Baykal: Yol gösteririz

5 Kasım 2002

"İtiraf edeyim ki CHP için daha iyi bir sonuç almayı umuyordum. Yüzde 20nin birkaç puan üzerinde oy bekliyordum. AKPnin de yüzde 30un biraz altında çıkacağını tahmin ediyordum. Ama milletin kararı böyle oldu. Buna saygı duymak lazım. Meclis dışında kalan yüzde 45 oy elbette önemli. Ama ben olaya meşruiyet sorunu olarak bakmıyorum. Meclis dışında kalan bu oyların sorumluluğunu kendi üzerimizde hissediyorum. Biz CHP olarak onları da temsil edeceğiz. Onların isteklerini Meclise taşıyacağız. Siyaset artık sadece Mecliste yapılamaz. Toplumla birlikte olacağız. Meclise yansımayanların da temsilcisi olacağız."Baykal, AKPnin çok önemli bir sorumluluk yüklendiğini vurgulayarak, muhalefet anlayışlarını şöyle özetliyor:"AKP önemli bir sınavdan geçecek. Ülkenin büyük sorunları var. Biz muhalefet olarak yardımcı olan yapıcı bir anlayış içinde olacağız. Cumhuriyetin Anayasada sayılı ilkelerini özenle koruyacağız. AKPnin bu konuda sorun yaratmayacağını umuyoruz. Biz de bu konuda yardımcı olacağız. Yol göstereceğiz. Ama AKP iktidarını da çok dikkatli biçimde izleyeceğiz. Ulusal sorunlarda iktidara destek olacağız. Örneğin Avrupa Birliği konusunda biz de katkı vereceğiz, ilişkilerimizi

Yazının Devamı

Baykal: Yol gösteririz

5 Kasım 2002


<#comment>Sandıktan çıkan bu tablo meşruiyet tartışması yaratır mı? Seçimden ana muhalefet partisi olarak çıkan CHP’nin lideri Deniz Baykal da, meşruiyet tartışmasını gereksiz buluyor. Antalya’dan Ankara’ya döndüğünde görüştüğümüz Baykal, yüzde 45 oyun Meclis’e yansımamış olmasını önemli saydığını ancak meşruiyet sorunu olarak bakmadığını söyleyerek şu değerlendirmeyi yapıyor:
"İtiraf edeyim ki CHP için daha iyi bir sonuç almayı umuyordum. Yüzde 20’nin birkaç puan üzerinde oy bekliyordum. AKP’nin de yüzde 30’un biraz altında çıkacağını tahmin ediyordum. Ama milletin kararı böyle oldu. Buna saygı duymak lazım. Meclis dışında kalan yüzde 45 oy elbette önemli. Ama ben olaya meşruiyet sorunu olarak bakmıyorum. Meclis dışında kalan bu oyların sorumluluğunu kendi üzerimizde hissediyorum. Biz CHP olarak onları da temsil edeceğiz. Onların isteklerini Meclis’e taşıyacağız. Siyaset artık sadece Meclis’te yapılamaz. Toplumla birlikte olacağız. Meclis’e yansımayanların da temsilcisi olacağız."
Baykal, AKP’nin çok önemli bir sorumluluk yüklendiğini vurgulayarak, muhalefet anlayışlarını şöyle özetliyor:
"AKP önemli bir sınavdan geçecek. Ülkenin büyük sorunları var. Biz

Yazının Devamı

Ecevit: İntihar ettik

4 Kasım 2002

DSP Genel Merkezinin üçüncü katındaki genel başkan odasında DSP kurmayları Rahşan Hanımla durum değerlendirmesi yaparken, hemen yan odada birkaç meslektaşımızla birlikte, Bülent Eceviti dinliyoruz."Siz sormadan ben sorayım" diye söze giriyor:- Sonuçları nasıl buluyorsunuz?Seçmenin tartışılmaz bir netlikte AKPye destek verdiğini belirttikten sonra, bu kez biz soruyoruz:- En deneyimli lider olarak sonuçları siz nasıl buldunuz?- Hayale kapılmamıştım tabii, ama bu kadarını ummuyordum. Son bir yıldır başımıza gelmeyen kalmadı.Beklediğinden çok daha kötü bir sonuç almasına karşın Ecevit, çok üzgün görünmüyor. Meslektaşlarımız bunun nedeni sorunca gülerek şu yanıtı veriyor:- Eee, 50 yıldır Rahşanla ben neler gördük. Neler geçirdik. Onun için alışkınız tabii. Siz bir de Rahşanı görün. O çok daha iyi ve moralli.Ecevit, medyanın son bir yıldır çok politize olduğunu belirttikten sonra, iktidar partilerindeki oy erimesine ilişkin sorumuzu çarpıcı bir ifadeyle yanıtlıyor:- Seçim kararıyla, intihar ettik. MHP ve ANAP genel başkanlarının erken seçime angaje olmaları intiharımız oldu.Ecevit, iktidar ortakları için erken seçim zamanlamasının yanlışlığını anımsattıktan sonra şöyle devam ediyor:-

Yazının Devamı

Ecevit: İntihar ettik

4 Kasım 2002


<#comment>AKP’nin seçimi ezici bir üstünlükle kazanacağının belli olduğu saatlerde Başbakan Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit’le görüşüyoruz.
DSP Genel Merkezi’nin üçüncü katındaki genel başkan odasında DSP kurmayları Rahşan Hanım’la durum değerlendirmesi yaparken, hemen yan odada birkaç meslektaşımızla birlikte, Bülent Ecevit’i dinliyoruz.
"Siz sormadan ben sorayım" diye söze giriyor:
- Sonuçları nasıl buluyorsunuz?
Seçmenin tartışılmaz bir netlikte AKP’ye destek verdiğini belirttikten sonra, bu kez biz soruyoruz:
- En deneyimli lider olarak sonuçları siz nasıl buldunuz?

Yazının Devamı

Demokrasi kültürü

3 Kasım 2002

Seçim kampanyaları Türkiyede demokrasi kültürünün giderek yerleştiğini ve geliştiğini gösteriyor.Seçim meydanlarında farklı partilerin bayraklarını yan yana görebiliyoruz. Kimse kimsenin kampanyasını baltalamaya çalışmıyor. Meydanlar sırayla demokratik bir olgunluk içinde partilerden partilere teslim ediliyor.Aynı meydandan veya aynı caddeden geçen seçim konvoyları birbirlerini saygı ile selamlıyorlar. Partili gençler arasında kavga dövüş yaşanmıyor. 20 - 25 yıl öncesinin taşlı sopalı, tabancalı tüfekli, küfürlü kavgalı seçim kampanyaları yok artık.Bu tablo, Türk demokrasisinin ulaştığı olgunluk ve zenginlik açısından sevindirici. Daha 20 yıl önce gençlerini sağ - sol çatışmalarında yitirmiş bir toplum olarak bu olgunluğu, bu zenginliği özenle korumalıyız. Demokrasinin en sağlıklı yol olduğunu gelecek nesillere de öğretmeliyiz.Seçim kampanyalarında son birkaç seçimdir gözlemlediğimiz karşılıklı anlayışa dayalı bu görüntü seçim sonrasında da korunmalıdır. Demokrasi kültürü koalisyon kültürü ile de güçleniyor. Türkiyede siyasi partiler eskiye oranla koalisyona, uzlaşmaya çok daha yatkın hale geldiler. Bu da Türk demokrasisinin yapısını güçlendiren diğer bir faktör.Yarından sonra

Yazının Devamı

Demokrasi kültürü

3 Kasım 2002


<#comment>Bugün seçim var. Seçmen ülke yönetimine şekil verecek. Tercihini ortaya koyacak.
Seçim kampanyaları Türkiye’de demokrasi kültürünün giderek yerleştiğini ve geliştiğini gösteriyor.
Seçim meydanlarında farklı partilerin bayraklarını yan yana görebiliyoruz. Kimse kimsenin kampanyasını baltalamaya çalışmıyor. Meydanlar sırayla demokratik bir olgunluk içinde partilerden partilere teslim ediliyor.
Aynı meydandan veya aynı caddeden geçen seçim konvoyları birbirlerini saygı ile selamlıyorlar. Partili gençler arasında kavga dövüş yaşanmıyor. 20 - 25 yıl öncesinin taşlı sopalı, tabancalı tüfekli, küfürlü kavgalı seçim kampanyaları yok artık.
Bu tablo, Türk demokrasisinin ulaştığı olgunluk ve zenginlik açısından sevindirici. Daha 20 yıl önce gençlerini sağ - sol çatışmalarında yitirmiş bir toplum olarak bu olgunluğu, bu zenginliği özenle korumalıyız. Demokrasinin en sağlıklı yol olduğunu gelecek nesillere de öğretmeliyiz.
Seçim kampanyalarında son birkaç seçimdir gözlemlediğimiz karşılıklı anlayışa dayalı bu görüntü seçim sonrasında da korunmalıdır. Demokrasi kültürü koalisyon kültürü ile de güçleniyor. Türkiye’de siyasi partiler eskiye oranla

Yazının Devamı

Ecevitin Allah tarifi

2 Kasım 2002

Sahneye vuran gazete manşetleri izleyenlerin çoğunu gençliklerine götürüyor:- ABD Büyükelçisi Komerin arabası yakıldı...- ODTÜ 15 Şubata kadar tatil edildi...- SBFde boykot kararı alındı...- Öğrenciler gözaltında...- Neriman Köksal CHPli olduğunu açıkladı- Ecevit öğrencileri ziyaret etti...- Demirel, öğrencileri sükunete davet etti...Ve..."Bağımsız Türkiye" sloganları...Parkalı üniversite gençliği...Tiyatro salonunda gözyaşı dinmiyor...Kimi o günlere, kimi "Bağımsız Türkiye" sloganına, kimi de, "artık bırakıyorum" diyen Bülent Ecevite ağlıyor...Sahnede Yıldırım Beyazıt Endüstri Meslek Lisesinin yetenekli öğrencileri. Ön sırada Bülent Ecevit ve Rahşan Ecevit..."Pülümürde Aşk" oyununu izliyoruz...Oyunun yazarı Rahşan Hanım, en az sahnedeki gençler kadar heyecanlı. Sahnede belirdikçe oyunun kahramanlarını Bülent Beye tanıtıyor. Oyun, Komerin arabasının ODTÜde yakıldığı günlerde geçiyor. Düzeni değiştirmek isteyen devrimci genç, toprak ağası baba, devrimci sevgilisi, sevgilinin babası aydınlık yüzlü Atatürkçü öğretmen, parasıyla milletvekili olmuş amca, romantizmden komünizme kadar yabancı her sözcüğü suç unsuru diye tutanağa geçiren polis, Pülümürlü hamal... Her birinin penceresinden

Yazının Devamı

Ecevit’in Allah tarifi

2 Kasım 2002


<#comment>Eski Menekşe Sineması’ndan dönüştürülmüş Ekin Tiyatro’nun küçük sahnesine 1960’lar düşüyor...
Sahneye vuran gazete manşetleri izleyenlerin çoğunu gençliklerine götürüyor:
- ABD Büyükelçisi Komer’in arabası yakıldı...
- ODTÜ 15 Şubat’a kadar tatil edildi...
- SBF’de boykot kararı alındı...
- Öğrenciler gözaltında...

Yazının Devamı