Herr Lorant’ın basın toplantılarında söylediklerini hayal etmek Fenerbahçe’yi seyretmekten çok daha keyif verici doğrusu !
"Dört forvetle oynarım - elimden gelse, beş adamla hücum etmek de isterim gibi hayali ihracata benzer sözlerle kime neler anlatmak istiyor Alman dostumuz, bunu çözmek zor... Yahu Fenerbahçe, Antalya’ya kritik lig maçı için değil de, angarya jübile oyunu için gelmiş gibiydi sanki... Çimenin her bölgesinde dilediği gibi top çevirip, istediği kanada veya bölgeye enfes paslar yapan Antalyalı kramponlar oyunu futbolla süslerken, Fenerbahçe’nin Rüştü, Oktay, Serhat ve Rapajc dışındaki bütün isimleri rakibi bozmak için çırpınacağına niçin Antalya’yı seyreder gibi geziniyorlardı ki oyunda ?
Orta alanda tropikal bir kaplumbağa enkazı gibi dolaşan Simao isimli siyahi, bir transfer rezaleti midir Fenerbahçe’de, yoksa yerli yerine oturtulamamış bir teknik kulübe kabahati mi ? Bu çökmüş adamı ikinci yarı oyundan alıp, yerine Yusuf gibi klas ismi koymak için bir haftalık antrenman gözlemleri yetmedi mi ki, sayın Lorant’a böyle bir yanlış ismi ilk tertipte kullanmakta ısrar ediyor ? Serhat’ın sağ çizgide haftalardır çektiği "özgür oynama" işkencesini ben ve çevremdeki bütün kalemşör arkadaşlar çok kolay görebiliyoruz da, Herr Lorant’ın bakışları niçin başka işlerle meşgul oluyor ki ? Rapajc top taşımak, ikili üçlü verkaçlarla Antalya savunmasını göbekten yarmak için çırpınıp dururken, Hırvat oyuncunun yakınında duran isimler niçin bu evrensel futbol diline bu kadar duyarsız kalabiliyorlar, anlayana aşkolsun.
Andersson’un Fenerbahçe’de işinin aylar öncesi bittiğini bir yıldır söyleyip, duranlardanız. Onun yerine Serhat - Oktay ikilisini ısrarla oynatıp, Fenerbahçe hücumlarına günün kadro koşullarına en uygun formatı yerleştirmek için gerçeğe karşı bu kadar direnmek, Sarı - Lacivertli soyunma odası hakikatleriyle çatışmıyor mu ? Bize ters gelen bu kadar çarpıklıktan sonra Lorant’ın Ogün’ü savunmanın göbeğine çekmesi ne kadar da doğru bir karardı dün... Hem savunma kendine çeki düzen verebildi, hem de Ogün eski mutlu olduğu bölgesine kavuşmanın getirdiği iştahla koşuyordu 90 dakika boyunca...
Uzun laflar gereksiz... Lorant, iyi ki maçı doğru seyredip, yukarıda yazdığımız yanlış isimleri doğru yedeklerle değiştirebildi de, Fenerbahçe berbat oyunu üç puan mükafatlı sonuca "güç bela" da olsa bağlayabildi.