Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Mustafa Denizli DRAMA 'sının sanırım artık yazılıp, çizilecek bir yönü pek kalmadı. Herkes eteklerindeki taşları sütunlara ve ekranlara döktükten sonra, bir kez daha anlaşıldı ki bu olay, Mustafa Denizli'nin senaryosunu kendisinin yazıp, oynadığı tek kişilik "harakiri" gösterisidir..
Öyle ya, Denizli'ye verilen tölerans ve zaman tahammülü hiçbir yabancı antrenöre gösterilmemiştir Fenerbahçe'de... Ama Mustafa, özellikle basının samimi ve içten yol göstericiliğini garip şekilde yanlış yorumlamış, genel havadan ders çıkarma doğrusuna direksiyon kırması kaçınılmazken, o sadece kendi dik kafalılığına teslim olmuş ve bilinen, "hazin sonu"u kendi yanlışlarıyla hazırlamıştır... Dileriz şu andaki durum Fenerbahçe için de, Mustafa Denizli için de önemli handikaplar yaratmaz gelecekte.
* * *
Şimdi teknik adam arayışındadır bilindiği gibi Fenerbahçe... Ersun Yanal'ın, Denizli ve Ankaragücü'nde perçinlediği bilgi birikimleri ve teknik adamlık tecrübeleri Fenerbahçe ağırlığını taşımaya yeterli midir, bilinmez... Ayrıca Ankaragücü'nün, hocayı Fener'e bırakmak adına önemli bir tazminat istemesi de sanırım bu işin olumlu gelişmesine set çekecek görüş yaratacaktır yönetimde... İşte beni esas üzen konu da budur işin aslında... Yerli antrenörlüğün geçerli bir meslek haline gelebilmesi için az fikir savaşı vermedik bu ülkede... Yabancı teknik adam ve futbolcu yasağını birkaç yıllığına da karar haline getirip, yerlilerimizi Avrupa kurslarına göndererek bizim çocuklarımızın önünü açanlardan birisi olmaktan gurur duyduk hep... Üç büyükler sürekli yabancı teknik kafalara teslim edilirken, Milli Takım'ın başına dahi yabancı getirmekten başka çare bulamazken yetiştiler Metin Türel'ler, Gündüz Tekin Onay'lar, Fatih Terim'ler, Mustafa Denizli'ler, Candan Tarhan'lar ve şimdilerde tabii Ersun Yanal'lar, Erdoğan Arıca'lar, Samet Aybaba'lar, Aykut Kocaman'lar, Rasim Kara'lar, Hikmet Karaman'lar, Sakıp Özberk'ler, Ümit Kayıhan'lar ve daha niceleri.
* * *
İşte bu açıdan çok kırıldım Mustafa Denizli'nin Fenerbahçe'den kopuş biçimine... Sayfalar ve ekranlardaki spor haberlerinde birlikte izliyoruz önerilen ve temaslara başlanmış 72 milletten 72 yabancı ismin çarşaf çarşaf resimli listelerini... Hazretler gelecekler ve sihirli değnekleriyle birkaç vuruş yaparak, şampiyon kılacaklar sanki Sarı - Lacivertli takımı... Ne kadar da zor ve tatlı bir hayaldir bu, yabancılardan beklenen sihirbazlıklar !.. Yani, mr - sinyor veya mösyöler Kadıköy'e inecekler, Fenerbahçe'deki soyunma odası kabusuna acil kehanetlerde bulunarak, 10 - 15 gün içinde takımı yarışmaya, hem de lig çarpışmalarına hazır hale getirecekler... Ayrıca kafadan mı, yoksa anotomik açıdan sakat olduğu bir türlü anlaşılamayan "futbolu büyük, ancak mesleğe olan sevgisi çürük" bay Rapajc 'i yarışır hale getirecek bu gelecek yabancı... Ali Güneş 'in hiçbir ışık görünmeyen eksik tekniğine, Yusuf 'un futbola başlamadan bırakmış gibi görünen saha içi angaryacılığına... Lazetic 'in oynar gibi görüntü veren oynamazlığı ve tribünleri bıktırıcı hale getiren pas yanlışlarına, savunmadaki bilinen savrukluğa acil çarele bulabilecek demek ki Fenerbahçe'ye layık görülecek, bu mr, mösy" veya senyör bilmem kim !
Benim aklımı hiç almıyor bu işe ama, sanırım soyunma odasına gire çıka futbol işini artık iyi öğrenmiş gibi görünen sayın Başkan'ın aklı iyi basıyor bu yılki şampiyonluğa... Dileriz gelecek, geçmişi aratmaz Fenerbahçe'yi samimiyetle yöneten Sevgili Başkan ve saygın yönetici arkadaşlarımıza.