Erdoğan Şenay

Erdoğan Şenay

esenay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Macarlar’ı 3 - 1 yendiğimiz tarihi 1954’lü yıldı sanırım... Onu, bu unutulmaz maç öncesi Çapa Kulübü’nün yönetim odasında tanımıştım... Taktik tahtasında elindeki tebeşirle iki takımın can alıcı yönlerini bizlere bir bir anlatıyordu... Eşfak Aykaç ağabeyimizin, Turgay Şerenli, Lefterli, Beton Mustafalı, Coşkunlu, Suatlı, Basrili milli ekibin, o zamanki ünleri Dünyaları aşmış Puşkaşlı, Kocisli, Cziborlu, Hidegutili kadrolu Macarlar’ı nasıl bir adam markajıyla durdurabileceğimizi, hangi bölgelerde adam paylaşması yapıp, oyunun pas inisiyatiflerini ayağımıza geçirebileceğimizi ve de gol yollarındaki Lefter ile Metin Oktay’ın önemini bizlere anlatıyordu İSLAM ÇUPİ... Mükemmel türkçesi, anlatımındaki teknik terimlerin seçkinliği ve sadeliği karşısında biz gençler büyülenmiş bir halde dinliyorduk bu büyük ustayı.
Dağıldığımız zaman gençler takdir duygularıyla karışık bir şaşırmışlık içinde Çupi’nin söylediklerini düşünüyor ve kendisinin son olarak "İşte ancak böyle oynarsak yeneriz" diye bağladığı sözlerine inanıp, inanmamak arasındaki düşünce salıncağında sallanıp, duruyorduk... Evet, tek seçici Eşfek Aykaç, iki gün sonra Türkiye’yi sahaya sürmüş ve inanılmaz bir İslam Çupi taktiği benzerliğindeki oyunla devirivermişti o yılların hiç yenilmez Macar millilerini İnönü Stadı’nda...
İşte o günkü İslam Çupi, benim gözümde bir futbol dehası olarak yer almış ve giderek büyüyen bu inancım üstadın hem olağanüstü futbolcu kişiliğiyle, hem de spor yazarlığı dünyasında yarattığı inanılmaz yazı güzellikleriyle yaşamaya devam etmektedir beynimde... Çupi ile bir ömür boyu devam eden ağabey - kardeş ilişkilerinin kişiliğimin oluşmasında müthiş katkıları olmuştur... Onun efendiliği, konuşma dilindeki Türkçe adabı ve beynindeki engin Dünya kültürü birikimleri benim için "gizli bir kütüphane" olup, çıkmıştır sanki... Bu gerçeği kendisi yaşarken, yüzüne karşı defalarca söyleyebildiğim için öylesine mutluyum ki şimdilerde...
İslam Çupi yok artık... Ve bir benzeri de gelmez bu ülkeye... Birinci ölüm yıldönümünü yaşadığımız şu günlerde beni en çok üzen şey, ağabeyimizin o enfes yazılarının hala bir kitap haline getirilip, edebiyat açlığı içindeki gençliğimize sunulmayışıdır. Ama sizlere söz gençler... Eline kalem alanın kitap yazdığı şu furya döneminde, üstadı çabuk unutanlara inat hemen işe soyunup, sizlere "İslam Çupi klasiklerinin yer aldığı bir kitabı" yüce faninin ikinci yıldönümü gelmeden sunmak sözden öte, yeminim olsun şimdiden...