Gül'ün Kıbrıs çıkışı

16 Kasım 2006

Kutlama törenlerine katılan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Kıbrıs konusunda "net ve sert" bir çıkış yaptı.Gül, Türk tarafının şantaja boyun eğmeyeceğini, Avrupa Birliği'nin (AB) inandırıcılığının ve prestijinin giderek yok olduğunu söyledi.Başbakan Erdoğan da bir süredir Kıbrıs konusunda AB'yi ağır dille eleştiriyor. KKTC'nin 23. kuruluş yıldönümü dün kutlandı. Erdoğan'ın ve Gül'ün dünkü sözlerine bakınca, "Hükümet Kıbrıs ve AB konusunda politika mı değiştiriyor?" sorusu akla geliyor.Gül, KKTC'de yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB giriş süreci ile Kıbrıs konusunun ayrı süreçler olduğunu söyledi. Bu iki konu arasında bağlantı kurulmasının yanlı bir hesap olduğunu vurguladı. Kıbrıs'ın, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı kullanılmaması gerektiğini savundu, bu yolda ısrar edenlerin çıkmaz yolda olduğunu, Türkiye'nin şantajlarla politikasını değiştirmeyeceğini altını çizerek söyledi. İki ayrı konu Bu söylem, AKP iktidarınca değiştirilen önceki söylem ve tutuma yakın görünüyor. AKP öncesindeki hükümetlerin yaklaşımı da AB süreci ile Kıbrıs süreci arasında bağlantı kurulmasının yanlış olduğu yönündeydi. Kıbrıs'ın, Türkiye'nin AB yolunda ilerleyebilmesi için önkoşul olarak masaya sürülmesinin

Yazının Devamı

Baykal: Cumhuriyet koalisyonu kurmaya çalışıyoruz

15 Kasım 2006

CHP ve DSP başta olmak üzere sol partilerin yöneticileri üzerinde etkili olan tören tablosu farklı yorumlara yol açtı."Solda birlik", "CHP-DSP seçim ittifakı" gibi yaklaşımlar dillendirilirken, liderlerin yaklaşımları da netleşmeye başladı. Bülent Ecevit'in cenaze töreninin her kesimden insanı bir araya getirmesi, "Solda toplumsal talep nedir?" sorusunu da gündeme getirdi. CHP lideri Baykal, Ecevit'in cenaze töreninin toplumda cumhuriyet değerlerine sahip çıkma isteğini ortaya çıkardığı gibi kişisel veya kurumsal kimlikleri de aşan bir tablo yansıttığını söyledi. Baykal, bu tablonun doğru okunması gerektiğini, şimdiden seçim ittifakı, seçim pazarlığı gibi yöntemlere ve tartışmalara yönelmenin yanlış olacağını savundu.Baykal, dün sorularımızı yanıtlarken, olaya kişi veya parti bazında bakılırsa, bu tablonun verdiği mesajın dar kalıplara hapsolunacağını öne sürdü. Baykal şu değerlendirmeyi yaptı:"Biz bir cumhuriyet koalisyonu kurmaya çalışıyoruz. Olay, kişi ve parti hesabının çok üzerindedir. Gün, ittifak pazarlıkları, kimlik hesapları yapacak gün değildir. Partileri aşan bir olay var. Bu partiler arasında klasik işbirliği, ittifak arayışlarının ötesindedir. Eğer buraya hapsedilirse

Yazının Devamı

CHP ile DSP'nin beklentileri farklı

14 Kasım 2006

Toplumun her kesiminden katılımın yüksek olduğu cenaze töreninde dile getirilen özlem, Bülent Ecevit'in rahatsızlanmadan önce gündeme getirdiği, "ittifak-güç birliği" yaklaşımına uygundu.CHP lideri Deniz Baykal, Mustafa Balbay'a yaptığı değerlendirmede, cenazedeki tabloyu, "Halk tehlikeyi gördü, taban buluşuyor, ırmak yatağına akıyor" diye yorumladı. Baykal, bu tablo karşısında, "Biz de bunun kaynaşmaya yöneltilmesi için gerekeni yapacağız" taahhüdünde de bulundu. Bülent Ecevit'in cenaze töreninde ortaya çıkan tablo "solda birlik" konusunu yeniden gündeme taşıdı. Baykal'ın yaptığı değerlendirme CHP'deki beklentinin, solun "CHP çatısı altında birleşmesi" olduğu anlaşılıyor. CHP liderinin, "tabanda buluşma" saptaması aynı zamanda yöntemle ilgili düşüncesini de ortaya koyuyor. Bu şöyle ifade edilebilir:"Sol seçmen, hatta cumhuriyetin temel niteliklerini risk altında gören sağ seçmen sandıkta CHP'de birleşmelidir."Baykal'ın ve CHP'nin beklentisi, DSP'nin CHP'ye katılması. Böylece hem tavanda hem tabanda CHP'de birleşmenin sağlanması. CHP'nin beklentisi Baykal'ın ve CHP'nin bu beklentisinin İsmail Cem'in uyguladığı model beklentisi olduğunu söyleyebiliriz. Cem, partisi YTP'yi kapatıp

Yazının Devamı

İkinci kabir ODTÜ ormanında hazırlanacak

11 Kasım 2006

Ankara büyük bir cenaze törenine hazırlanıyor.12 bin polis görev yapacak. Jandarma takviye güç olarak bulunacak. 5 bin DSP'li genç cenaze törenine katılanların ihtiyaçlarını karşılamak, gerektiğinde sağlık yardımı yapmak üzere güzergâh üzerinde görevlendirilecek.Bülent Ecevit, Devlet Mezarlığı'na defnedilecek.Daha önce de yansıttığımız gibi, Rahşan Ecevit, Devlet Mezarlığı'nı Bülent Ecevit için ebedi istirahatgâh olarak düşünmüyor. Devlet Mezarlığı'nı geçici kabir olarak düşünüyor. Ecevit'in Devlet Mezarlığı'na defnedilebilmesi için gösterilen gayret ve hızla yapılan yasal düzenlemeleri saygıyla karşılıyor.Ancak, Bülent Ecevit'in ebedi istihrahatgâhı olarak ayrı bir kabir hazırlığı yapılıyor. Türkiye bugün Bülent Ecevit'i son yolculuğuna uğurlayacak. Rahşan Ecevit, dün GATA'ya giderek defin için hazırlanan Bülent Ecevit'i son kez dünya gözüyle gördü, vedalaştı. Bülent Ecevit'in ebedi kabri büyük olasılıkla Or-An'daki ODTÜ ormanında Rahşan Ecevit'in seçeceği bir yere yapılacak.ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, önceki gün ziyaret ettiği Rahşan Ecevit'e, uygun görmesi halinde ODTÜ ormanında seçeceği bir yeri Bülent Ecevit'in kabri için ayırabileceklerini söyledi.Rahşan Ecevit,

Yazının Devamı

Atatürk ve Ecevit

10 Kasım 2006

Atatürk'ün üç temel ilkesi vardı:1- Tam bağımsızlık,2- Laiklik,3- Ulus bilinci.Bu üç ilke, Atatürk'ün "en büyük eserim" dediği Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini, kuruluş felsefesini oluşturur.Atatürk, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni üç temel üzerinde inşa etmiştir.Atatürk'ü en iyi anlayan, bu ilkelerini -koalisyonlarda zorlansa da- en iyi taşıyan lider Bülent Ecevit'ti. Bugün 10 Kasım. Atatürk'ü saygıyla anıyoruz. Yarın, 11 Kasım'da Bülent Ecevit'i son yolculuğuna saygıyla uğurlayacağız. Ecevit, uluslararası ilişkilerde her zaman bağımsız bir duruş sergiledi. Ekonomik çıkarlar uğruna bu duruşunu bozmadığı gibi, hiçbir dış baskıya da boyun eğmedi. Tam bağımsızlık ilkesine hep sadık kaldı.Kıbrıs Barış Harekâtı bu duruşun sonucudur. Sonrasında, başta ABD ve İngiltere olmak üzere bütün büyük ülkelerden gelen dayatmalara Ecevit, bu anlayışıyla karşı durdu. Ambargolara katlandı.ABD'den gelen Irak'la ilgili dayatmalara ilk karşı çıkan yine başbakanlığının son günlerinde Bülent Ecevit'ti. 1 Mart tezkeresindeki talepler, henüz tezkere haline gelmeden önce Ankara'ya iletilmiş ve Ecevit tarafından geri çevrilmişti. Bu süreçte Türkiye'nin ulusal çıkarlarını korumak için ABD'nin gelişini

Yazının Devamı

İlla cumhurbaşkanlığı diye bir iddiam yok

9 Kasım 2006

BAŞBAKAN ERDOĞAN, GAZETE VE TV'LERİN ANKARA TEMSİLCİLERİNE KONUŞTU: Başbakan, AKP 2. Olağan Kongresi öncesinde, 4 yıllık iktidarına ilişkin "icraatın içinden" niteliğinde sunuş yaptıktan sonra soruları yanıtladı.Başbakan, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda, "İlla ben olacağım diye bir iddiam yok" demekle birlikte kendi adaylığı için de kapıyı açık tuttu. Cumhurbaşkanını mutlaka Meclis içinden seçeceklerini vurgulayarak, dışarıdan cumhurbaşkanı seçmeyeceklerini de yineledi. AKP kongresi ve cumhurbaşkanı seçimi bağlamında "Yeni liderlik olur mu?" sorusuna ise, AKP'de liderlik sorunu hiç yaşanmadığını, bundan sonra da aralarında böyle bir sorun çıkmayacağını söyledi. Erdoğan, kendisinin yasaklı olduğu dönemde Abdullah Gül'ün başbakan olduğunu, yasağı kalkıp Meclis'e girince başbakanlık görevini devraldığını, aralarında bir liderlik sorunu yaşanmadığını, yaşanmayacağını vurguladı.Erdoğan'ın, bu anımsatması, "Erdoğan cumhurbaşkanı, Gül başbakan" formülünü düşündürdü. Başbakan'ın cumhurbaşkanlığına aday olma niyeti taşıdığı belli, ancak bu konuda gerginlik yaratmamaya özen gösterdiği de üslubundan anlaşılıyor.Erdoğan'ın gündemdeki konulara ilişkin görüşleri özetle şöyle: Başbakan Recep

Yazının Devamı

'Son görevimi yaptım'

7 Kasım 2006

RAHŞAN ECEVİT: BELKİ VARLIĞIMI HİSSEDİYORDUR DİYE DÜŞÜNDÜM Rahşan Hanım, her birine ayrı ayrı teşekkür ediyor, değişik ağızlardan, değişik açılardan aktarılan "Ecevitler"i dinliyordu, sessizce...Bazen gözleri dolarak, bazen dalarak, bazen tebessümle...Duygularını sorduğumda, "Ne söyleyeyim ki!" diyebildi. Kelimeler yetersiz kalıyordu. Ecevitlerin Or-an'daki kütüphane evine dün taziye için gelen herkes bir demet güzel Ecevit anısı bırakıp gidiyordu salona... Zamanının büyük bölümünü GATA'da geçiren Rahşan Ecevit, Bülent Ecevit'i her gün görüyor, elini tutuyor, duygularını aktarıyordu.Rahşan Hanım son günlerde Bülent Bey'in yanında daha uzun kalmaya başladığını belirtirken son anına kadar yanında olmanın verdiği iç rahatlığı yüzüne yansıyordu."Bülent başlangıçta çok iyi gidiyordu, çok iyi direniyordu" dedikten sonra şunları ekledi:"Ama çok uzun süre yatmaktan kaynaklanan sorunlar çıkmaya başladı. Doktorlar da bunu tahmin ediyor, bana söylüyorlardı. Son günlerde biraz geriye gidiş başlamıştı. Doktorlar anlamış olacaklar ki, son günlerde, yanında daha fazla kalmama izin veriyorlardı. Ben de doktorların, hemşirelerin işini aksatmamaya dikkat ederek kalabildiğim kadar yanında

Yazının Devamı

Sezer'in solu güçlendirme önerileri

5 Kasım 2006

Sezer'le Bursa gezisi öncesi sohbet ettik.DSP Genel Başkanı, Türkiye'nin sorunlarının solun güçlenmesiyle aşılabileceğine inanıyor.Sol partilerin önümüzdeki seçimlere tarihi bir sorumluluk altında gireceklerini vurgulayarak, bugünkü koşullarda, "kişisel ve partisel çıkarların üzerinde bir duyarlılık" göstermeleri çağrısında bulunuyor. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Anadolu'yu en sık dolaşan liderlerden biri. Bugün de Bursa'da partisinin mitinginde konuşacak. Sezer'e, Türkiye'nin en önemli sorunları olarak neleri gördüğünü sorduğumda şu yanıtı veriyor:1- İşsizlik,2- Ulusal bütünlüğe yönelmiş terör,3- Laik rejimin baskılanması.DSP liderine göre, ekonomik sorunların başında giderek büyüyen işsizlik geliyor. Bu sorunun ancak, sosyal adaleti, hakça bölüşümü unutmadan gerçekleştirilecek bir kalkınma hamlesiyle çözülebileceğini söylüyor.Sezer, farklı etnik kökenlerden gelenlerin oluşturduğu ulus yapısının ve "birbirini anlama ve birlikte yaşama kültürü"nün en güzel örneğinin Türkiye olduğuna inanıyor. Bu bağlamda, terörle mücadele de dahil olmak üzere "Kürt sorunu" başlığı altında tanımlanan sorunların da solun öncülüğünde çözülebileceğine inanıyor. Bu konuda Bülent Ecevit'in, "Yüreğimi

Yazının Devamı