Futbolumuz tam bir başıbozukluk içinde yüzmekte... Böyle bir durumda ortaya çıkıp, "Şu haksız - bu haksız" diyerek ahkam kesmek, meselelerin üstüne benzin döküp, kavgaları alevlendirmekten başka bir işe yaramaz kanaatimizce...
Aylardır sürmekte olan hakem inançsızlığı ve federasyonun taraflı davrandığı iddiaları aslında yıllardır sürmekte olan şike dedikoduları ve hakem tayinlerinde görülen açık ve net yanlışlardan kaynaklanmaktadır... MHK Başkanı hakkındaki türlü çeşitli dedikodular yıllardır ayyukaya çıkmıştır ayrıca da... Ama Türkiye bir hukuk ülkesi olduğuna göre dedikodu ile bir yerlere varılamaz ki... "Herkes bildiğini açıklasın" diyor şimdilerde bazıları... Selim Edes’in geçmişte Engin Civan’a haykırdığı, "Rüşvetin belgesi mi olurmuş yani"... Haaa, şimdilerde eğer Hilmi Ok, Muvahhit Afir, Ahmet Güvener, Sevgili Halim Çorbalı gibi hangisi iş başında olsaydı çoktan haysiyetini koruma adına istifayı basıp, köşesine çekilmişlerdi...
Futbol Federasyonu Başkanlığı da öyle değil mi?.. Özerklik yasası çıktıktan sonra futbol işleri rayın ötesinde dönmeye başladı farkındaysanız eğer... Özellikle Şenes Erzik dostumuzdan sonra kulüplerle federasyon arasındaki ilişkiler iyice laçkalaştı... Ne demektir MHK başkanının sesini telefonda Beşiktaş Başkanı’na dinletmek... İki gün sonra birbirleriyle müthiş bir puan kapışmasına çıkacak iki büyük kulübün başkanını maç öncesinde birbirine düşürmek değil midir bu yapılan FF Başkanı hafifliği... Böylesine bir gerilime rağmen o koltuklarda rahmetli Sebahattin Erman’lar, Sahir Gürkan’lar, Yılmaz Tokatlı Paşa’lar, ille de Hasan Polat’lar veya İbrahim Onuk’lar otursaydı eğer, bugün futbol ortamımız böylesine bir "tozduman" haline dönüşür müydü ? Kulüplerle ilişkiler böylesine "senli - benli" hale gelebilir miydi ? Bir de büyük bütçelere dayalı özerkli yılların paraya dayalı şımarıklıkları var tabii... Beleş seyahatler, bol kepçeden dağıtılan aylıklar... Futbolculara fısıldanan servet misali prim vaadleri... Bütün bunlar mühürü elinde tutan FF Başkanı’nı, "Hazreti Süleyman" havasına sokuyor tabii... Şimdi Sevgili Fikret Ünlü Bakanımız diyor ki, bütün bunlar Dünya Kupası finalleri sonrasındaki genel kurulda değişecek. Değişmez Sayın Bakanım. Asla değişmez... Siz yasada "yüksek okul ve lisan" gereğini içeren değişikliği yapmak isteseniz dahi, türlü çeşitli güçler onu size yaptırmazlar ve işler yine varolanların istediği gibi sürer, gider... Öyle değil mi Sayın Bakanım ? Çünkü burası Türkiye!