Futbolda Dünya Kupası barajını aşmamızla ortaya çıkan federasyon şımarıklığı, korkarım bu yıl liglerin seyir defterine tarihin en karanlık hakem yanlışlarını ve çirkinliklerini not düşmemize sebep olacaktır.
Öyle ya, sezon başında Mutlu Çelik'in düdük hokkabazlıklarını görmezden gelip, hemen ertesi günlerde de Çelik'in "mükemmel" (!) bir maç yönettiğini açıkça iddia eden bir Merkez Hakem Komitesi Başkanı'nız varsa eğer, sizin bu yılki maçlardan şüpheleriniz kendiliğinden yoğunlaşmaz mı kafalarınızda ?..
Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı mükemmel bir futbol taktiği ve kalitesiyle yiyip bitiren İstanbulspor'un, Galatasaray'ın önünde hakem kılıklı Zafer İpek tarafından infaza alınmasına neler söyleyelim... Petkov ve Bushi'nin daha oyunun başlarında kırmızı kartlarla saha dışı edilmeleriyle işlenen "büyük cinayet", sanırım bu sezon gelecek başka futbol katliamlarının da ön haber olaylarıdır... Geçen hafta Kadıköy'deki müthiş derbide oyunu bir farkla önde götüren Fenerbahçe'ye, Orhan Erdemir ve yardımcısının kestiği ofsayt gol faturası, ligin zirve hesaplarını masa başından yönetenlerin "kirli hesapları" değilse eğer ya nedir ?
Aslında merak ettiğim şey Fenerbahçe'nin önünü sezonun erken zamanlarında kesmek isteyen karanlık ziyniyet bu suikastleri Galatasaray adına mı, yoksa Beşiktaş'a yaranmak için mi yapmaktadır, bunu anlamak için birkaç hafta daha beklemek gerekir sanıyoruz.
Bülent Yavuz'un bir de ortaya çıkıp, Beşiktaş'ın ilk sayısına gol ofsayt değildi diyerek herkesi hayrete düşürmesi, nasıl da "Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış" ata sözünü getiriyor insanın düşünce dağarcıklarına... Bu arada Türkiye'nin her yerinde ve her hafta şeref ve onuru ile düdük çalıp, görev yapan hakemlerimizi, tabii bu küçük ve basit zümrenin dışında tutuyoruz her zaman olduğu gibi... Hilmi Ok, Ahmet Güvener gibi saygın ve sporcu kimlikler dışardan bu durumları seyrederken kahroluyorlardır eminim... MHK seçimlerini Futbol Federasyonu başkan adaylarının etki alanından çıkarıp, ayrı bir listeyle seçim yapmayanlar bugünkü zor günlerin baş sorumlularıdırlar bilsinler... Kulüplerimiz de, seçimlerde kendilerine en açık tavizleri verenlerle oy anlaşması yaparlar nedense... Sonra da işte böyle olur... Bağımsızlığı, Futbol Federasyonu'na bağlı bir durum ortaya çıkar ortaya... Ve de pirincin taşını ayıklamak için uğraşır durursunuz sene ve seneler boyu... Hakemliğimizin geleceğini kurtarmak için yepyeni bir seçimin ilk fırsatta yapılması kaçınılmazdır. Yoksa bu saygın müessesenin geleceği karanlıktır ve bu tip küçük oyunlarla da daha çok uzun yıllar Türkiye yurt dışı maçlarına hakem gönderemez ve bu konudaki acıklı haliyle baş başa kalmaya devam eder.