Fikret Bila

       Başbakan Bülent Ecevit'in Moskova gezisine ilişkin hazırlıklar tamamlandı.
       Ankara ve Moskova'nın gündeminde iki temel konu var:
       1- Terör,
       2- Mavi Akım projesiyle ilgili ek protokol.
       Ankara, cuma günü Cumhuriyet Bayramı törenlerinden sonra Moskova gezisiyle igili bir zirve toplantısı yaptı.
       Başbakan Ecevit, Başbakan yardımcıları Bahçeli, Özkan ve Ersümer ile Dışişleri ve Maliye bakanlıklarının üst yetkililerinin katıldığı zirvede, Moskova gezisinin çerçevesi netleştirildi.

       Başbakan Bülent Ecevit, Erol Evcil'in yakalanmasını ve Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun Malki Raporu'nu nasıl değerlendiriyor?
       Ecevit, dünkü görüşmemizde, İçişleri Bakanı Tantan'a güvendiğini vurguladıktan sonra bu sorumuza şu yanıtı verdi:
       - Evcil'in yakalanması çok önemli bir olay. Bu gelişme Susurluk olayının perde arkasını da aydınlatabilir. Beklentim o yönde.
       Başbakan'a, daha önce bir sonuca ulaşamamış soruşturmaları anımsatarak, bu kez izlenecek yöntemi soruyoruz:
       - Bu işin sonuna kadar gidilecek. Teftiş Kurulu'nun raporunu Sayın Tantan'a gönderdim. Gereği yapılacak. Sayın Tantan bu mesleği iyi bilen birisi. Birçok önemli olayı aydınlığa çıkarabilir.
       * * *

       Cumhuriyet Bayramı neden sade törenlerle kutlandı?
       Bazılarına bakarsanız, Başbakan Ecevit, Cumhuriyet'in kutlanmasını istememiş de ondan!
       Ama halk, Ecevit'e rağmen Cumhuriyet'i çoşkuyla kutlamış!
       Neredeyse Ecevit'i "Cumhuriyet düşmanı" ilan edecekler.
       Tıpkı "başbuğ(!)" ilan ettikleri gibi.
       Bu kadarı da fazla artık...

       Milli Güvenlik Kurulu'nun önceki gün yapılan toplantısında, askerlerin gündeme getirdikleri ve önemli bir süre ayırdıkları konulardan birini de televizyon yayınları oluşturuyor.
       MGK'nın askeri kanadının, bölücü ve irticai televizyon ve radyo yayınlarının ülke çapında çok yaygınlaştığına dikkat çektikleri ve yayın denetimi konusunda acilen önlem alınmasını istedikleri vurgulanıyor.
       MGK'nın askeri kanadının çeşitli radyo ve televizyon yayınlarından örnekler vererek görüşlerini üç noktada topladıkları belirtiliyor:
       1- İrticai faaliyetler içinde bulunan odaklarca yapılan laiklik karşıtı yayınlar,
       2- Aynı odaklarca Türk Silahlı Kuvvetler'i aleyhine yapılan karalayıcı yayınlar,
       3- Özellikle Güneydoğu bölgesine yönelik olarak yapılan bölücü yayınlar.

       Milli Güvenlik Kurulu'nun dünkü toplantısı sonrasında verilen ilk mesaj, Kışlalı suikastının çözülmesi ve irticai faaliyetlerle mücadelede kararlılık.
       Toplantıda sivil ve asker kanadın ortak teşhisi, Kışlalı suikastının "kaos" ortamı yaratmaya dönük bir girişim olduğu.
       Kışlalı suikastının MGK bildirisinde yer alması, Kocatepe Camii'ndeki tablonun yansıması olarak yorumlanıyor. Bildirideki vurgunun Kışlalı suikastının soruşturulmasının MGK düzeyinde takip edileceği ve çalışmaları yürütecek kişi ve kurumlar açısından da siyasi ve askeri desteğin güçlü şekilde sürdürüleceği mesajı taşıdığının altı çiziliyor.
       MGK'nın asker ve sivil kanatları arasında bir gerginlik veya tartışma yaşandı mı?
       MGK'nın sivil kanadı bu soruya "kesinlikle hayır" yanıtı veriyor. Aksine, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Komutanların değerlendirmelerinin paralellik taşıdığını vurguluyorlar.
       Hükümet kanadı MGK'da gözlenen uyumdan memnun.

       Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın dün yaptığı basın toplantısı, üzerinde durulmaya değer mesajlar taşıyor.
       Basın toplantısından sonra Başsavcı'yla konuşma olanağı bulduk.
       İlk sorduğumuz, "Neden bir basın toplantısı yapmaya gerek duydunuz" oldu.
      "Endişem şu ki?" diye yanıt verdi:
       - Bu kafayla terör tırmanır. Hem irticai terör tırmanır, hem bölücü terör tırmanır.
       Başsavcı kişi olarak can güvenliğinin tehdit altında olduğunu vurgularken, faili meçhul cinayetlerin eylemden önce durdurulabilmesi için de zaman yitirilmeden yasal önlemlerin alınmasını istiyor:

       Kışlalı suikastı üç koldan araştırılıyor:
       MİT, Jandarma, Emniyet...
       Şu ana kadar elde edilen bilgiler bir fikir veriyor mu?
       Üç güvenlik kurumunun da tepe noktalarında yapılan ilk değerlendirme şöyle:
       - İmza yok.
       Çok üst düzey bir yetkiliye, bunun ne anlama geldiğini soruyoruz:

       Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, dün gün boyu Özkan'ın evinde çalıştılar.
       Kışlalı suikastı için üç güvenlik kurumunda üç ayrı ekip oluşturuldu:
       1- Emniyet,
       2- MİT,
       3- Jandarma.
       Üç kurum arasında koordinasyonu bizzat İçişleri Bakanı Tantan yürütüyor. Hükümet düzeyinde ise Özkan, Tantan ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, fiilen, "araştırma komisyonu" işlevi görüyorlar.