getirerek eserlerini sergileyen Baz çifti, bu sürede boş durmadı. Birlikten güç doğar felsefesiyle ele ele verdi, sonunda kentimize yeni bir sağlık merkezi daha kazandırdı. İzmir Mavişehir’de toplam iki bin metrekarelik alanda 50 milyon liraya mal ettikleri estetik ve plastik tıp merkezini bir ay içinde açacaklar.
***
Tıp merkezinde iki estetik ve plastik cerrahi uzmanı, bir medikal estetik uzmanı, beş estetisyen ve güzellik uzmanı ile 12 yardımcı sağlık personelinin görev yapacağını belirten Mehmet Baz, “Bu merkezimizde de nereden baksanız 25 kişiye istihdam sağlamış olacağız. Tabii, hizmetlerimiz bu merkezle sınırlı kalmayacak. Önümüzdeki süreçte Menemen Seyrek’te 40 dönüm araziye üniversite kurma hedefimiz var. Sağlığın her alanında vatandaşlarımıza yardımcı olmak istiyoruz. Sadece ülkemizden değil, yurtdışından da çok sayıda vatandaş bizi tercih ediyor. Bu da gösteriyor ki, yaptığımız hizmetler olumlu. Gelen hastalarımız memnun. Bu durum, bizleri de mutlu ediyor” dedi.
***
Baz Ailesi’ni ekonomimize yaptıkları katkı ve cesaretlerinden ötürü kutluyorum. Umarım birçok iş insanı, Baz çiftini örnek alır.
Türkiye’nin ve kentimizin kalkınması için, iş dünyasının biraz cesaret ve azimle hareket etmesi gerekir. Bir işe başlamayı hedeflemek, o işin yarısını çözmek demektir.
Biraz daha gayretinizi artırır, birlikteliğinizi kuvvetlendirirseniz, kentimize yeni yeni tesisler kazandırır, istihdama katkı sağlarsınız.
Yeter ki isteyin...
Boyozumuzu yakında tüm dünya tadacak
İZMİRİMİZİN kendine özgü meşhur yiyecekleri var.
Mesela simit yerine gevrek, ayçiçeği yerine çiğdem gibi.
Bir de meşhur boyozumuz var.
Sabah kahvaltılarının vazgeçilmezi, yanında yumurtayla birlikte harika bir kahvaltı mönüsü.
Boyozumuzu dünyaya tanıtan bir de genç bir işadamımız var.
Musa Turan.
İzmir’in tescillenen tatlarından boyozu, tüm dünyaya tanıtmada kararlı.
***
Hindistancevizli, incirli, labne peynirli, çikolatalı, ıspanaklı, frambuazlı, misket limonlu ve sade boyozların hepsi birbirinden lezzetli.
Boyozu önce ABD ve Avrupa’da satmaya başlayan başarılı iş insanı Turan, şu anda AB’de altı ülkeye ürün sattıklarını, hedeflerinin geleneksel ürünümüzü daha çok insana ulaştırmak olduğunu belirtti.
***
Hedefe adım adım yaklaştıklarını ve bundan mutlu olduklarını söyleyen Turan, “Şimdi önümüzde dünyanın en kalabalık ülkesi Çin var. Bu ülkenin pazarına da girmek istiyoruz. Gerekli çalışmalarımızı sürdürüyoruz. En kısa sürede Çinlilere de boyozumuzu tattırmak istiyoruz” dedi.
***
Turan’ı tebrik ediyorum. Boyozumuzu dünyaya satarak ülkemizin de reklamını yapıyor. Turizmimize katkı sağlıyor.
Musa Turan gibi daha birçok genç işadamımız var. Onlardan da farklı branşlarda başarı bekliyorum.
