Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Futbolda finiş haftaları yaşanıyor ülkemizde... Tehir edilen Trabzonspor - Galatasaray maçı ve çarşamba gecesi gelen kolay galibiyetle birlikte çalınan ince ince hakem düdükleri ligin adalet terazisinde elle tutulur, gözle görülür haksızlıklar haline gelmedi mi sizce de ?
Kimse aylardır yazıp, çizilen malum hakem kabahatlerine takmasın kafasını... Yok Mustafa Doğan’a gösterilen sarı kart haksızlıkmış da... Hayır efendim, Antalya’nın enfes golü neden yan hakemin çirkin ofsayt bayrağına takılıp, kalmış da... Daha bir gece önce oynanan tehir maçındaki ilk golde önce Hasan Şaş’ın, hemen sonrasında Arif’in hareketleri net bir faulmuş da... Cim - Bom’un ilk golü Bülent Uzun’un düdüğünden düşmüş Avni Aker çimenine güya... Efendiler açık konuşalım, bu yıl oynanan Süper Lig maçlarının tepesinde de, dibinde de fevkalade şaibeli düdük sesleri hem spor kamuoyunun, hem de futbolun geçmiş yıllardaki yönetimine ömür vermiş spor adamlarının vicdanlarını yaralamış, ayrıca da ligin hukuksal varlığı ve sonuçları konusunda işler mahkeme kapılarına kadar gelip, dayanmıştır.
Bizce herkesin pek dikkat etmediği "şaibeli düdükler" maçların tesirsiz alanlarında sinsice çalınmaktadır... Mesela orta alanda top sizin takımın en iyi futbolcularından birinin ayağındadır... Ve rakip futbolcu ile giriştiği ikili mücadeleden topu kaparak çıkmış ve ileride can alıcı noktadaki gol adamı arkadaşına pasını yapmak üzeredir... Caaart, bir düdük sesi ve lehinize bir atış kararı... Heyhat, çalınan bu düdük sizin mükemmel bir atağınızın kesilmesine sebep olan bir ceza mıdır, yoksa tribünlere de hiç çaktırmadan takımınızın lehine gösterilen bir sinsi karar mıdır ?.. İşte işin en ince dolapları bu noktalarda başlamaktadır... Ayrıca hakem sahaya çıkarken iki takımdaki sarı kartlı oyuncuların listesi cebindedir... Tabii aynı zamanda basın tribünündeki muhabir ve yazar arkadaşlarda da isimler vardır... Kaç kez gördük ki, gelecek haftasına önemli bir maçı olan takımın sarı kartlı oyuncusu nasıl göz göre göre korunmuştur ve de göstermelik olarak faul girişleri çok daha ılımlı olan oyuncuya nasıl insanı hayretler içinde bırakan uydurma kartlar çıkmıştır...
Söylemek istediğimiz o dur ki, 2001 - 2002 futbol sezonu hafızalardan asla silinmeyecek bir grilik, hatta siyahlar içine bürünmüşlükle devam etmektedir... Ve federasyon ile MHK yetkilileri de herkesi birer "futbol enayisi" sanmaktadır maalesef... Bu yazı zirvedekilerin şampiyonluğu henüz netleşmediği ve alt kattakilerden düşüceklerin de belirlenmediği son haftaları yaşadığımız için kaleme alınmıştır... Kim şampiyon olursa olsun veya düşerse düşsün, ama bu yılın vebalini hayat boyu taşıyacak olanlar net olarak bellidir. Ve de bu sezonun vicdan azabı onlara yeter mi, artar mı bilemiyorum.