Ferhan İstanbullu

İçinizdeki, son dakikada üzerine bir şey geçirip fırlayan süfli kadına veda edin! İşte daha bakımlı, daha şık olmak isteyenleriniz için ‘altın’ değerinde öneriler... 1. İyi besleninHer gün ne kadar farklı renkte meyve/sebze yerseniz o kadar sağlıklı oluyorsunuz ya; aynı formül bu bahar gardırobunuz için de geçerli. İlham kaynaklarınız kırmızı bir domates, yeşil bir elma ve sapsarı bir muz. Örnek: Stella McCartney bahar koleksiyonu.


2. Forma girinTıpkı birkaç sezondur Alexander Wang’in yaptığı gibi. Aklınıza 80’lerdeki Olivia Newton John gelmesin. Spor kıyafetlere özgü file, bağcık gibi detaylar bu baharda da olacak.


3. Ufkunuzu genişletin

Yılbaşı hayhuyunu bir kenara bırakıp aslında İstanbul’da neler yapmak isterdim diye düşündüm. Aklıma bunlar geldiBir gün otelde yaşamayı düşünecek kadar otellerin, mesafeli, hafif karamsar ve bir o kadar konforlu ortamını severim. İstanbul’da bir süre yaşayacak bir ahbabım için küçük bir otel araştırması yaptık. Tabii, merkezilik, metroya yakınlık, sosyalleşme imkanı dediğinizde Taksim civarını alt edecek başka bir muhitimiz yok. Görüp de beğendiklerimin başında 4 Floors geliyor. Burası bir otel değil, çok şık bir yapıda yer alan dairelerden oluşuyor. Yabancıların çok bildiği, sevdiği bir mekan olmasından dolayı neredeyse hep dolu. Ahşap ve demirin yüksek tavanlar, manzara ve terasla birleştiği en üstteki daire, ayrı güzel. Mekanın şıklığının ardında Sema Topaloğlu olduğunu öğrenince tüm şıklıklar daha bir mana kazanıyor. (0 532 497 79 21)

Bir de rezidans dairelerini beğendiğim Galateai var. Kendi mutfağınız odada, dışarıdan yemek de söyleyebiliyorsunuz, terasta yemek masası var. Taksim’in göbeğindeki bir lokasyon, hatta anne kurabiyeleri ikramı. Üzerine dünyaca ünlü mimarımız Han Tümertekin’in danışmanlığıyla restore edilmiş bir binada yaşamanın keyfi. Hiç fena değil!

Moda dünyasının yeni keşfi, kız gibi güzel Andrej Pejic, androjende varılan son nokta!
Moda dünyası 2010’da mankenlerle ilgili sınırları (!) kırmaya ahdetti. Önce Givenchy, defilesinde ve çekimlerinde ilk kez transseksüel manken kullandı. Sonra bulimik modellerin en ateşli savunucusu Karl Lagerfeld, Chanel defilesinde şişman bir mankeni podyuma çıkardı. Bayrağı son teslim alan ise Marc Jacobs... Kendisi yeni kampanyasında, erkek modeller sahnesinin flaş ismi Andrej Pejic ile çalışacakmış.
Pejic, daha önce keşfedilmiş aslında... Modacı Jean Paul Gaultier, bahar kampanyası için androjen manken tanımına sınıf atlatan Pejic’i bir başka muhteşem modelle, Karolina Kurkova ile birlikte kullanmış. Bugün moda endüstrisinin en çok tercih ettiği fotoğrafçılardan Mert&Marcus ve Steven Meisel, dergi çekimlerinde bu inanılmaz yüzle çoktan çalışmışlar. Pejic şimdi de Marc by Marc Jacobs kampanyasının da yüzü olacakmış. Tabii, yanına bir de dişi manken eklemesiyle...

Kadın modellerden eksiği yokPejinc, mesleğine bir tutam espiriyle yaklaşan tasarımcıların bayılacağı bir yüz. Fotoğraflarına baktığınızda ilk bakışta erkek olduğunu kesinlikle anlamıyorsunuz. Bir süre sonra erkek olduğunu

Yeni yıl, hediyelikler, geçen yılın ‘en’leri listeleri uçuşuyor diye şehrin dekorasyon mağazalarında başgösteren hareketi göz ardı edemezdim


-Yıl sonunda gazetelerin ‘en’ listelerinin çokluğu, ister istemez insandaki geriye bakma güdüsünü tetikliyor. Bu konuda daha nice liste okuyacağınızı farzedip hemen pas geçiyorum. Beni asıl yılın sonunda açılan yeni mekanlar ilgilendiriyor. Açılışını merakla beklediğim Haaz Concept Store’a hâlâ gidemedim. Yolladıkları e-postada gördüğüm ünlü sanatçı Rachel Convers imzalı, ‘ibride’ markalı Fransız tepsileri görmek için sabırsızlanıyorum. Bir de Haaz’ın ortaklarından ve travelmodus adlı, ‘yaşam tarzı’ web sitesinin yaratıcısı Özlem Avcıoğlu’nun Travelmodus’un seçimleri başlığıyla bir araya getirdiği ürünleri mutlaka görmek lazım. Hepsi türünün tek örneği parçalarmış.
-Bu hafta Frida Kahlo-Diego Riviera sergisi açılıyor Pera Müzesi’nde. Mutlaka görmek lazım. 2010’un benim için şanslı anlarından biri, Frida Kahlo’nun retrospektif sergisini izleyebilmek oldu. O kadar kapsamlı olmasa da İstanbul’da Frida’nın eserlerini görebilmek ne güzel.
-Hakan Ezer’in hem kendi tasarladığı hem de dünyanın farklı köşelerinden tasarım klasiği olmuş

Will Smith’in kızı daha 10 yaşında hem müziğiyle hem de tarzıyla ağzımız açık izlediğimiz bir ikoncana dönüştü...

Smith Ailesi’nin taarruzuyla karşı karşıyayız. Baba Will Smith, anne Jada Pinkett Smith... 12 yaşındaki ağabey Jaden’ı yakında son ‘Karate Kid’ olarak izleyeceğiz. 10 yaşındaki ailenin en küçüğü Willow Smith ise ailenin moda ikonu sıfatı...
Willow, bazen leoparlara ve zincirlere büründüğü, kendinden 10 yaş büyük birinin giyeceği kılıklarla, bazen de Lady Gaga’yla birlikte seçmiş gibi duran, kısmi uzaylı, kısmi rock-chic kıyafetlerle karşımızda... Smith’ler de ailenin ‘değerlerini’ kamu dikkatine sunmada hayli başarılı. Kırmızı halı durumları söz konusu olduğunda hepsi pür hazırlık, yan yana sıralanıveriyor. Paparazzi görünce şeytan çarpmışa dönen Hollywood sakinlerinden değiller.
Willow da bir röportajında (10 yaşında kızın da röportajı mı olurmuş demeyin!) anne babası kadar ünlü olmak istediğini söylemiş... Tüm stil bloglarında adı geçiyor, Teen Vogue gibi müthiş bir gençlik dergisi ona bayılıyor!
Willow şöhretini, en başta ciddi ciddi bir stilistten yardım alarak oluşturduğu, dünyada hiçbir çocuğunkine benzemeyen gardırobuna borçlu olabilir. Ama akıllı bir

İstanbul’un çalışan nüfusun ağırlıkta olduğu semtlerinde, ardı ardına havalı yeme-içme mekanları açılıyor. Aynı yerlerde öğle yemeği yemekten sıkılanlar için taze bir öneri ‘Ve Restaurant’Gazeteler, dergiler mütemadiyen Nişantaşı -Taksim bombardımanı yapıyor olabilir. Ancak bu şehir artık üç ana arter çevresinde var olmak için fazla büyük! Mesela Kozyatağı’nı ele alın. Bir sürü uluslararası endüstri şirketlerinin, bankaların merkezi bu bölgede. O yüzden civarındaki alışveriş merkezleri de gittikçe şıklaşıyor, daha farklı seçenekler sunuyor. Artık bu civarda yemek deyince çok ünlü kebapçılar ve lezzetli esnaf lokantaları haricinde de seçenekler var.
Özgün iç mekan ve mobilya tasarımlarıyla tanınan Sema Topaloğlu’nun tasarımını gerçekleştirdiği ‘Ve... Restaurant’, Kozyatağı Palladium Alışveriş Merkezi’nin en üst katında açıldı. Dekorasyonda kullanılan yumurta formları ve lambalar burada sürreel bir ortam yaratmış. El şeklindeki bar da bu iddialı yaklaşımı destekliyor. Kısaca civarda çalışan, her gün aynı yerlerde öğle yemeği yemekten sıkılanlar için taze bir öneri ‘Ve... Restaurant’.

Harika bir kitapçı
‘Coffee table book’ yani içeriği kadar tasarımının şıklığıyla göz alan

Elle dergisinin aralık sayısını merakla bekledim. Tarkan’ın güzel bir kadınla dergiye kapak olması, başlı başına hadise. Hem de uzun bir aradan sonra...Elle dergisini aldım, çekimlere bakayım derken işyerindeki arkadaşlarım kopan kıyametten haberdar etti: Meğer Tarkan’ın ne kıllılığı kalmış ne de röportajda söylediklerinin ‘derin analizleri’! Tarkan’ın fikriyle zikrinin mukayesesi beni ilgilendirmiyor. Ben sadece fotoğraflara bakıyorum... 1-2 kareyi hariç tutarak önce şunu düşünüyorum: Tarkan kesinlikle kameranın sevdiği bir yüz! Güzel manken kızımızla çektirdiği ateşli fotoğraflarını da beğeniyorum. Bu adam çekici görünmeyi biliyor!
Meşhur ‘kıllı-kılsız’ tartışmasına gelince... Evet, bir karede dikkatimin kıllara kaydığını itiraf edeyim. Herkesin konuştuğu seksi küvet sahnesini ben aksine inandırıcı buldum. Evet,Tarkan kıllı... Bu memleketteki pek çok erkek gibi! İtirazım kıllardan ziyade, gerçekçi gelmemesi yüzünden playstation oynadığı kareye oldu... Ne Tarkan, ne duruşu, ne de manken gerçek görünüyor. Bence bu kare hiç konmayabilirdi.
Çekimin sayfalarca olmasını da çok sevdim. Bizde şöhretler çekimi bir an evvel bitirmek için birkaç kareden sonra kaçmaya çalışır. Tarkan

Dünyanın hiçbir iş yapmadan en ünlü olmuş kişisi artık Paris Hilton değil, Kim Kardashian...

Nasıl başladığı da pek belli değil. Önce reality şovlarıyla ünlü bir kanal olan E!, Kaliforniya’lı ve hiçbiri hiçbir iş yapmayan Kim Kardashian ve Ailesi’ni konu etmeye başladı. Sonra Kim Kardashian’ın adı zayıflama hapları, dergi kapakları ve ünlülere hiç pas vermeyen Soho muhitindeki olaylarla anılır oldu. Sonra da onu izlemek yerine boş boş duvara bakmayı tercih edecek grup dahi bu kızın niye ünlü olduğunu tartışmaya başladı. The Times’a bile dert oldu Kim Kardashian... Kim’in şöhretinin her tarakta bezi olmasından kaynaklandığını söylediler. Makyaj malzemesinden
bronzlaştırıcı kreme, kredi kartlarında suretinin gözükmesinden kendi adını taşıyan koleksiyonlara, Kim’in el atmadığı iş yok! Hiçbir ‘ünlü’ bu kadar hırslı olmamıştı. Kim, Paris gibi sarhoş gezmiyor, frikik verdiği pozları her gün gazeteleri süslemiyor: Çıplak bir fotoğrafı çıkacaksa onu da gidip kendi çektiriyor. Playboy’a yaptığı gibi... Bu arada Paris gibi Kim’in de seks görüntüleri internette mevcut. Yine de sokaktaki kadın bir şekilde kendini Kim’le özdeşleştirebiliyor.



Bir kere Kim, kimilerine göre dolgun, bize