Ankaragücü ve Gençlerbirliği arasındaki ERSUN Yanal kavgası bütün şiddetiyle devam ediyor. Sevgili İlhan Cavcav ile Sayın Cemal Aydın’ın birbirlerini kırıp, dökmeye varan bu çekişmesinin perde arkasını çok merak ediyorum doğrusu.
Bilindiği gibi ERSUN Yanal kardeşimiz birçok değerli hocamızın yanında geleceği çok parlak ve oldukça da bilimsel çalışmaya dayalı bir stile kilitlenmiş bir yetenek... Kendisini bu kadar genç yaşta Fenerbahçe’nin almaya kalkışması hocamızın değeri hakkında önemli ipuçları veriyor bizlere... İyi de Fenerbahçe’ye "Hayır, henüz zamanı değil" diyebilecek kadar vakur ve kendini bilen bu kardeşimizin daha önce mukavelesini uzatma kararı almasına rağmen Ankaragücü’nü çok ani bir kararla bırakmasının gizemli tarafları nedir dersiniz... Başkan Cemal Aydın, kendisini nerede böylesine kırdı da, ERSUN’un Ankaragücü ile yola devam etmekten sıtkı sıyrıldı... Ben konunun içinde bir para ihtilafı olduğunu hiç sanmıyorum... Bizce ortada bir onur ve prensip meselesi var sanırım.
Ankaragücü’nün, Ali Sami Yen’de Galatasaray’a yenilip, takım halinde Yeşilköy Havaalanı’na geldiği gece ben de bizim servis patronumuz Necil Ülgen’le birlikte Mustafa Denizli hocamızın rahmetli anneciğinin cenazesine yetişmek adına İzmir uçağının kalkış saatini beklemekteydik... İşte tam o anlarda soyunma odasından yeni çıkmış Ankaragücü takımı ve ERSUN Yanal hocamız da alana geldiler... Necil ile bizi kahve içerken gören YANAL’ın selam sonrasındaki ilk lafı "Benim için Ankaragücü artık bitmiştir" sözcükleri oldu... Biz hocamızın İSTİFA kararını ilk duyan kişilerdik Yeşilköy Havaalanı’nda... Elimizden geldiği kadar teselli etmeye çalıştık genç ve gelecek adına umutlarla dolu teknik adamımızı... Ancak çok incinmiş duygularını ne kadar onarmaya çalışsak da hocamız takımının oturduğu bölgeye bakarak, dalıp gidiyor, bizlere de ağzından laf kaçırmamak için oldukça zorluyordu kendisini.
Şimdi Ankara’da bu konu Kulüpler Birliği’nin dağılmasına gidecek kadar sürtüşmelere sahne olmayı sürdürüyor... Ben de bu "BÜYÜK SIRRIN" arkasındaki hakikatleri daha da merak etmeye devam ediyorum... Türkiye birçok konuda "SIRLAR ÜLKESİ" oldu zaten... Hangi saygın dost telefonu kaldırır da, bu işin esasını anlatır ki bize ?.. Ama bilinmesi gereken doğruları saklamaya devam ettikçe pisliklerin daha da birikmesi sonucu kirlenmeye doğru gitmemiz kaçınılmazdır futbolumuzda.... Kulüpler, Futbol Federasyonu, MHK gibi futbolumuzun temel taşları saydamlaşma yoluna yönelmedikçe, futbolumuzda "beyaz sayfalar" devrini açabilmek sanırım HAYAL olmaya devam edecektir.