Erdoğan’ın verdiği sert tepkinin iki nedeni

30 Aralık 2008

İsrail’in Gazze’ye yaptığı ve bir katliama dönüşen saldırılara en sert tepkiyi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan verdi. Erdoğan, İsrail’in saldırılarını “insanlık suçu” olarak niteledi ve, “Bu, Türkiye’ye karşı da saygısızlıktır” dedi. Başbakan’ın, “İsrail Başbakanı Olmert’i arayacaktım ama vazgeçtim” demesi de dikkat çekiciydi.
Erdoğan’ın bu sözlerine, “Filistin Devlet Başkanı Abbas bu kadar tepki göstermedi” denilerek, “Abbas bile Hamas’a daha çok yüklenirken Başbakan’a da ne oluyor?” imasıyla dikkat çekildi.

İki neden
Ankara’da “Başbakan neden Abbas’tan bile sert” sorusuna verilen iki yanıt var:
1- Aldatılmışlık duygusu: Başbakan Erdoğan’ın Arap ülkelerinden de Filistin Devlet Başkanı Abbas’tan da daha sert tepki vermesinin nedenlerinden biri “aldatılmışlık” duygusudur.
Geçen hafta Ankara’yı ziyaret eden İsrail Başbakanı Olmert, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ve Başbakan Erdoğan’a, “Gazze’de insanlık dramı yaşanmayacak” diye söz verdi. Ankara bu garantiyle İsrail ile Suriye arasında bir çeşit arabululucuk işlevi görüyordu.

Yazının Devamı

Kürtçe yayın politikası

28 Aralık 2008

TRT’nin Kürtçe kanalı test yayınına başladı. Yeni yılla birlikte 24 saat yayına geçecek.
TRT’nin 24 saat Kürtçe yayına geçmesi kuşku yok ki, bir devlet politikasıdır. Kürtçe televizyon yayınının, devlet politikasında çok önemli bir dönüm noktası olduğunu tarihe not etmek gerekir.
1980’lerde “Kürt yoktur” diyen ve Kürtçeyi yasaklayan devletin, resmi kanalında 24 saat Kürtçe yayın yapmaya başlaması ne kadar önemli bir değişim yaşandığını gösteriyor.
Devletin Kürtçe yayın politikasıyla, nelerin hedeflendiği şöyle sıralanabilir:

Kaynağa yönelik politika
1 TRT’nin Kürtçe yayını her şeyden önce terörün kaynağıyla ilgilidir. Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un her fırsatta vurguladığı “terör örgütüne katılım devam ediyor, o halde bunun nedenlerini ortadan kaldıracak önlemlere ağırlık verilmeli“ mesajı önemliydi. Silahlı teröristle silahlı mücadele devam ederken, eş zamanlı olarak ekonomik, sosyal ve kültürel alanda alınacak önlemler arasında Kürtçe yayının da bulunduğu belliydi. TRT’nin yayını bu politikanın bir ürünü. Amaç, PKK’ya katılımı kolaylaştıran ortamın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak. Dil ve yayın konusunda PKK-DTP ortak çizgisinin elindeki argümanlardan

Yazının Devamı

Kılıç: İstifamı gerektiren bir durum yok

27 Aralık 2008

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın açıklamasıyla yüksek yargı organları arasında tartışma başladı. Kılıç, Anayasa Mahkemesi kararının Danıştay tarafından değiştirildiğini, bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu savunurken, Başbakan Erdoğan’ı ve hükümeti kollamakla suçlandı. Bu gerekçeyle de Kılıç’ın görevinden istifa etmesi gerektiği öne sürüldü.
Kılıç, dünkü görüşmemizde bu konudaki sorularımı yanıtladı.
‘Danıştay, kararımızı değiştiremez’
Tartışmanın hukuki boyutu nedir?
- İşin özü Danıştay’ın, Anayasa Mahkemesi kararını etkisiz kılması, değiştirmesidir. Bu, Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa Mahkemesi’nin kararları, Anayasa’nın 153. maddesi gereğince her kişi ve kurumu bağlar. Danıştay’ı da bağlar. Benim açıklama yapmamın nedeni de budur. Ben, mahkememin kararını savundum.

‘Belirlediğimiz tarih değiştirildi’

Yazının Devamı

Çiçek: Talabani 221’i dağdakilere iletebilir

26 Aralık 2008

Irak Devlet Başkanı Talabani’nin, PKK’nın tasfiyesi için dört aşamalı bir plandan söz etmesi, dikkatleri bu yöne çevirdi.
Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi’nin Başkanı Barzani de bu konuda Türkiye ile bir yakınlaşma içinde olduklarını ifade ederek, ortak bir çalışmanın yürütüldüğü izlenimi verdi.
Başbakan Erdoğan da Irak Başbakanı Maliki’nin ziyaretinden sonra gazetecilerin sorusunu yanıtlarken, PKK ile mücadele konusunda Irak yönetimiyle en küçük bir sorun olmadığını söyledi.
Talabani’nin “Dağdakiler cezaevine değil evlerine dönmeli” açıklaması ayrıca merak uyandırdı.
Ankara’nın tutumu nedir? Bu planın neresinde duruyor? Talabani’nin ima ettiği gibi, dağdaki PKK’lılar için bir af söz konusu mu?
Bu soruları dün Başbakan Yardımcısı ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı Cemil Çiçek’e yönelttim. Şu yanıtı verdi:

Yazının Devamı

Talabani’nin ipiyle kuyuya inilir mi?

25 Aralık 2008

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin ortaya attığı PKK’nın silah bırakmasını da öngören dört aşamalı plan, gündemi meşgul edecek gibi görünüyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Talabani’nin planı konusunda kesin bir değerlendirme yapmadı. Sadece, “Bizim bir eve dönüş yasamız var. Önerileri değerlendireceğiz” demekle yetindi. Bu sözler, Ankara’nın böyle bir çalışmadan bilgi sahibi olduğunu gösteriyor.
Henüz üzerinde taraflarca uzlaşılmış bir plandan söz etmek için erken. Tablo ortaya çıkmış değil. Önümüzdeki günlerde netleşebilir.

Talabani faktörü
Konunun boyutları tam olarak ortaya çıkmadı ama bu projeye Talabani öncülük edecekse, başından sorunlu bir süreç yaşanacağını söylemek mümkün.
Talabani, bugün Irak Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyor olsa da sonuçta bu sıfatının konjonktürel olduğu ve ABD tarafından bu koltuğa getirildiği biliniyor. Talabani’nin yine Kuzey Irak’taki Kürt lider olduğunu unutmamak gerekir.

Yazının Devamı

PKK silah bırakır mı?

24 Aralık 2008

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, CNN Türk’e verdiği demeçte, PKK’nın silah bırakmasından söz ederek, kendine göre aşamalı bir planı da açıklamış oldu.
PKK, silah bırakma, ateşi kesme gibi konulardaki girişimlerini geçmişte de Talabani üzerinden yapmıştı. Talabani, Özal döneminde bir çeşit arabuluculuğa da soyunmuştu.
Yaptığı son açıklamaya bakılırsa, Talabani yine böyle bir işlev üstlenmiş görünüyor.
Talabani’nin açıkladığı “aşamalı plan”a girmeden önce bazı soru işaretlerini hatırlatmakta fayda var.
Örneğin:
1- Talabani, “silah bırakma çağrısı ve planı”nı kendi inisiyatifiyle mi gündeme getirmektedir?
2- Talabani’nin bu girişimi, ABD ile birlikte geliştirilmiş bir projenin ürünü müdür?

Yazının Devamı

Gül-Arıtman tartışmasında iki yanlış

23 Aralık 2008

CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün annesinin Ermeni kökenli olduğunu ima eden açıklaması tartışmalara neden oldu.
Cumhurbaşkanı Gül, ailesinin şeceresini açıklayarak, bu iddia ve imanın doğru olmadığını belirtti. Ailesinin hem anne hem baba tarafından, 100 yıllık şeceresinde görüldüğü gibi, Müslüman ve Türk olduğunu duyurdu.
Cumhurbaşkanı Gül, neden açıklama yapma gereği duyduğunu da şöyle ifade etti:
“Gerek Cumhurbaşkanlığı’na seçilişim sürecinde çok planlı olarak ve gerekse son birkaç gündür bazılarının açıkça, bazılarının sinsi bir şekilde yaymaya çalıştığı bir yalanı düzeltmek ve hakikat adına tarihe not bırakmak için ailemle ilgili aziz milletimi bilgilendirmek mecburiyeti hissettim.”

Arıtman’ın yanlışı
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın “Ermeni kökenli” olduğu imasıyla Cumhurbaşkanı Gül’ün annesiyle ilgili olarak yaptığı açıklama bir talihsizliktir. İzlediği yol yanlıştır.

Yazının Devamı

Şahin: İlgisiz kayıtlar imha edilmiş olmalı

22 Aralık 2008

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, ilgisiz telefon dinlemelerinin Ergenekon iddianamesinin ekinde yer alması konusunda, "Eğer suç iddiasıyla ilgili olmayan kayıtlar söz konusu ise bunların imha edilmesi gerekir" diyor

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, adli ve idari işlemlerin hukuka ve kamu vicdanına uygun olması konusunda duyarlı davranıyor. Hukuka veya kamu vicdanına aykırı işlemler konusunda mutlaka inceleme yaptırıyor, yargı sürecine müdahale etmeden uygunluğu sağlamaya çalışıyor.
İşlemler hukuka uygun olsa veya uydurulmuş olsa bile kamu vicdanını rahatsız eden konuların üzerinde duruyor. Kamu vicdanını rahatlatacak girişimlerde bulunuyor. Son olarak Hüseyin Üzmez olayında Adli Tıp Kurulu'nun başkan ve üyelerini değiştirmesi gibi...
Kamu vicdanını rahatsız eden ve bazı yönleriyle hukuka da uygun işlem yapılmayan konulardan biri de telefon dinlemeleri. Son olarak Ergenekon soruşturması ve iddianamesiyle ilgili olarak da bu konu çok tartışıldı.
İddianamede yer alan suçlamalarla ilgili olmayan pek çok telefon konuşması da deşifre edildi, iddianemenin ekinde yer aldı ve haberleşme özgürlüğü açısından tartışmalara ve davalara konu oldu.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'le bu konuyu

Yazının Devamı