Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ankara’da hayati puanlar kovalayan Fenerbahçe, ezeli deplasman rakibi önüne doğru on biri kurarak mı başlamıştı acaba ? Gençlerbirliği savunması içinde tam bir "hayalet adam" tükenmişliğiyle dolaşan Andersson, hem pas yapılabilecek tehlikeli bölgeleri hoyratça eziyor, hem de Fenerbahçe’deki yan topları ve direkt pasları bir bir eriterek, bu takımda forma giymesinin artık büyük kabahat olduğunu söylemek istiyordu teknik kulübesine...
İşte böyle bir Lorant yanlışını "nasıl olur" diye yorumlamaya çalışırken, aynı kabahatini Alman hocanın kendi de kulübeden seyretmiş olacak ki, Andersson’u 31. dakikada oyundan alıyor, yerine Yusuf’u sahanın pasör alanına yerleştirerek, büyük hatasının yangına dönüşmesini önlüyordu adeta...
Bu arada Fenerbahçe’den beklediği tehlikeleri göremeyen Gençlerbirliği, sağda Okan, ortada ise Nihat ile rakip savunmayı sürekli harmanlıyor, başta Rüştü olmak üzere Ümit ve Mustafa Doğan özel gayretleriyle karşılıyordu Kırmızı - Siyahlılar’ın korku dolu pozisyonlarını... Anlayacağınız iyi oynamıyordu Sarı - Lacivertliler... Johnson, Abdullah, Hakan Bayraktar, Ogün bir türlü orta saha patronluğuna soyunamıyorlar, öne veya yana yaptıkları bütün paslarda kayıplar veriyorlar, hele hele hücum maksatlı gol kapılarını zorlayacak pas ustalıklarını hiç kuramıyorlardı Gençlerbirliği’nin dinamik oyunu ve sert presleri karşısında...
* * *
İkinci yarıya toplara daha hakim bir havada giriyordu Sarı - Lacivertliler... Çünkü Yusuf’un teknik üstünlüğü, ayrıca takımın üç puana olan tartışmasız ihtiyacının getirdiği histeri bütün ekibi sarıp, sarmalamaya başlıyordu... Evet, Fenerbahçe; Gençler’in oyun alanına yerleşerek, sürekli hazırlık pasları üretmeye çalışıyor, ama Başkent ekibinin kalabalık ve çabuk oynayan savunma blokunu bir türlü kıramıyordu Serhat, Revivo, Yusuf gibi hücuma dönük oynayan isimler... Konuk ekibin ikinci 45’te oyuna asılması tribündeki taraftarının da ayaklanmasına yol açıyor, Fenerbahçe, Gençlerbirliği’nin mükemmel oyunu karşısında daha büyük ve daha görkemli bir tempo yaratıyordu... Yusuf ve Revivo’nun gayretleriyle aradığı golü de bulan Fenerbahçe, ancak hayati sayıyı korumakta aynı mahareti gösteremiyordu... Doğrularıyla yanlışlarıyla çok hareketli ve seyri de hayli zevkli olan 90 dakikanın son anında Fenerbahçe defansı, futbolda enayi kalmanın en net bir fotoğrafını sergiliyor, 7 - 8 kişilik savunma kalabalığı arasında tek başına kalan Ahmet Hassan golünü atarken, üç puan sevdalıları iki puanı göz göre göre kaldırıp, 19 Mayıs çimenin dışına atıyorlardı.