Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Lorantlı Fenerbahçe, "eski tas, eski hamam" sözcüğünü hatırlatmaktan öteye geçemiyordu bizlere Samsun’da.
Alman hoca da, Lazetic’i bir orta saha virtüözü olarak yutturmaya çalışıyordu sanki bizlere... Yahu, attığı pasların yüzde 70’ini rakibe gönderen bir "krampon yalancısı" ndan virtüöz yaratılabilir mi hiç ?.. Andersson’un artık futboldan koptuğunu sakatlığı sonrasından beri yazıp, duranlardanız... Paletleri kırılmış bir M - 47 tankının hurdalığından yepyeni bir silah yaratabilir misiniz canım ?.. Mustafa Denizli de, aynı yanlışın içinde yaşayıp, gitti... Şimdi Lorant da, Andersson’u ufak tefek eksikleri olan bir Alman leoparı sanarak, onarmaya çalışıyor... O da büyük bir yanılgının içinde tabii... Ali Güneş, sağ çizgide can alıcı kanat ortaları, gol adamlarını bire bir kaleci ile karşı karşıya kılacak ara pasları kurgusuna uygun bir teknik yetenek asla olamadı Sarı - Lacivertli on birde... Denizli’nin jokeri de oydu, şimdi Lorant’ın da umudu Ali Güneş... Ehh, bu böyleyse eğer, bizim de futbola verdiğimiz yarım asırlık emek boşunaymış anlaşılan.
"Yok Samsunspor’un içi karışmış da, kamp yapacak paraları kalmamış da"... Maç öncesi işte böylesine dedikodular dolduruyordu bazı boş kafalara yapışmış duygusuz kulakları... Futbolda oyuncu sahada konuşur, boş koridorlarda değil... İşte Samsun da, yumak gibi kenetlenmiş bir Kırmızı - Beyaz - Siyah mangasıyla hem savunmada, hem orta alanda, hem de golünü çakarak forvette "dedikodu" değil, futbolun hasını oynayarak susturuyordu Fenerbahçe’yi ve boşboğaz, art niyetli çeneleri...
* * *
İkinci yarı başlarken Lazetic’in ilk devredeki sahte pas hareketlerine Alman hoca da isyan etmiş olacak ki, onu soyunma odasında bırakıp, yerine Ceyhun’la girdi oyuna... Ancak golü yakalayıp, galip duruma geçmiş bir takımla üç puan kavgası yapmak kolay mıdır futbolda ?.. Fenerbahçe gol bulmak için Revivo’su, Johnson’u, Ogün’ü ve Ceyhun’u ile rakip kaleyi abluka altına alıyor, ancak Samsun da yakaladığı avantajı yitirmemek için büyük bir defans savaşı veriyordu seyircisi önünde ve kendi evinde... Ali Güneş’i çıkarıp, Serhat’ı sahaya süren Lorant; hemen sonrasında Abdullah’ın bölgesine de Rapajc’i yerleştiriyor, oyunu öyle oluruna seyretmeyip, alıcı gözlerle izlediğini doğru adamları değiştirmekle ispatlıyordu bir yerde.
Özetlersek Samsun’daki mücadele, Fenerbahçe’nin öyle pek de şampiyonluk çizgisine yakın olmadığını açıkça ortaya koyuyordu... Öyle ya, 17 maçı da kazanması gereken bir takımın bu serinin daha ilk ayağında yıkılması ortadan kaldırılması kolay bir enkaz mıdır sizce de ?