Fikret Bila

Bu sonuçta Başbakan Ecevit'in uzlaştırıcı ve sakinleştirici tavrının katkısı g"rülüyor.Yılmaz'ın tartışmaya açtığı konularda "nemli düzenlemeler içeren Anayasa değişikliği taslağı ise Meclis'in 17 Eylül'de açılmasıyla birlikte gündeme oturacak.Yılmaz'ın, Genelkurmay'dan "nce bu konularda siyasi partilerle uzlaşma araması gerektiği üzerinde durmuştuk.Bu bağlamda DYP lideri Tansu Çiller'in g"rüşlerini sorduk.Çiller, ANAP lideri Yılmaz'a bir çağrı yaparak ş"yle dedi: "Askerle tartışmanın, gerginlik yaratmanın bir anlamı yok. Askerin bir şeye engel olduğu da yok. Gelin, Anayasa'yı, uyum komisyonunun uzlaştığı eksende değiştirelim. Biz bu taslağa destek verdiğimizi ve vereceğimizi defalarca açıklamıştık. Avrupa Birliği y"nünde adım atılmasını biz de savunuyor ve istiyoruz. Bu, Meclis'te yapılacak bir iştir. Soyut kavga ve s"ylemle olmaz." Çiller, Yılmaz - Genelkurmay gerginliğini ise ş"yle değerlendirdi: "Sayın Yılmaz'ın yaptığı bir devlet bunalımı yaratmaktır. Oysa Türkiye'nin bugünkü koşullarda bir devlet bunalımına tahammülü yoktur. Partiler arasında uzlaşma sağlanarak gerekli adımlar atılabilir. Bunun yeri de siyaset kurumu ve Meclis'tir." Çiller, Türkiye'nin "itiş - kakış"

<#comment>ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın, tartışmaya açtığı "ulusal güvenlik" kavramının Genelkurmay'la yol açtığı gerginlik soğumaya yüz tutmuş görünüyor.
Bu sonuçta Başbakan Ecevit'in uzlaştırıcı ve sakinleştirici tavrının katkısı görülüyor.
Yılmaz'ın tartışmaya açtığı konularda önemli düzenlemeler içeren Anayasa değişikliği taslağı ise Meclis'in 17 Eylül'de açılmasıyla birlikte gündeme oturacak.
Yılmaz'ın, Genelkurmay'dan önce bu konularda siyasi partilerle uzlaşma araması gerektiği üzerinde durmuştuk.
Bu bağlamda DYP lideri Tansu Çiller'in görüşlerini sorduk.
Çiller, ANAP lideri Yılmaz'a bir çağrı yaparak şöyle dedi:

G"rüşmenin ikili yapılması ve iki taraftan da çok sınırlı sayıda politikacı dışında kimsenin bilgi sahibi olmayışı "merak" ı daha da artırdı.CHP lideri Baykal'ın, g"rüşme sonrasında yaptığı açıklamalar, yeni parti oluşumunu engelleme amacı taşıdığını g"steriyor. Baykal'ın, "Anadolu'da yeni arayış havası yok. Adres CHP olarak g"rünüyor. Ben kimseyi defterden silmem. Kimse hakkında müebbet hüküm verme durumunda değilim. CHP'den ayrılanların d"nmesi yolunda bir eğilim g"zlersem gereğini yaparım" türünden açıklamalarından çıkan anlam bu...Baykal cephesi b"yle g"rünüyor.Peki, Erdal İn"nü ne düşünüyor?Baykal'ın açıklamalarını nasıl değerlendiriyor?İn"nü - Baykal teması yeni parti girişiminin askıya alınması sonucunu doğurabilir mi? Yoksa, İn"nü, parti çalışmalarını devam ettirir mi?Bu soruları dün Erdal İn"nü'ye y"nelttik.Yanıtı şu oldu: "Bizim çalışmalarımızı etkileyecek bir durum yok. Çalışmalarımız devam ediyor. Ben şu anda siyasette değilim. Bir polemiğe girmek de istemiyorum. Ama, g"rüşme "yle olmadı. Beyanlar ve yorumlar devam ediyor. Ama anlaşılıyor ki, benim de bir açıklama yaparak gerçeği yansıtmam gerekiyor."Bu g"rüşmemizden kısa bir süre sonra İn"nü yazılı bir açıklamayla,

Başbakan Ecevit'in, açıklamaları, Başbakan Yardımcısı Yılmaz'ın taşıdığı kaygıları paylaşmadığını g"steriyor. Koalisyonun diğer ortağı MHP lideri Bahçeli de, Yılmaz'la g"rüş birliği içinde değil.Konu, Anayasa değişikliğine ilişkin taslak Meclis'te g"rüşülmeye başlayınca yeniden tartışma konusu olacaktır.Ancak, "ekonomik güvenlik" konusu, Türkiye'nin kalıcı gündem maddesi olmayı sürdürüyor. Ekonomik krizin yol açtığı işsizlik ve ücret kaybı bugünlerde bireysel güvenlik kaygısını "n plana çıkarmış durumda.Ekonomik kriz alt gelir gruplarını iyice dibe vurmuş durumdadır. Kriz genelikle mali piyasa tıkanıklığı, TšSİAD talepleri, Odalar Birliği'nin beklentileri, borsanın ve doların durumu ekseninde tartışıldı.İşten çıkarmalar, ücretlerin dondurulması veya düşürülmesi, ücretsiz izine çıkarma gibi çalışan kesimi hızla aşağı kaydıran uygulamalar ve sonuçları üzerinde yeterince durulmadı.Kayıt dışı ekonomi sayesinde krizin etkilerini g"ründüğünden daha hafif atlatan sermaye kesiminin sorunları ilk sırada yer aldı.Bugün ekonomide iyileşme g"stergeleri olarak yorumlanan IMF yardımları, piyasaların istikrara kavuşması, üretim ve istihdam olarak yaşama geçmedikçe bir anlam taşımayacaktır.

<#comment>ANAP lideri Yılmaz'ın gündeme getirdiği "Avrupa Birliği ve ulusal güvenlik" konusundaki tartışmaların hızı kesildi.
Başbakan Ecevit'in, açıklamaları, Başbakan Yardımcısı Yılmaz'ın taşıdığı kaygıları paylaşmadığını gösteriyor. Koalisyonun diğer ortağı MHP lideri Bahçeli de, Yılmaz'la görüş birliği içinde değil.
Konu, Anayasa değişikliğine ilişkin taslak Meclis'te görüşülmeye başlayınca yeniden tartışma konusu olacaktır.
Ancak, "ekonomik güvenlik" konusu, Türkiye'nin kalıcı gündem maddesi olmayı sürdürüyor. Ekonomik krizin yol açtığı işsizlik ve ücret kaybı bugünlerde bireysel güvenlik kaygısını ön plana çıkarmış durumda.
Ekonomik kriz alt gelir gruplarını iyice dibe vurmuş durumdadır. Kriz genelikle mali piyasa tıkanıklığı, TÜSİAD talepleri, Odalar Birliği'nin beklentileri, borsanın ve doların durumu ekseninde tartışıldı.
İşten çıkarmalar, ücretlerin dondurulması veya düşürülmesi, ücretsiz izine çıkarma gibi çalışan kesimi hızla aşağı kaydıran uygulamalar ve sonuçları üzerinde yeterince durulmadı.

Anlaşıldı ki ANAP lideri Yılmaz, Avrupa Birliği (AB) bağlamında atılması gereken adımlarda gecikildiği kanısında. Yine ortaya çıktı ki Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda sağlanacak başarı, ANAP'ın "ncelikli siyasi yatırımını oluşturuyor. Yılmaz, "nümüzdeki seçimlere AB performansıyla katılmayı hedefliyor. Bunu daha "nce Turgut ™zal ve DYP lideri Tansu Çiller de yapmışlardı. Bu işin bir y"nü...Daha "nce de belirttiğimiz gibi işin asıl "nemli tarafı, siyaset kurumunun atacağı adımdır. Yılmaz'ın acele edilmesinde ısrar ettiği birçok adım TBMM Uyum Komisyonu'nca hazırlanan "Anayasa Değişikliği Taslağı"nda mevcuttur. Bu taslak, Kürtçe yayından "lüm cezasına, affı yasak suçlardan MGK'nın yapısına, "zel hayatın korunmasından düşünce "zgürlüğüne kadar birçok konuda yeni düzenlemeler getirmektedir. Düzenlemelerin niteliği, AB'nin beklentilerine çok yakındır.TBMM, bu Anayasa değişikliğini bir an "nce çıkarabilmek amacıyla normal zamanından "nce açılacak. Dolayısıyla ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Yılmaz'ın Genelkurmay'la tartışmadan "nce bu değişiklikleri Meclis'ten geçirebilecek siyasi uzlaşmayı bulması gerekecektir. Asıl sorun budur. Yılmaz, bu uzlaşmayı sağlamadıkça savunduğu

<#comment>ANAP lideri Mesut Yılmaz ile Genelkurmay arasındaki "ulusal güvenlik" tartışmasının içeriği giderek netleşiyor. Ayrıca, diğer siyasi partilerin de yavaş yavaş görüşlerini açıklamaları, tartışmaları normal mecrasına doğru yönlendiriyor.
Anlaşıldı ki ANAP lideri Yılmaz, Avrupa Birliği (AB) bağlamında atılması gereken adımlarda gecikildiği kanısında. Yine ortaya çıktı ki Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda sağlanacak başarı, ANAP'ın öncelikli siyasi yatırımını oluşturuyor. Yılmaz, önümüzdeki seçimlere AB performansıyla katılmayı hedefliyor. Bunu daha önce Turgut Özal ve DYP lideri Tansu Çiller de yapmışlardı. Bu işin bir yönü...
Daha önce de belirttiğimiz gibi işin asıl önemli tarafı, siyaset kurumunun atacağı adımdır. Yılmaz'ın acele edilmesinde ısrar ettiği birçok adım TBMM Uyum Komisyonu'nca hazırlanan "Anayasa Değişikliği Taslağı"nda mevcuttur. Bu taslak, Kürtçe yayından ölüm cezasına, affı yasak suçlardan MGK'nın yapısına, özel hayatın korunmasından düşünce özgürlüğüne kadar birçok konuda yeni düzenlemeler getirmektedir. Düzenlemelerin niteliği, AB'nin beklentilerine çok yakındır.
TBMM, bu Anayasa değişikliğini bir an önce çıkarabilmek amacıyla normal

Bunu doğal saymak gerekir.Cumhuriyet'in kuruluşunda ve devamında, varlık sebebi sayılan bu iki niteliğin tehlikeye düştüğü her d"nemde Türk Silahlı Kuvvetleri devreye girmiştir. Siyasetin kendi mekanizmalarıyla bertaraf edemediği tehlikeler de Silahlı Kuvvetler'in sorunu ç"zmeye "memur" olduğu yaklaşımı hakim olmuş ve mücadele çoğu kez kenardan seyredilmiştir.Yakın tarihimizde nihai hedefi üniter devlet yapısını parçalayıp ayrı bir devlet kurmak olan PKK ile mücadelede Türk Silahlı Kuvvetleri, 15 yıl süren bir savaşla ter"r "rgütünü durdurmuştur. Hemen hemen aynı d"nem içinde siyasi yoldan iktidara gelmeyi başarmış olan laik rejim karşıtı siyasi akımın durdurulup parçalanmasında da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin aktif rol oynadığı ve açıktan olmasa bile rejim partileri tarafından "rtülü biçimde desteklendiği de bir diğer yakın tarih gerçeğidir.Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ve devamı sürecinde kendine "zgü koşulları ve gerçekleri g"z "nüne alınmadan kağıt üstünde ve gazete k"şelerinde geliştirilen reçetelerin uygulanma yeteneklerinden s"z etmek mümkün değildir. Rejimin laik niteliği ve üniter devlet yapısı konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin duruşunda bir değişiklik veya esneklik