Eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener yeni bir parti kurmayı düşündüğünü açıkladı. Şener’in bu açıklamasına AKP yönetiminden tepki geldi. AKP sözcüleri, Şener’in bu açıklamadan sonra partiden istifa etmesi gerektiğini söylediler. Hem AKP kimliğini koruyup hem yeni parti kurma çalışması yürütmenin siyasi etiğe uygun olmayacağını belirttiler. Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Şener için, “18 yaşını doldurmuş ne yapması gerektiğini söylemeye lüzum yok” türünden bir açıklamayla, onu istifaya davet etmiş oldu.
Şener bu tepkilere nasıl bakıyor, istifa davetini nasıl karşılıyor?
Abdüllatif Şener, dün bu konuda yönelttiğim sorulara şu yanıtları verdi:
‘Değerlendiriyorum’
Yeni bir parti kuracağınızı açıkladınız. Bu açıklamadan sonra AKP’den istifa etmeniz gerektiği söylendi. Ne yapacaksınız?
- Değerlendirmelerim arasında istifa konusu da var. Henüz parti kurma çalışmasını başlatmadım.
Emekli Orgeneral Hilmi Özkök
Ergenekon soruşturması, eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ve eski Ege ve 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un tutuklanmalarıyla yeni bir boyut kazandı.
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen günlüklerde, 2004 yılında, kuvvet komutanlarının bir darbe hazırlığı içinde oldukları, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün darbe düşüncesine karşı çıktığı ve destek vermediği bilgileri yer alıyordu. Org. Özkök’ten destek alamayan bu hazırlığın daha sonra dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Eruygur tarafından devam ettirildiği öne sürülmüş, “Sarıkız” ve “Ayışığı” adlarıyla darbe hazırlığı yapıldığına ilişkin bilgisayar çıktısı belgeler basına yansımıştı. Emekli Org. Eruygur tutuklandıktan sonra bu kez “Eldiven” adı verilen yeni bir darbe planı iddiası Taraf gazetesi tarafından gündeme getirildi.
‘Vardır da demem, yoktur da’
Anlaşılıyor ki bu iddialar
Türkiye’de bir süredir, sanki ikisi bir arada olamazmış gibi “laik-demokrat” ayrımı yapılıyor. Bu ayrışmada “kıymeti kendinden menkul” bazı ölçüler kullanılıyor.
Örneğin, AKP’yi destekliyorsanız “demokrat”sınız, desteklemiyorsanız, “demokrat” değilsiniz. Veya, AKP’den yanaysanız “laik” değilsiniz, karşıysanız “laik”siniz.
Bu “ölçü”lere son zamanlarda başkaları da eklendi. AKP’nin kapatılmasına karşıysanız demokratsınız, değilseniz laik. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı değilseniz, onu yıpratmaya çalışmıyorsanız, demokrat değilsiniz, laiksiniz.
Maalesef, tartışmalar, pozisyonlar artık bu ölçülere vuruluyor, kutuplaşma teşvik ediliyor.
Bu bağlamda CHP lideri Deniz Baykal da demokrat olmamakla, darbe beklemekle suçlanıyor.
‘Yenilgi sayarım’
CHP lideri Baykal’a, önceki gün Habertürk’te Erdoğan Aktaş’ın hazırlayıp sunduğu Basın Kulübü programında, bu suçlamaları anımsattım. Solcu, sosyal demokrat olmamakla, darbe
Türkiye’nin en güzel özelliklerinden biri bir iç savaşa, bir iç kargaşaya sürüklenmeden barış içinde bir arada yaşayabilmiş olmasıdır. Yeni bir devlet kurarken, büyük devrimler yaparken bile bunu başarmıştır.
Türkiye’de hiç toplumsal çatışma, kutuplaşma olmadı mı?
Elbette oldu. Son olarak 12 Eylül öncesinde sağ-sol ayrışması, bu ayrışmayı kullanan ve yönetenlerin oyununa geldi. Bunun acı sonuçlarını yaşadı. Yine de birçok ülke ve ulusla kıyaslandığında Türkiye, bu kritik süreçleri iç savaşsız atlatabildi.
Bugün yaşadığımız süreç elbette bir iç savaş değil, ama yine acı sonuçlar doğuracak bir kutuplaşmaya doğru hızla yol aldığımızı düşündürüyor.
İki eksen
Kutuplaşma iki eksen etrafında şekilleniyor:
Ergenekon iddianamesi merak ediliyor. Bir yılı aşkın süredir devam eden soruşturmanın sonunda gerçekleşen şok gözaltılar merakı daha da artırdı.
Nasıl artırmasın?
İlk kez bir emekli kuvvet komutanı ve emekli ordu komutanı gözaltına alındılar. Emekli Orgeneral Şener Eruygur ve emekli Orgeneral Hurşit Tolon...
Ve yılların gazeteci-yazarı, meslektaşımız Mustafa Balbay, Tercüman’ın Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi...
İlhan Selçuk’tan sonra Mustafa Balbay’ın da gözaltına alınması ve alınma biçimi başta biz gazeteciler olmak üzere toplumda şok yarattı. Keza çok üst düzey iki komutan için de bu geçerli...
Tanıdığım Balbay
Son gözaltılarla birlikte toplumdaki kaygı da arttı. Türkiye’nin bir kaosa sürüklenebileceği endişesi liderler tarafından da ifade ediliyor.
CHP lideri Deniz Baykal, dün yaptığı konuşmada toplumun ciddi bir çatışmaya çekilmekte olduğunu söyledi. Yurtdışında Türkiye’de sistemin çökmeye doğru gittiği yorumları yapıldığına dikkat çekti. Ülkenin, AKP iktidarı dönemi sonunda siyaseten ve hukuken bir cadı kazanının içine çekilmek istendiğini vurguladı.
MHP lideri Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada TSK’nın korumasız bırakıldığına değindi ve Cumhurbaşkanı, ülkeyi yöneten siyasi idareyi ve siyaset kurumunu göreve çağırdı.
Eski komutanlar Şener Eruygur, Hurşit Tolon, meslektaşımız Mustafa Balbay, ATO Başkanı Sinan Aygün’ün gözaltına alınış biçimleri, kollarına polislerin girmesi, kaçacaklarmış gibi muamele yapılması, Tercüman Genel Yayın Yönetmeni Uğur Büyükçelebi’nin kelepçelenmesi görüntüleri TSK’da, basın camiasında ve iş dünyasında
Ergenekon soruşturması çerçevesinde gerçekleştirilen yeni gözaltıların toplumda yarattığı şok ve merak devam ediyor. “Ne oluyor, nereye gidiyoruz?” sorusu en çok dillendirilen soru.
Eski Jandarma Genel Komutanı emekli Org. Şener Eruygur’un, eski 1. Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon’un, Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın, Tercüman Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi’nin ve ATO Başkanı Sinan Aygün’ün gözaltına alınmaları, toplumdaki gerginliği daha da artırdı.
Eski komutanların gözaltına alınmaları ile bir süre önce kamuoyuna yansıyan “darbe planları” arasında bağlantı olduğu kanısı yaygın.
Darbe planladıkları öne sürülen komutanlara destek vermediği ve bu nedenle devre dışı bırakılmasının düşünüldüğü iddia edilen eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’e, gelişmeleri nasıl değerlendirdiğini sordum. Özkök, “üzüntülüyüm” diyerek şu yanıtı verdi:
“Yargıya intikal etmiş olan Ergenekon davasına ilişkin olarak
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın, AKP’nin kapatılması davasıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne vereceği sözlü mütalaaya yoğunlaşmıştık ki, sabahın ilk saatlerinde gelen haberler gündemi değiştirdi.
Önce meslektaşımız, Cumhuriyet gazetesinin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın evinin arandığı, arkasından gözaltına alındığı haberi geldi. Birkaç dakika sonra Ege ve 1. Ordu komutanlıklarında bulunmuş olan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’nun, sonra da eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral ve Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Şener Eruygur’un da gözaltına alındığı duyuldu. Bu haberlere ATO Başkanı Sinan Aygün’ün de gözaltında olduğu haberi eklendi. “Ne oluyor?” demeye kalmadan İstanbul, Trabzon ve Antalya’da toplam 22 kişinin gözaltına alındığı duyuruldu.
Gözaltıların Ergenekon soruşturması kapsamında gerçekleştiği bilgisi dışında, hangi gerekçeyle yapıldığına ilişkin bir bilgi yansımadı.
Hukuk-siyaset ilişkisi
Bir tarafta Ergenekon soruşturması, diğer tarafta Anayasa