Kadıköy’de bir derbi büyüklüğü ötesinde bir Fenerbahçe şöleni yaşanıyordu sanki... Böylesine muhteşem bir tribün kalabalığı ve renkliliğine bizim ülkemizde hiç rastlamamış tecrübeli gözlerimiz, olağanüstü güzellikteki sahneleri hafızamıza resimlemek için arı gibi çalışıyor, hem tribün hem de sahadaki nefes kesici olayların slaytlarını bir albüm bütünü halinde nakletmeye çalışıyordu sanki beynimizin içine...
Fenerbahçe, kazanması adeta kaçınılmaz olan sonuç fırtınası için pozitif düşüncelerini ve fiziksel birikimlerini bütün hatlarıyla Cim - Bom’un üstüne yığıp, duruyordu... Sonucu biraz da kontrollü savunma taktiğiyle götürmeye çalışan Galatasaray ise, orta alandaki sert presleriyle kesmeye çalışıyordu Fenerbahçe’nin hücum çıkışlarını... Sanıyorum bu defansif içe gömülme Galatasaray’daki dünkü paniğin başlangıç noktasıydı oyunun ilk yarısında.
Fenerbahçe ise, sağda Serhat, solda Rapajc, ortalarda ise Revivo ve Andersson ile gol yollarına çıkıyor, özellikle Hırvat oyuncunun bölgesinden yaptığı bindirmeler Galatasaray savunmasında büyük yaralar açıyor, Sarı - Lacivertli ekip, sayısız ataklarıyla bunaltıp, bozuyordu Cim - Bom’un defans anlayışına bağlı oyun düşlerini... İşte yine Fener atağını telaşla uzaklaştırmaya çalışan Sarı - Kırmızılı savunma blokundan kornere çıkan topa Rapajc şanına layık müthiş bir vuruş yaparak, Galatasaray ağlarına indiriyordu maçın ve gecenin kader sayısını... Bu gol Şükrü Saracoğlu Stadı’nın açılış şölenine sunulan ve yıllarca unutulmayacak bir Rapajc armağını mıydı ?.. Yoksa Fenerbahçe’nin ligdeki şampiyonluk yarışında var olduğunu ilan eden bir Sarı - Lacivert belgeseli miydi ?.. Neyse oydu işte yani... Bizim düşündüklerimizden biri olmasa dahi, en azından oynamadığı haftalardaki nedenleri de içine almış bir Rapajc anlatımı ve Rapajc iç dökmesi değil miydi dünkü büyük futbolcunun bu göz kamaştıran oyunu...
Varsın Ali Aydın ilk yarıda Fener’in hızını kesmek için taktir düdükleri çalıp, dursun... Ama ikinci yarıda akıl almaz şekilde sertleşen, futbol denenen oyunun bütün saha içi kurallarını küfürlerle karıştırarak Galatasaray’ın oyun disiplinini berbat etmiş olan yanlış adamlara son derece haklı olarak kırmızı kartlarını korkusuzca çıkardı ya, işte bu davranışlarıyla Ali Aydın hakemlik kurumunun onurunu kurtaran adam oldu maçın 90 dakikalık yorumunda...
Evet, Cim - Bom haftalardır yaşadığı düşük tempolu futbol ve verimsiz sonuçlarla tam bir kırılma noktasına doğru yol aldığını açıkça belli ediyordu işten anlayan gözlere... Ama dünkü dört kırmızı kartla acı bir gerçek ortaya çıktı; o da şu ki, Galatasaray’daki disiplin dışı hava öyle Lucescu’nun kolayca derleyip, toparlayacağı cinsten değil maalesef.