Yukarıdaki sorunun cevabını yalnız ben değil Çeşme’de yaşayan turizmci, yazlıkçı ve işletmeci merak ediyor. Türkiye’nin hiçbir bölgesinde görülmeyen bir ecrimisil uygulaması yalnız Çeşme’de devam ediyor.
Yaklaşık 5 yıl önce turizm sezon açılışında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, yanına Milli Emlak Genel Müdürü Abdullah Kaya’yı da alarak Çeşme Meydanı’nda bir söz verdi. “Artık bu şirin turizm ilçesinde ecrimisil sıkıntısı yaşanmayacak bakın yanımda Milli Emlak Genel Müdürü de var bu sıkıntı artık bitmiştir” dedi. Sıkıntı ne yazık ki üzerinden yıllar geçmesine rağmen bitmedi sayın bakan.
İnanıyorum ki bu işin nasıl çözüme kavuşmadığını siz de anlamıyorsunuzdur. Eğer bir bakan olarak siz de anlamıyorsanız normal vatandaş olarak biz nasıl anlayacağız?
Alanya’dan Bodrum’a kadar sahilde yüzlerce iskele var. Bazıları neredeyse iki, üç bin metrekare deniz üzerinde alan kaplıyorlar. Bunların hiçbirine ne fahiş fiyat uygulanıyor ne de haklarında yıkım kararı var.
Bayındırlık Bakanlığı yönetmeliğine göre 2 metreye 22 metre olması gereken iskeleler maşallah yat limanı gibi inşa edilmiş. Bunlarla Çeşme’dekiler arasında hem standart hem de kira konusunda uçurumlar var. Ama nasıl oluyorsa Milli Emlak oralarda başka uygulamalar yapıyor Çeşme’de başka.
Şu anda Şifne, Alaçatı, Dalyan’da 400 kadar iskele ve pergoleden 60’ına mahkeme-den yıkım kararı çıktı, diğerleri içinde karar bugün yarın verilecek.
Milli Emlak’ın çıkardığı bu konudaki yönetmelikler Çeşme’de yatırımcının aleyhine yorumlanırken diğer turizm bölgelerinde lehine işletiliyor. Bu çifte standart uygulamada ister istemez Çeşmelileri haklı bir isyana sürüklüyor.
Bir zamanlar Çeşme Milli Emlak Müdürlüğü ecrimisil gelirlerinde Çeşme’nin Antalya ile eşdeğer olması ile övünüyordu. Şimdi tüm iskeleler yıkıldığında ve işletmeler kıyı kenar çizgisinin gerisinde yapılandığı zaman bu gelir sıfır olacak. Bu durumda kaybeden kim merak ediyorum.
Bir merakım da, ecri misil kuyusuna bir taş atan delinin taşını başta Kültür Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Milli Emlak Genel Müdürü Abdullah Kaya olmak üzere 40 akıllı çıkartamazsa, kim çıkartacak?
İmdat; Smile ADSL’den kurtulamıyorum
Bazı sebeplerden, taşınma ve özellikle de müşteri memnuniyetsizliği nedeniyle “Smile ADSL” denen internet şirketiyle abonelik sözleşmemi iptal etmek istedim. Bu şirketten 40 gündür kendimi kurtaramıyorum... Neredeyse sağlığımı kaybetmek üzereyim. Onun için “İMDAT” diyorum.
Böyle yüzsüzlük, böyle arsızlık hayatımda görmedim. 2011 Aralık başında şirkete müracaat ederek aboneliğimin sona ermesini istedim. “Size e-mail ile bir form atacağız doldurun gönderin, sözleşmeyi iptal edelim” dediler. Bekle de form gelsin... Arkasından birkaç kez daha aradık; tamam diyerek, ahiret soruları sorarak Erol Yaraş olduğuma inandılar. Bugün formu gönderiyoruz dediler o arada bana son faturayı gönderdiler.
Defalarca aramamız neticesinde yeni yıla girdikten sonra iptal formu e-mail ortamında geldi. Ama ne yazık ki “yapışkan şirket” yakamdan düşmemeye karar vermiş olmalı ki, doldurduğumuz formu kabul edemeyeceklerini, çünkü aradan 10 gün geçtiğini, yeniden sorgulama yapacaklarını, daha sonra aboneli-ğimin sona ereceğini belirttiler. Formu siz bize geç gönderdiniz itirazımızı dikkate almadılar.
Bir ay önceki ahiret sorularını telefonla yeniden sorarak iptali isteyen Erol Yaraş olduğumu anladılar, fakat ne deseler beğenirsiniz; “size gönderdiğimiz formun zamanı geçti 72 saat içinde yenisi gelecek onu bize göndereceksiniz” sözleriyle yüzsüzlüğün bir başka boyutuna geçtiler.
Yaklaşık 40 gündür yaşadıklarım sinirlerimi alt üst etti. Smile ADLS denen şirket yakamı bırakmıyordu. E-mail ortamında yeni formu beklerken yakama yapışan şirketten hizmet almadığım ay için “Faturanız var” ödeyin mesajı geldi... Artık bu kadarına pes dedim.
Sonucumu merak ediyorsunuz bu satırları yazarken hala sözleşmeyi sona erdirecek girişim karşı taraftan gelmemişti. Artık Smile ADLS ile mahkemede konuşacağım.
Şunu da öğrendim ki bu yalnız bana yapılmıyormuş birçok kişi bu sıkıntıyı bu firma ile yaşamış. Smile ADLS ile çalışacaklara bir tavsiyem: El sıkışıp anlaşırken dikkat edin; elinizi değil gövdenizi içeriye alıyorlar.
Son söz: Bana harcattıkları zaman ve para onlara haram olsun!
