Yön İlkini Türk-İş Başkanı Salih Kılıç'la dün yaptı. Kılıç, görüşme sonrasında "tarafsız" bir cumhurbaşkanı istediklerini ve gerginlik yaratılmadan seçim sürecinin tamamlanmasını önemsediklerini belirtti. Türk-İş Başkanı, daha önce de "geniş kitlelerin içine sinecek bir isim" tanımlaması yapmıştı.Hak-İş, "cumhurbaşkanlığı seçiminin rejim sorununa dönüştürülmemesi"ni istedi.TÜSİAD, cumhurbaşkanının "uzlaşmayla seçilmesini ve uzlaştırıcı bir kişilik" olmasını vurguladı.MÜSİAD, cumhurbaşkanlığı dahil "makamların kimsenin tekelinde" olmadığını belirtti.Rektörler, cumhurbaşkanının "tarafsız" olması gerektiğini savundu ve "demokrasiyi, laikliği, çağdaş bilimi benimsemiş biri" tanımını getirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini almak için bir dizi görüşme yapacak. Ana muhalefet partisi olarak CHP'nin ve lideri Deniz Baykal'ın tutumu belli. Baykal, Erdoğan'a her fırsatta "aday olma" çağrısı yaptı.DSP ve lideri Zeki Sezer de Erdoğan'ın adaylığına karşı. DSP bu amaçla önümüzdeki pazar Ankara'da bir miting düzenleyecek.DYP ve lideri Mehmet Ağar, CHP kadar sert bir tutum izlemiyor. Ancak Ağar, Erdoğan'ın, "partisinin
Yön Adaylık sürecinin başlamasına çok az zaman kalmasına karşın Başbakan Erdoğan'ın aday olup olmayacağı belli değil. Erdoğan, adaylığıyla ilgili renk vermiyor. 15 Nisan'a kadar AKP olarak bu konuda konuşmayacaklarını daha önce de belirtmişti.Adaylık bilmecesi sürüyor.Erdoğan'ın sözleri yorumlanarak adaylık tahminleri yürütülüyor. Bugün itibariyle aday "olur" veya "olmaz" diye bir yargıya varmak yanıltıcı olur. Cumhurbaşkanlığı için adaylık başvuruları 16 Nisan'da başlayacak ve 26 Nisan'da sona erecek. Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığıyla ilişkilendirecek son açıklamayı Halep'e giderken meslektaşlarımızın sorusu üzerine yaptı.Erdoğan, "Ülkeme en yararlı olacağım görev hangisi ise onu tercih ederim" diyor ve ekliyor:"Ülke gerilim yaşamamalı. Bunun piyasalara etkisi var. Bizim için her şeyden önemlisi ekonomik durum, bunu asla sarsmamalıyız. Demokrasi de çok önemli bir konu. Teşkilatlarımızdaki alan taramasını bitirdim. Bazı sivil toplum kuruluşlarıyla da görüşmeler yapıyorum."Başbakan'ın bu sözleri aday olmayabileceğine yorumlandı. "En yararlı görevi tercih" ederim ifadesi, Erdoğan'ın başbakanlığa devam etmesini isteyen çevreler tarafından buna yoruldu.Keza aday olması halinde
Yön Cumhurbaşkanlığı seçimlerine çok kısa bir sürenin kaldığı bu günlerde, ana muhalefet liderinin Çankaya'ya yoğunlaşması doğal.Buna karşılık Baykal, laiklik, ulusal bütünlük başta olmak üzere temel politikalarını "Cumhuriyetin temel nitelikleri"ne hapsetmekle eleştiriliyor. CHP'nin sosyal demokrat bir parti olarak, halkın geçim sıkıntısıyla, gelir dağılımı adaletsizliğiyle, işsizlik sorunuyla, açlık sınırında yaşayan vatandaşlarımızla ilgili politika, proje üretmediği savlanır.Son günlerde cumhurbaşkanlığına yoğunlaşmakla birlikte Baykal, detaylı bir ekonomik ve sosyal proje demeti üzerinde de çalışıyor. CHP, sadece cumhurbaşkanlığı seçimiyle değil, genel seçimlere de kilitlenmiş görülüyor.Baykal, kaynaklarını da göstererek hazırladıkları ekonomik ve sosyal projenin partisine yönelişi hızlandıracağına inanıyor. CHP lideri Deniz Baykal, son dönemde cumhurbaşkanlığı konusuna ağırlık veriyor. Baykal, partisinin dünkü TBMM grup toplantısında da Başbakan Erdoğan'a "Aday olma" çağrısı yaptı. Cumhurbaşkanlığı konusuna geniş yer ayırdı. Baykal, dünkü görüşmemizde, "Vatandaşlık Hakkı" adını verdikleri projeyi özetlerken, 1 milyona yakın vatandaşın açlık sınırının altında yaşadığına vurgu
Yön Milliyet'te dün yayımlanan ankette halkın çoğunluğunun Sezer'i sevdiği vurgulanıyordu. Ankete katılanların yüzde 64.8'i "Sezer'i sevdiniz mi?" sorusuna "evet" yanıtını vermişti. Sezer'i başarılı bulanların oranı da yüzde 63.4 düzeyindeydi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresi yakında doluyor. Sezer, halkın güven duyduğu bir cumhurbaşkanı oldu. Güvenilir kişi ve kurum anketlerinde hep ilk sırada yer aldı. Anketin ilginç sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanı Sezer'in en çok sevilen özelliğiydi. Sezer, gerçekten mütevazı bir kişiliğe sahip. Bu özelliği Çankaya'da kaldığı 7 yıl boyunca halk tarafından büyük takdirle karşılandı. Şaşaalı bir yaşamdan uzak kalan Sezer'in, alışverişini kendisinin yapması, normal vatandaşlar gibi sıraya girmesi, aracını kırmızı ışıkta durdurması hareketleri büyük beğeni topladı. Ayrıca Sezer'in bu davranışları popülist taktikler de değildi. Kişiliğine uygun davranışlardı.Cumhurbaşkanı Sezer gibi eşi Semra Sezer de mütevazı kişiliğiyle takdir topladı. Bir öğretmen olarak 7 yıl boyunca eğitim-öğrenime her zaman destek verdi. Bu amaçlı kampanyaları teşvik etti, öncülük yaptı.Sezerlerin gösterişten uzak yaşamları onları desteklesin veya
Yön Org. Büyükanıt, bu konuşmasında kurmay subay adayı Harp Akademileri öğrencilerine üzerinde durulması gereken "liderlik dersleri" de veriyor.Org. Büyükanıt'ın liderlik dersleri de eğitim-öğretim için önerdiği söz konusu kuramlarla örtüşüyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Harp Akademileri'nde yaptığı konuşmanın akademik boyutu, düşünce sisteminde, gelişmiş ülkelerde eğitim-öğretimin özünü oluşturan kuantum, kaos ve izafiyet kuramlarına geçişi öneriyordu. Genelkurmay Başkanı, kurmay subaylara "Arşiv liderliği yapmayın" diyor. Özgün koşullara, özgün çözüm bulabilecek liderlik anlayışına sahip olmalarını istiyor. Bu özelliğe sahip en muhteşem örnek olarak da Atatürk'ü gösteriyor."Eğer" diyor Atatürk, arşivde öğrendiklerini aynen uygulamaya kalksaydı, bu başarıyı elde edemezdi. Atatürk'ün "süreç liderliği" yaptığını vurguluyor."Arşiv liderliği" ile yetişen komutanların harekât sırasında hep başarısız olduklarını anımsatıyor. "Tarihte şu komutan böyle yapmıştı" diyerek aynen uygulamaya kalkanın yeni koşullar karşısında başarısızlığa mahkûm olacağının altını çiziyor.Genelkurmay Başkanı'nın "süreç liderliği" dediği, sadece sonuca ve tek nedene odaklanmış liderlik
Yön Org. Büyükanıt, tarih ve bilim felsefesi ağırlıklı akademik konuşmasında Aristo'dan Einstein'a, Galileo'dan Hawking'e kadar 41 kez atıfta bulunmuş. Genelkurmay Başkanı, ülke bütünlüğü ve laiklik başta olmak üzere cumhuriyetin temel nitelikleri konusunda TSK'nın kararlı duruşunu sürdüreceği mesajını sık sık dile getirmiş. Büyükanıt'ın yaptığı vurgular şöyle sıralanabilir: Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın Harp Akademileri'nde yaptığı konuşmanın bütünü incelendiğinde askeri alanda dahi bir "zihin değişikliği" önerdiği görülüyor. 1- Org. Büyükanıt, günümüzde güvenlik sorunları dahil problemlerin, sadece "linear (doğrusal-determinist)" bir mantıkla çözülemeyeceğini vurguluyor. Artık basit, tek faktöre dayalı "neden-sonuç" ilişkisine dayalı, sürece değil sonuca bakan anlayışın eski ve yetersiz olduğunu belirtiyor. Sonucu doğuran sürece ve onu etkileyen tüm faktörlere bakılması gerektiğinin altını çizerek, "kaos, kuantum, görelilik" gibi düşünce tarzlarının esas alınmasını istiyor.2- Genelkurmay Başkanı, Soğuk Savaş sonrası dönemde artık doğrusal mantıkla yürütülen "kırmızı-mavi kuvvetler"e dayalı güvenlik çalışmaları ve tatbikatlarının da günümüz koşullarına uymadığını
Yön Tahran'ın bir "psikolojik harekât" yürüttüğünü söyleyebiliriz. İran, gözaltındaki İngiliz askerleri üzerinden hem ABD ve İngiltere'ye hem bölge ülkelerinin yönetimlerine ve halklarına ince mesajlar veriyor. İran, 15 İngiliz askerini gözaltına almasıyla başlayan krizi "kontrollü" olarak sürdürüyor. Krizi uluslararası hukuktan ve diplomasisinin inceliklerinden yararlanarak bazen tırmandırıyor, bazen düşürüyor. İran'ın gözaltındaki İngiliz askerleri üzerinden verdiği mesajları şöyle sıralayabiliriz:1 ABD ve İngiltere'ye, baskılar karşısında sinmediğini, korkmadığını göstermeye çalışıyor,2 Egemen bir devlet olduğunu ve uluslararası hukukun verdiği hakları ve yetkileri sonuna kadar kullanacağını vurguluyor, ABD ve İngiliz askerlerinin Irak'ta veya komşu ülkelerde olduğu gibi elini kolunu sallayarak İran'ın egemenlik sahasında dolaşamayacakları mesajını veriyor,3 İngiltere üzerinden ABD'ye, Kuzey Irak'ta kaçırılan İranlı diplomatlara karşılık verebileceğini hissettiriyor,4 Bölgede ABD ve İngiltere karşısında boynu bükük ülkelerin yönetimlerine, bölgedeki asıl güçün İran olduğunu hissettirmeyi amaçlıyor, kendi halklarının gözünde onları zor duruma düşürüyor,5 ABD ve İngiltere
Yön Beckett, gelmeden önce, İran'ın gözaltına aldığı 15 İngiliz askeriyle ilgili son durumu öğrenmek istiyor. Muttaki, Gül'e, soruşturmanın devam ettiği bilgisini veriyor.Gül, Muttaki'yle yaptığı görüşmeyi Beckett'e iletiyor. İngiltere Dışişleri Bakanı da Muttaki'yle görüşmek istiyor. Telefon bağlantısı, Beckett, Gül'le yediği çalışma yemeğinden ayrılmak üzereyken kuruluyor. Beckett, Muttaki'yle, Gül'ün tahsis ettiği odadan görüşüyor.Muttaki, İngiltere Dışişleri Bakanı Beckett'in, Tahran'daki İngiliz diplomatların gözaltına alınan İngiliz askerleriyle görüştürülmesi talebini geri çeviriyor.Bu gelişme üzerine Beckett, Dışişleri Bakanı Gül'e, "Acaba üçüncü bir ülkenin temsilcileri askerlerimizi görebilirler mi, Türkiye bunu yapabilir mi?" diye ricada bulunuyor.Gül'ün yanıtı "Elbette, elimizden geleni yaparız" biçiminde oluyor. İngiltere Dışişleri Bakanı Margeret Beckett, Ankara'ya varmadan önce, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Frankfurt'ta bulunan İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki'yi telefonla arıyor. Beckett'in ricası üzerine Türkiye devreye giriyor.Başbakan Erdoğan, dün Riyad'da görüştüğü Muttaki'ye, Beckett'in ricasını ileterek Tahran'da Türk misyonunun İngiliz askerleriyle