Kurtarmanın böylesi

28 Ekim 2002


<#comment>Rus güvenlik güçlerinin "rehine kurtarma" operasyonu bir faciaya dönüştü. Buna "kurtarma" operasyonu denilebilirse tabii...
Rus güvenlik güçlerinin rehineleri Çeçen teröristlerin elinden kurtarmak için izledikleri yöntem de, aldıkları sonuç da tartışılmalıdır. Eğer operasyon 140 cana mal olmuşsa bunun sorumlularını da aramak gerekir.
Rehine kurtarma operasyonlarında amaç teröristleri etkisiz hale getirmek, masum insanları kurtarmaktır. Oysa bu operasyona baktığımızda 50 teröristle birlikte 90 rehinenin canından olduğunu görüyoruz. Rus güvenlik güçlerinin beceriksizliği ve aynı zamanda insana değer vermedikleri ortada.
Olağanüstü bir dirençle karşılaşılması ve umulmadık bir silahlı veya bombalı eylemin gerçekleştirilmesi dışında 140 ölü ile sonuçlanan bir olay, kurtarma operasyonu adı altında izah edilemez.
Ayrıca teröristlere karşı kullandıkları yöntemi rehinelere karşı kullanmış olmaları da sorgulanması gereken bir husustur. Tiyatro binasına sıkılan bayıltıcı veya uyutucu etkisi olduğu öne sürülen gazın niteliği de dünya kamuoyuna açıklanmalıdır.
140 ölünün yanında 350 rehinenin de aynı gazdan etkilenmiş olarak hala yaşam mücadelesi veriyor

Yazının Devamı

Baykal ve Erdoğan

27 Ekim 2002

Şimdiden seçimin galipleri olarak ilan edilen iki liderin, seçime bir hafta kala televizyonda karşı karşıya gelmeleri iyi bir örnek oluşturdu.Diğer liderlerin de aynı yöntemle halkın karşısına çıkmaları yararlı olur.Baykal ve Erdoğan, çabuk sinirlenen ve hırçın tavırlar gösterebilen liderler olarak bilinirler. Ancak, önceki gece dört saatlik program boyunca her iki lider de sinirlenmeden, hırçınlaşmadan, sakin bir biçimde konuştular, tartıştılar. Düzeyli, saygılı, ağırbaşlı bir program izledik. Liderlerin gösterdiği özen kadar Uğur Dündarın deneyimi ve düzeyli yönetimi de kuşkusuz kaydedilmeli.Baykal ve Erdoğan, birbirlerini küçük vuruşlarla yoklayan, rakibin etrafında dönen ama kıyasıya girişmeyen iki boksör gibiydiler. Açık gördükleri yerlere dolaylı göndermeler yapan ve sıkıştırmaya çalışmayan tutumlarıyla, olgun bir görüntü sergilediler.Her iki lider de uygun soru bulduklarında düşük gelir grubuna mensup ailelerden geldiklerini, yaşam mücadelesinin ne demek olduğunu küçük yaşlardan beri bildiklerini, simit satarak, çalışarak büyüyüp okuduklarını anlattılar. Halktan biri olduklarını vurgulamaya özen gösterdiler.Baykalın 12 Eylül sonrasında işsiz kalmasına karşın, hiç kimseden

Yazının Devamı

Baykal ve Erdoğan

27 Ekim 2002


<#comment>CHP lideri Deniz Baykal ve AKP lideri Tayyip Erdoğan’ın katıldığı, Uğur Dündar’ın Kanal - D’deki "Seçim Arenası" programı ilgiyle izlendi.
Şimdiden seçimin galipleri olarak ilan edilen iki liderin, seçime bir hafta kala televizyonda karşı karşıya gelmeleri iyi bir örnek oluşturdu.
Diğer liderlerin de aynı yöntemle halkın karşısına çıkmaları yararlı olur.
Baykal ve Erdoğan, çabuk sinirlenen ve hırçın tavırlar gösterebilen liderler olarak bilinirler. Ancak, önceki gece dört saatlik program boyunca her iki lider de sinirlenmeden, hırçınlaşmadan, sakin bir biçimde konuştular, tartıştılar. Düzeyli, saygılı, ağırbaşlı bir program izledik. Liderlerin gösterdiği özen kadar Uğur Dündar’ın deneyimi ve düzeyli yönetimi de kuşkusuz kaydedilmeli.
Baykal ve Erdoğan, birbirlerini küçük vuruşlarla yoklayan, rakibin etrafında dönen ama kıyasıya girişmeyen iki boksör gibiydiler. Açık gördükleri yerlere dolaylı göndermeler yapan ve sıkıştırmaya çalışmayan tutumlarıyla, olgun bir görüntü sergilediler.
Her iki lider de uygun soru bulduklarında düşük gelir grubuna mensup ailelerden geldiklerini, yaşam mücadelesinin ne demek olduğunu küçük yaşlardan beri

Yazının Devamı

AKPnin durumu

26 Ekim 2002

Erdoğanın başbakanlık sorunu yanında, genel başkanlık sorunu da var. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Erdoğanın genel başkan da olamayacağını belirterek, Anayasa Mahkemesine başvurdu. Hem Erdoğanın genel başkanlık yetkilerine tedbir konulmasını, hem de AKPnin ihtara uymadığı için kapatılmasını istedi.Bütün kamuoyu yoklamaları da AKPnin seçimden birinci parti çıkacağı tahminini güçlendiriyor.Birleşik oy pusulasında AKPnin altında Tayyip Erdoğan ismi yazıyor. Tayyip Erdoğan ve AKPye oy verecek seçmenler kimin başbakan olacağını bilmeden oy kullanacaklar.Kamuoyu anketlerinin tahmini yönünde AKP birinci parti çıkarsa kim başbakan olacak?Seçime bir hafta kalmış olmasına karşın bu belli değil. Erdoğan ve AKP, başbakan adayını açıklamak istemiyorlar. Belli olan tek şey AKP liderinin başbakan olamayacağı.Oysa Türk seçmeni için bu önemli. Türk seçmeni genel seçimlerde genellikle parti programı ve adayların özelliklerine değil, partinin liderine oy kullanır. Parti liderinin de başbakan olmasını ister. Bugün AKP için oy kullanacak seçmenler için bu geçerli değil. Erdoğan için oy kullanacaklar başbakan olamayacağını bilerek oy verecekler. Ama kimin başbakanlığı için oy kullandıklarını

Yazının Devamı

AKP’nin durumu

26 Ekim 2002


<#comment>AKP lideri Tayyip Erdoğan milletvekili olamayacak. Türkiye’de ilk kez bir parti başbakan olamayacak bir liderle seçime gidiyor.
Erdoğan’ın başbakanlık sorunu yanında, genel başkanlık sorunu da var. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Erdoğan’ın genel başkan da olamayacağını belirterek, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Hem Erdoğan’ın genel başkanlık yetkilerine tedbir konulmasını, hem de AKP’nin ihtara uymadığı için kapatılmasını istedi.
Bütün kamuoyu yoklamaları da AKP’nin seçimden birinci parti çıkacağı tahminini güçlendiriyor.
Birleşik oy pusulasında AKP’nin altında Tayyip Erdoğan ismi yazıyor. Tayyip Erdoğan ve AKP’ye oy verecek seçmenler kimin başbakan olacağını bilmeden oy kullanacaklar.
Kamuoyu anketlerinin tahmini yönünde AKP birinci parti çıkarsa kim başbakan olacak?
Seçime bir hafta kalmış olmasına karşın bu belli değil. Erdoğan ve AKP, başbakan adayını açıklamak istemiyorlar. Belli olan tek şey AKP liderinin başbakan olamayacağı.

Yazının Devamı

Kanadoğlu ve AKP

25 Ekim 2002

AKP yöneticileri, Kanadoğlunun hukuki değil siyasi bir kararla bu davayı açtığını öne sürüyorlar. Seçimlere 10 gün kala böyle bir dava açılmasının siyasi bir amaç güttüğünü belirtiyorlar. Davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, partilerin hangi hallerde kapatılacağının Anayasada tek tek sayıldığını, Kanadoğlunun dava açtığı gerekçenin bu gerekçeler arasında sayılmadığını savlıyorlar.Önce yasal dayanaktan başlayalım.Başsavcı Kanadoğlu, yasal dayanak yoksunluğu savını öne sürenlerin yanıldığını, Anayasada "temelli kapatma" ve "kapatma" olmak üzere iki halin düzenlendiğini anımsatıyor. Anayasanın 149. maddesinin son fıkrasında "temelli kapatma veya kapatma davaları" ifadesinin yer aldığını belirtiyor. Buna göre de temelli kapatma ile kapatma davaları arasında fark olduğunu vurguluyor. AKP hakkında açtığı davanın "temelli kapatma" değil, "kapatma" davası olduğunu kaydediyor.Kanadoğlu, Anayasanın söz konusu hükmü ile Siyasi Partiler Yasasının 104. maddesinin ikinci fıkrasındaki hükme dayanarak kapatma davası açtığını belirtiyor. Başsavcı, AKPnin Anayasa Mahkemesinin ihtar niteliğindeki kararına uymadığını, bu durumda da Siyasi Partiler Yasasının 104/2 maddesindeki hükmün açık biçimde

Yazının Devamı

Kanadoğlu ve AKP

25 Ekim 2002


<#comment>Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun, AKP’nin kapatılması ve Tayyip Erdoğan’ın genel başkanlık yetkilerine tedbir konulması için Anayasa Mahkemesi’ne açtığı dava tartışılıyor.
AKP yöneticileri, Kanadoğlu’nun hukuki değil siyasi bir kararla bu davayı açtığını öne sürüyorlar. Seçimlere 10 gün kala böyle bir dava açılmasının siyasi bir amaç güttüğünü belirtiyorlar. Davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, partilerin hangi hallerde kapatılacağının Anayasa’da tek tek sayıldığını, Kanadoğlu’nun dava açtığı gerekçenin bu gerekçeler arasında sayılmadığını savlıyorlar.
Önce yasal dayanaktan başlayalım.
Başsavcı Kanadoğlu, yasal dayanak yoksunluğu savını öne sürenlerin yanıldığını, Anayasa’da "temelli kapatma" ve "kapatma" olmak üzere iki halin düzenlendiğini anımsatıyor. Anayasa’nın 149. maddesinin son fıkrasında "temelli kapatma veya kapatma davaları" ifadesinin yer aldığını belirtiyor. Buna göre de temelli kapatma ile kapatma davaları arasında fark olduğunu vurguluyor. AKP hakkında açtığı davanın "temelli kapatma" değil, "kapatma" davası olduğunu kaydediyor.
Kanadoğlu, Anayasa’nın söz konusu hükmü ile Siyasi Partiler Yasası’nın 104.

Yazının Devamı

Savaş bulutları

24 Ekim 2002

Bölgedeki savaş bulutları dağılıyor mu?Başkan Bushun sözlerine bakarsanız dağılıyor. Ama askeri hazırlıklara bakarsanız dağılmıyor.Bushun, "Saddam yerinde kalabilir" dediği günlerde, ABD ordusu, dünyanın en büyük nakliye gemisine savaş malzemesi doldurarak Körfeze doğru yola çıkardı. Bölgede askeri yığınak sürüyor.Washington bu çelişkili görüntüyü neden veriyor?Acaba bir taktik mi yoksa gerçekten ABD Iraka müdahaleden vaz mı geçiyor? Bağdatla sorununu savaşsız da çözebilecek bir yol mu buldu?Ankara, Başkan Bushun savaştan uzaklaşan son sözlerini memnuniyetle karşıladı. İngiltere dışında müdahaleye destek veren ülke yok gibi. Bölge ülkeleri her fırsatta karşı olduklarını açıklıyorlar. ABD uluslararası bir destek oluşturabilmiş, BMden istediği yönden karar çıkarabilmiş değil.Ancak yine de Washington, Iraka müdahaleden vazgeçti demek için çok erken.Tabii, bu süre içinde Irak lideri Saddamın ABDye müdahale bahanesi vermeyecek bir politika izlemesi de önemli. Bu süreyi değerlendirip BM kararlarına eksiksiz uyarak, ABDnin gerekçelerini ortadan kaldırabilir.Ankara açısından duruma bakarsak...Savaş olasılığının azalması sevindirici bir gelişme. Ancak Kuzey Iraktaki gelişmeler Ankara

Yazının Devamı