Galatasaray, büyük bir telaşın ve gol kaçırma yarışının içinde oynuyordu nedense Bursaspor önünde.
Defans ve orta alan çıkışlarında plana, programa bağlı bir organizasyon hiç göze çarpmıyordu nedense Cim - Bom’da... Hasan Şaş’a bir değil, birkaç top gerekli sanki oynarken... Bursaspor savunması arasında topla adam geçme merakı ve ısrarı az kaldı pahalıya patlıyordu Galatasaray’a... Arif, ayrı bir alem gol bölgelerinde... Galibiyet sayısını atmış olmasına rağmen, onun gibi bir golcüye hiç yakışmayacak bir pozisyon savurganlığıyla nasıl kolay goller yakalanılabilir ki ?.. Batista, Gaziantep’te müthiş tempolu ve güce dayalı bir futbol zenginliğiyle oynamaktaydı... İyi de, Galatasaray’da daha büyük işler yapmaya gelmedi mi oyuncu ?.. Dünkü tembelliğini ve pozisyonlardaki düşünce yetmezliğini gördükçe, "yahu Antep’teki Batista bu mu diye sık sık sormaktan alamadım kendime"... Serkan da bir türlü Galatasaray’a yakışır bir çizgiye getiremedi Samsunspor’daki gol atma sanatçılığını... Berkant, fazla özellikler taşıyan bir kanat oyuncusu olma yolunda değil henüz... Sağ kulvarda fırtınalar yaratan bir futbolcu olabilme çağını yaşayan bir nüfus kağıdına sahip Berkant’ın bu genç yaşlarda çok daha yaratıcı ve yırtıcı olması gerek miyor mu yani ?..
Bursaspor’a gelirsek, tam bir deplasman planlamasıyla oynuyordu Ali Sami Yen’de... Nejat Biyediç’i futbol oynadığı yıllardan beri severim nedense... Futbol mesleğini çok iyi bilen bir kafaya sahip hocanın her çalıştığı takımı önce güç ve tek top oynama gereğine inandırması en önemli meziyeti... Çok çabuk kurulan kontrataklarla Galatasaray’ı bayağı korkuttular dünkü gecede...
Evet, artık bütün imkanlarıyla lige sarılan Galatasaray’da "golcü adam sorunu" oldukça önemli bir mesele... Bu yıl eldeki imkanlarla geçse bile, gelecek seneler için Cim - Bom yöneticileri şimdiden bu meseleye çare aramaya başlasalar iyi olur bence.