Engin Uğur Ağır

Engin Uğur Ağır

enginuguragir@gmail.com

Tüm Yazıları

Kenan Yavuz’u İzmir’den tanıyorum.

Türkiye’nin en stratejik kuruluşlarından Petkim kamu yönetiminde iken uzun yıllar dev şirketin Genel Müdürlüğünü yaptı, çalışanlarını tasarruf konusunda uyardı, uygulamalarıyla da beklenenden daha yüksek seviyede kâra geçirmişti kurumunu.

Kenan Yavuz’un Bayburt’ta yarattığı mucize…

Petkim’in 2008 yılında tamamlanan özelleştirmesi sonrasında Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi’nin (SOCAR) Türkiye Başkanı olarak 20 milyar dolara yakın bir yatırım portföyünün hayata geçirilmesinde en yüksek derecede sorumluluk aldı.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz günlerde Kenan Yavuz’un yıllarca birlikte çalıştığı, daha sonra kendi firmasını kuran danışmanı Serkan Aksüyek aradı, “Ağabey, Kenan Bey sizi Bayburt’a davet ediyor, memleketinde yaptığı hizmeti görmeni istiyor” dedi.

***

Ağır bir gribal enfeksiyon geçirmeme rağmen daveti kabul ettim, yorucu bir seyahatin ardından Bayburt’un yaklaşık 9 bin nüfuslu ilçesi Demirözü’nün, 400 nüfuslu Beşpınar Köyü’ne ulaştık.

***

Kapıda karşıladı bizleri.

Doğup büyüdüğü köyde hayata geçirdiği Kenan Yavuz Etnografya Müzesi’ni gezdirdi, bölümler hakkında tek tek bilgi verdi.

***

Türkiye’nin nüfus bakımından en küçük ili Bayburt’un en küçük ilçesinin köyü Beşpınar’da muhteşem bir eser karşımızda duruyordu.

Müzenin içinde ne ararsanız vardı.

Bakkal, berber, ayakkabı tamir atölyesi, mescid, kahvehane, terzi dükkânlarını sırayla hayata geçirmiş, yıllar öncesini andıran mekânlara o günün satılan ürünleriyle hayat vermişti.

Dükkânları gezerken çocukluğuma gittim.

Geçmiş yıllardaki gibi dizayn edilmişti bütün mekânlar.

***

Müzenin bahçesinde dolaşmaya devam ettik.

Taş binadan muhteşem bir kütüphane yaratmış Yavuz Ailesi.

Ayrıca araziyi gezerken gözümüze çarpan kağnı, eski kapılar, düven, 50’li yıllara ait traktör, su kuyusu, fırın, salıncaklar, dönme dolap ve geçmiş yıllara ait birçok eseri sergilenmişti.

***

Gelen misafirlerin kalacağı muhteşem bir konaklama tesisi de unutulmamıştı.

Beşpınar Köyü’nün eski adı olan Loru’ya ithafen “Loru Han” adı verilmişti bu tesise.

Her odasına, Bayburtlu Dede Korkut’un ünlü hikâyelerinde adları geçen karakterlerin adları verilmişti.

Haberin Devamı

Loru Han’ın hem lobi hem de restoran olarak işlev gören salonu ise yaklaşık 500 metrekarelik alanı kapsıyordu.

Şöminesi, sandalyeleri, perdesi, yine beni çocukluğuma götürdü.

Loru Han, tamamıyla eski evlerin yıkıntılarından toplanan 5 bin ton taş ile inşa edilmişti.

***

Tüm kapılar farklı farklı yerlerden temin edilmiş, görülmeye değer eserlerdi.

Müzedeki binaların ortak özelliği, hepsinin taştan yapılmış olmasıydı.

Odalarda 50-60’lı yıllardaki gibi sedirler konulmuş, perdeler motifli, karyolaları ise demirden yapılmıştı.

***

Kenan Yavuz ve ailesi ile yaptığımız konuşmada, tüm fertlerin emeği olduğunu öğrendim bu müzenin oluşmasında.

Hatta iki kez Avrupa’dan da ödül almıştı.

Müzenin kurucusu Kenan Yavuz, Yönetim Kurulu üyeleri Sibel Yavuz, İrfan Yavuz, Gözde Yavuz ve Furkan Yavuz, müzenin Sanat Tarihçisi Aleyna Kurtoğlu ile birlikte İzmir’den gelen gazetecileri bilgilendirdi.

***

Bu yılı değerlendiren Kenan Yavuz, geçtiğimiz yıl Avrupa Müze Formu tarafından verilen Silletto ödülünü aldıklarını, sonrasında müzecilik zirvesine katıldıklarını, panellerde bildiri sunduklarını ve Anadolu kültürünü, Bayburt’u, Beşpınar’ı kapsamlı şekilde tanıttıklarını anlattı.

Haberin Devamı

***

İkinci ödüllerini Avrupa Birliği Kültür Mirası/Europa Nostra ödülüne layık görüldüklerini ifade eden Yavuz, Avrupa ve Türkiye’de iki ödüle birden sahip olan ilk ve tek müze olduklarını, Kültür Bakanlığı’nın kutlama mesajında ödülün bu yönüne vurgu yapıldığını anlattı.

***

Kenan Yavuz Etnografya Müzesi, Avrupa’dan aldıkları ödüllerle yetinmedi.

Bayburt Üniversitesi tarafından hayata geçirilen Dede Korkut şölenlerinde ‘Yılın Kültür Adamı’ ödülüne de layık görüldü. Yavuz, Bayburt’un köylerinin eski ve yeni isimlerinin yazılacağı anıt projesinin ise devam ettiğini, kısa sürede açılışının yapılacağını söyledi.

***

Müzenin ziyaretçi sayısının Avrupa’dan alınan ödüller sonrası daha da arttığını, bu yıl 35 bin kişiyi ağırladıklarını, sayının giderek yükseleceğini, önümüzdeki yıl rakamın 50 binlere ulaşacağını, müze sanat tarihçisi Aleyna Kurtoğlu öncülüğünde dijitalleşmeye de adım attıklarını, müzeyi barkod uygulamasına geçirdiklerini ifade etti Kenan Yavuz.

***

Kenan Yavuz ve ailesiyle geçirdiğimiz üç gün muhteşemdi.

Yöresel gıdalar, tatlılar hepsi birbirinden lezzetliydi.

Eşi Sibel Yavuz ile konuşmamda da eski eserlerin birçoğuna para ödemediklerini, eş ve dostlardan, eski eserlerin satıldığı yerlerden temin ettiklerini belirtti.

***

İkinci gün de Bayburt şehir merkezini gezdik Kenan Yavuz ile birlikte.

Tarihe ne kadar meraklı olduğuna burada bizzat şahitlik ettik.

Haklıydı Yavuz, gördüğümüz manzara çok çirkindi.

Muhteşem tarihi binaların üzerine tuğla ile kat çıkılmış, buna sinirlenen Yavuz, “Tarihimizi koruyamıyoruz. Oysa Bayburt’ta çok eski yapılar var. Bunlara el atılmalı, orijinaline göre restore edilmeli” dedi.

Üçüncü günün akşamında da bu muhteşem müzeden ayrılıp önce Bayburt’a, ardından Erzurum’a ulaştık yağmurlu ve soğuk bir yolculuğun ardından.

İstanbul üzerinde İzmir’e uçuşumuzla seyahatimizi noktalamış olduk.

***

Gerçekten Kenan Yavuz’u kutluyorum.

Daha kim bilir kafasında neler var, bunu da önümüzdeki süreçte göreceğiz...