Pazar günkü büyük derbinin taraflara neler getirip, neler götüreceği bütün ülkede haftanın merak konusu... Şampiyonlar Ligi’ne iki takımın gitmesi artık ligin ikincisi olmayı da çok cazip hale getirdi...
Türkiye’de bizce Beşiktaş, bu yıl Galatasaray’dan da, Fenerbahçe’den de çok daha çabuk oynayan ve oyuna asılarak kazanmasını bilen bir ekip... Daum’un Almanya’da başının belada olması Siyah - Beyazlılar için en büyük handikaptı bu sezon... Beşiktaş oynarken Daum’un teknik kulübede oturuşunu seyretmek bile hazin hisler yaratıyor insanların duygu dağarcığında... Sinan’ın çırpınmaları da olmasa, Beşiktaş’ın yaraları daha da derin olabilirdi Kartal’ın bünyesinde...
Fenerbahçe de kendi kendisiyle savaştı ve şampiyonluk yolunu adeta kendi tıkadı bu sezon... Öyle ya, Denizli ile sezonu bitirerek hesaplaşmak doğrusu ve mantığı varken, son derece duygusal ve acele verilmiş bir kararla Mustafa Denizli’yi göndermek profesyonel bir yönetimin iş planına doğru olarak düşer mi ki futbolun bilimsel yönetiminde... İşte Denizli, atv’de Faik Çetiner’in programına çıktı ve üstü kapalı da olsa, "Benim istediğim transferler dikkate alınmadı" ya kadar götürdü sözlerini... Ayrıca gönderilişini de gayet dramatik bir şekilde özetledi ve "ben olsaydım, şimdi şampiyonluk koltuğundaydık" demeye getirdi çok dikkatli kelimelerden seçerek oluşturduğu sözcüklerini...
Yani iki tarihi ekibimiz de, yaralı ve biraz da acılı demek istiyoruz işin aslında... Pazar gününün biraz da sahadaki tekniğine çevirirsek görüşlerimizi, Beşiktaş’ın kupa finalindeki ağır yenilginin karşı faturasını bütün hırsıyla Fenerbahçe’ye kesmek isteyeceği apaçık ortadır... Ayrıca İlhan, Tümer, Ahmet Dursun gibi hücum adamlarının iyi bir oyun yakalamaları halinde Fenerbahçe çok zorlu bir geceyi yaşar futbolun KÂBE’si kabul ettiğimiz İnönü çimeninde... Buna karşın Fenerbahçe’nin yine Andersson’lu, Yusuf ve Ceyhun’suz bir on bir ile oyuna başlaması halinde ise bence bütün galibiyet ihtimalleri maçın çok erken dakikalarında hayâl olabilir son haftaların en önemli 90 dakikasında... Ama Rüştü ve defansif olguların devleşmesi, Johnson, Revivo, Serhat, Hakan Bayraktar gibi isimlerin orta sahadan hızlı çıkışları, Abdullah ve Fatih’in kanatlardan ustaca çıkabilmeleri ve çabuk paslaşmalar yaratılması halinde de savunma ve kaleci zaafları herkesce bilinen Beşiktaş’ın sahadan yenilgi ile ayrılması kimselere hayret getirmemelidir...
Ancak iki tarafın da aynı kanaatte olduğunu sandığım ayrı bir gerçekle noktalayalım düşüncelerimizi... Aman iyi oynayan kazansın da, sonuç ortalarda kilitlenip, beraberlikle bitmesin bu oyun... Çünkü doğabilecek bir beraberlik iki takımın birkaç hafta daha stres tüneline kilitlenmesinden başka bir işe yaramaz da, onun için beraberlik olmasın diyorum ben kendi düşüncelerim adına.