Fikret Bila

<#comment>ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın tartışmaya açtığı ulusal güvenlik konusunun 21 Ağustos günü toplanacak olan Milli Güvenlik Kurulu'nda ele alınıp alınmayacağı merak konusu.
Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Ecevit, konuyu MGK'da açmayı uygun bulmadıklarını ifade ettiler.
Başbakan Ecevit, Yılmaz ve Kıvrıkoğlu'nun ne düşündüklerini bilmediğini de kaydetti.
Ulusal güvenlik tartışmasını ülke gündemine taşıyan ANAP lideri Yılmaz, Milli Güvenlik Kurulu'nda tartışmayı sürdürecek mi?
Bu soruyu dünkü görüşmemizde Yılmaz'a yönelttik. Yanıtı şu oldu:
"Durumu toplantıda değerlendireceğim. 21 Ağustos'ta yapılacak Milli Güvenlik Kurulu, Anayasa değişikliği paketinin Meclis'te görüşülmesinden önceki son toplantı oluyor. Bu nedenle Anayasa değişikliği paketi bağlamında konuşurum. Paketin içeriği de tartışılan konularla ilişkili. Paket, Meclis'te görüşülmeden önce son toplantı olan MGK'da ele alınır. Ben de bu çerçevede görüşlerimi aktarırım."

Yılmaz tartışmanın Türkiye açısından yararlı olduğu düşüncesini birkaç kez ifade etmişti. Ancak askerler aynı kanaatte değiller. Bu tartışmanın ülke gündemi ile "rtüşmediği ve Türkiye imajına olumlu katkıda bulunmadığı düşüncesindeler.Yılmaz'ın konuşmasından sonra Genelkurmay Genel Sekreterliği'nce yapılan açıklamada da, ekonomik sorunların "n plana çıkarılması ve bu konuda eleştirel bir üslup kullanılmasının altında da bu düşüncenin yattığı s"ylenebilir.Ş"yle ki:ANAP kongresinde ulusal güvenlik konusunun temel sorun olarak gündeme getirilmesi ve bir tartışmaya yol açılması askerlere g"re yapay bir gündem oluşturma çabası. Askerler Türkiye'nin asıl gündeminin ekonomik sorunlar olduğu kanaatindeler. Ekonomik krizden çıkmaya d"nük çabaların ve krizin etkilerinin hemen herkesi baskı altına aldığı bir d"nemde ulusal güvenlik tartışması yaratmanın gerçekçi olmadığı kanısı askeri cephede hakim.Bu nedenle de açıklamada gerçek gündemi anımsatmak amacıyla ekonomik sorunlara geniş yer ve "ncelik verilmiş g"rülüyor.Askerlere g"re, ulusal güvenlik konusu Başbakan Ecevit'in de ifade ettiği gibi Milli Güvenlik Kurulu'nda halledilmiş durumda...Askeri cephede bir diğer gelişme de, Jandarma Genel

<#comment>ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın açtığı ulusal güvenlik tartışmasından sonra askeri cephedeki durum ne?
Yılmaz tartışmanın Türkiye açısından yararlı olduğu düşüncesini birkaç kez ifade etmişti. Ancak askerler aynı kanaatte değiller. Bu tartışmanın ülke gündemi ile örtüşmediği ve Türkiye imajına olumlu katkıda bulunmadığı düşüncesindeler.
Yılmaz'ın konuşmasından sonra Genelkurmay Genel Sekreterliği'nce yapılan açıklamada da, ekonomik sorunların ön plana çıkarılması ve bu konuda eleştirel bir üslup kullanılmasının altında da bu düşüncenin yattığı söylenebilir.
Şöyle ki:
ANAP kongresinde ulusal güvenlik konusunun temel sorun olarak gündeme getirilmesi ve bir tartışmaya yol açılması askerlere göre yapay bir gündem oluşturma çabası. Askerler Türkiye'nin asıl gündeminin ekonomik sorunlar olduğu kanaatindeler. Ekonomik krizden çıkmaya dönük çabaların ve krizin etkilerinin hemen herkesi baskı altına aldığı bir dönemde ulusal güvenlik tartışması yaratmanın gerçekçi olmadığı kanısı askeri cephede hakim.
Bu nedenle de açıklamada gerçek gündemi anımsatmak amacıyla ekonomik sorunlara geniş yer ve öncelik verilmiş görülüyor.

Aydın'dan depremzedeye Bakan s"zü Depremzedeler kalıcı konutların s"z verildiği tarihlerde bitirilmediğinden yakınıyorlar. B"lgedeki konut açığının en "nemli sorun olduğu vurgulanıyor.B"lgedeki konut durumunu ve bu konudaki şikayetleri Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'la konuştuk.Bakan Aydın, konut inşaatları konusunda yeterli bilgi vermeden "nce bir s"z verdi: "Ekim ayı sonuna kadar b"lgede konut sorunu kalmayacak. İki ay içinde bütün kalıcı konut inşaatı tamamlanacak." Büyük Marmara depreminin ikinci yılında b"lgeden yükselen şikayetlerin başında kalıcı konutlar geliyor. 'BİZ šÇ SEÇENEK SUNDUK' "Biz deprem b"lgesindeki vatandaşa üç seçenek sunduk:a) Konutlarını devlete yaptırmak isteyenler.b) Devletten yardım alarak konutları kendileri yapmak isteyenler.c) Deprem b"lgesi dışında konut almak isteyenler.Konutumu devlet yapsın, diyerek başvuru yapanların sayısı 38 bin 500 oldu. Konutumu devlet yardımıyla ben yaparım, diyen 14 bin kişi oldu. Başka yerde ev almak isteyenlerin sayısı ise, 4 bin 673'e ulaştı." Koray Aydın bu vaatte bulunduktan sonra mevcut durumu ve bugüne kadar yapılanları ş"yle "zetledi: 'VATANDAŞIN ÇABASINA BAĞLI' Evini kendi yapmak isteyen 14 bin kişiye de,

<#comment>
Büyük Marmara depreminin ikinci yılında bölgeden yükselen şikayetlerin başında kalıcı konutlar geliyor.
Depremzedeler kalıcı konutların söz verildiği tarihlerde bitirilmediğinden yakınıyorlar. Bölgedeki konut açığının en önemli sorun olduğu vurgulanıyor.
Bölgedeki konut durumunu ve bu konudaki şikayetleri Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'la konuştuk.
Bakan Aydın, konut inşaatları konusunda yeterli bilgi vermeden önce bir söz verdi: "Ekim ayı sonuna kadar bölgede konut sorunu kalmayacak. İki ay içinde bütün kalıcı konut inşaatı tamamlanacak."

Bunlardan birincisi, Ak Parti'nin selefleri gibi dinci bir parti olup olmayacağı? Laik rejimle çatışmaya dayalı politika izleyip izlemeyeceği?Kurucular kuruluna bakarak yapılan yorumlarda bu kuşkunun devam ettiği g"zleniyor.Ak Parti'nin "nde gelen isimlerinden Abdullah Gül'e bu kuşkuyu anımsatarak g"rüşlerini sorduk.™rneğin, kurucular arasında türbanlı bayanlara yer verilmesinin amacı nedir?Merve Kavakçı olayı belleklerde henüz tazeliğini yitirmemişken, bu olay nedeniyle Fazilet Partisi hakkında verilen karar ortada dururken, "türbanlı kurucu" larla verilmek istenen mesaj nedir?Gül, bu sorularımıza yanıt verirken şu değerlendirmeyi yaptı: "™ncelikle vurgulamak isterim ki, Ak Parti, bir din partisi değildir. Türbanlı kurucularımızın olması, toplumun her kesiminden bize destek verenlerin temsil edilmesi amacına y"neliktir. Her kesimden destek alıyoruz. Her kesimin temsil edilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Türbanlı kuruculara da "yle yaklaşmak gerekir. Tıpkı, bazı kurucularımız sakallı olması, bazılarının sakalsız olması gibi yaklaşmak gerekir." Türbanın bir siyasi simge olarak değerlendirildiği ve hukuki olarak da sorun yarattığı bilindiğine g"re, "rneğin, Ak Parti'den türbanlı

<#comment>Ak Parti'nin kurulmasıyla birlikte bazı soru işaretleri de kamuoyuna yansımaya başladı.
Bunlardan birincisi, Ak Parti'nin selefleri gibi dinci bir parti olup olmayacağı? Laik rejimle çatışmaya dayalı politika izleyip izlemeyeceği?
Kurucular kuruluna bakarak yapılan yorumlarda bu kuşkunun devam ettiği gözleniyor.
Ak Parti'nin önde gelen isimlerinden Abdullah Gül'e bu kuşkuyu anımsatarak görüşlerini sorduk.
Örneğin, kurucular arasında türbanlı bayanlara yer verilmesinin amacı nedir?
Merve Kavakçı olayı belleklerde henüz tazeliğini yitirmemişken, bu olay nedeniyle Fazilet Partisi hakkında verilen karar ortada dururken, "türbanlı kurucu"larla verilmek istenen mesaj nedir?

<#comment>Kapatılan Fazilet Partisi'nin Yenilikçi kanadı, Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi'ni kurdu.
Partinin niteliğini ve siyasi yelpazedeki yerini saptamak kolay değil. Kuruluş gününde karma bir yapı sergiledi. Mesajları da öyleydi.
Elbette, Recep Tayyip Erdoğan'ın liderlik yapacağı partiyi yelpazeye yerleştirmenin zor olmadığı söylenebilir. Ancak, kamuoyuna verilen mesaj ve yaratılmaya çalışılan imajın karmaşıklığı işi biraz zorlaştırıyor.
Bununla birlikte çok genel bir bakışla Ak Parti'nin niteliği ve yeri konusunda bir çerçeve çizilebilir.
Şöyle ki:
Ak Parti'nin, Milli Nizam, Milli Selamet, Refah ve Fazilet partilerinin ana çizgilerini taşıyacağı söylenebilir. Partinin ana kaynağı ve kadrosunun bu akım olduğu açık.