Memur bunun neresinde?

16 Ekim 1999


       Türk maliyesi, artık şu gerçeği kabul etmeli ki; memur, enflasyonun nedeni değil, "sonucudur."
       "Memurun hali" enflasyonu değil, enflasyon, memurun halini belirliyor.
       Neden?
       Deniliyor ki, "aman enflasyonla mücadele halindeyiz", memur maaşlarını artıramayız.
       Bu düşünceyle de her yıl bütçe yapılırken, memur, enflasyonun "tek suçlusu" gibi görülüyor. Maliyet sadece kamu çalışanlarına kesiliyor.
       Oysa gerçek böyle değil...

Yazının Devamı

Bütçe zirvesi

15 Ekim 1999


       2000 yılı bütçesi bugün Bakanlar Kurulu'nda ele alınacak.
       İktidar liderleri dün "bütçe zirvesi"nde bir araya gelerek bütçe hedeflerini görüştüler. Sanayi ve Ticaret Bakanı Kenan Tanrıkulu'nun dün Milliyet'in manşetinde yer alan "şok açıklamaları"nın yarattığı hoşnutsuzluk, zirveye de yansıdı. Bakan'ın, "Bari bütçeyi de IMF yapsın. Bu bütçenin sosyal yönü yok. Bürokratlar, hükümete yolunacak kaz gibi bakıyor" türündeki eleştirileri iktidar liderlerini üzmüş görünüyor.
       Başbakan Ecevit, zirvede, bu konudaki "hassasiyeti"ni dile getiriyor. Başbakan'ın hassasiyetine Yılmaz ve Bahçeli de katılıyor. Dile getirilen hassasiyet, eleştirilerin içeriğinden çok, Bakan'ın, hükümet zemininde değil, basın yoluyla eleştirilerini dile getirmesi.
       * * *
       MALİYE Bakanı Sümer Oral'ın bütçeyle ilgili sunuş yaptığı zirvede, liderlerin mutabakata vardıkları en önemli konuların başında, enflasyon hedefi ve memurlara 2000 yılında verilecek ücret zammı geliyor.
     &nbs

Yazının Devamı

Ecevit'le sohbet

14 Ekim 1999


       Başbakan Bülent Ecevit'le, partisinin grup toplantısından sonra Meclis'teki odasında görüşme olanağı bulduk. Başbakan'a önce Pakistan'daki darbeyi sorduk.
       Ecevit, "şaşırmadım" diyerek söze başladı:
       - Bir süredir gerginlik olduğu seziliyordu. Bu nedenle ben şaşırmadım. Bir kere muhalefet partileri, iktidara karşı birleşmişlerdi. Kendi partisi içinde de Navaz Şerif'e bir hareket vardı. IMF konusu bir başka sıkıntıydı. Yine Keşmir'de, Şerif bir adım atmak istiyor, asker çekmeyi istiyordu. Bu konuda Genelkurmay Başkanı'yla anlaşamıyordu.
       Başbakan Ecevit'e Zülfikar Ali Butto'yu anımsatarak, "Butto devrildiğinde Türkiye'ye verilmesini istemiştiniz, Şerif için de benzeri bir girişiminiz olur mu?" diye soruyoruz:
       - O zaman, Sayın Butto'nun canından endişe ediyorduk. Şu sırada Sayın Şerif'in canına kıyma gibi bir eğilim gözlenmiyor.
       - Navaz Şerif'le ilişkileriniz nasıldı?

Yazının Devamı

Demirel'in hesabı

13 Ekim 1999


       CNN Türk'ün yayın hayatına girdiği gecenin yıldızı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'di.
       Mehmet Ali Birand'ın sorularına verdiği yanıtlarla, çok formda olduğunu gösteren Cumhurbaşkanı, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller dahil olmak üzere, bütün salonu gülmekten kırıp geçirdi. O kadar ki, yüz ifadesi kolay kolay değişmeyen MHP lideri Devlet Bahçeli bile kahkahalarla gülmekten kendini alıkoyamadı.
       Birand'ın niyeti Demirel'i sıkıştırmaktı.
       Deprem felaketi ve sonrasındaki sorunlar başta olmak üzere, Türkiye'nin problemlerini sıraladıktan sonra, demeye getirdi ki, "Bu ülkeyi 35 yıldır doğrudan veya dolaylı olarak yönettiniz, nedir bu memleketin hali?"
       "Tamam" dedi Demirel, "Demek 35 yıl yönetmişiz. Peki ben söyleyeyim."      Bir iç geçirdikten sonra Birand'a döndü ve başladı "hesap" yapmaya:
       - Sen şimdi böyle sorunca biri, kalemi alır eline 35 yılın faturasını bana keser. Ben 1965 yılında

Yazının Devamı

Fazilet'te durum

12 Ekim 1999


       Fazilet partililerin bir kulağı Anayasa Mahkemesi'nde, bir kulağı kongre hazırlıklarında.
       Anayasa Mahkemesi, Fazilet Partisi'nin kapatılmasına karar verir mi, vermez mi bilinmez. Ancak, Fazilet, 17 Aralık'ta yapılması gereken büyük kongresi için hazırlık içinde...
       Şu anda Genel Merkez'deki hava, biraz da Anayasa Mahkemesi'ndeki davanın seyrine bağlı olarak büyük kongrenin ileri bir tarihe ertelenebileceği yönünde.
       Fazilet Partisi, kendi siyasi geleneği içinde kongre günlerini bekliyor.
       Tabii, Erbakan Hoca çok önemli bir etken.
       Fazilet Partisi, lider değişikliğine gidecek mi?

Yazının Devamı

Sosyal piyasa ekonomisi

11 Ekim 1999


       Başbakan Bülent Ecevit'in Washington'da Türk işadamlarına hitaben yaptığı konuşma, üzerinde düşünülmeye değer mesajlar taşıyordu. Ancak bu konuşma başta Clinton görüşmesi olmak üzere diğer temasların gölgesinde kaldı.
       Ecevit, işadamlarımıza şöyle seslendi:
      "Türkiye'de uzun süreden beri yüksek enflasyon ortamı var. Bu ortamda çok kolay, hiç risk üstlenmeden para kazanabilirdiniz. Ama siz öyle yapmadınız. Enflasyon ortamında dahi girişimlerinizi, yatırımlarınızı sürdürdünüz. Türk işadamının dünyaya bakışı değişti. Enflasyondan kolayca kazanmak yerine üretken ve istihdam yaratıcı yatırımlara yöneldiniz. Türk firmaları bu konuda büyük özveride bulundular."
       Ecevit, bu saptamasından sonra bir tavsiyede bulundu:
      "Türkiye devletçi Anayasa'dan özel sektörcü Anayasa'ya geçmiştir. Ama sosyal adelet, gelir dağılımı adaleti de çok önemlidir. Bu nedenle sadece kazanmak için değil iş olanağı yaratmak için de, sosyal amaçları da gözeterek çalışmalısınız."
    &nb

Yazının Devamı

Kızılay'a teftiş

10 Ekim 1999


       Kızılay, depremin büyüteç altına aldığı kurumların ilki oldu. Kamuoyu baskısı Kızılay'da yönetim değişikliğine yolaçtı.
       Kızılay'ın Körfez'de yaşanan deprem felaketine karşı süratle yanıt verecek bir yapıya sahip olmadığı, köhne kaldığı, malzeme niteliği ve sevkiyatı bakımından yetersizliği ortak kanı haline geldi. Kızılay'ın yeniden yapılandırılması da kamuoyunun ısrarla gündemde tuttuğu bir talep haline geldi.
       Bu durum karşısında Kızılay Genel Başkanı Kemal Demir istifa ederek yeniden yapılanmaya kapıyı araladı.
       Kızılay'la ilgili olarak ortaya atılan örgütsel, maddi ve kişisel iddialar konusunda ise Başbakan Ecevit de harekete geçmiş bulunuyor.
       Ecevit, Kızılay'ın bütün hesap ve işlemlerinin incelenmesi ve baştan sona kadar sıkı bir teftişten geçirilmesi için Başbakanlık Teftiş Kurulu'na görev verdi. Teftiş Kurulu her açıdan Kızılay'ı masaya yatıracak. Bütün hesap ve işlemlerine el konulacak ve geriye doğru detaylı bir inceleme başlatılacak.
    &

Yazının Devamı

Sismik - 2

9 Ekim 1999


       Depremin etkilerini ve izlerini saptamak üzere MTA Sismik - 1 araştırma gemisi Marmara'ya açıldığında anlaşılmıştı ki, metal yorgunu bu geminin miadı çoktan dolmuş.
      "Her an batabilir" uyarıları içinde çalışmaya başlayan geminin bulgularından çok kendisi tartışılmıştı.
       Ve yine anlaşılmıştı ki, MTA'nın ısrarlı taleplerine karşın bu gemiyi yenileyecek kaynak bir türlü verilmemişti.
       Türkiye'nin 17 - 20 milyon dolarlık bir kaynağı, yeni bir araştırma gemisi almak için ayıracak gücü de yok mu, diye bu k"şeden sormuştuk.
       Başbakan Bülent Ecevit, bu sorunla bizzat ilgilenmiş. MTA'nın bağlı olduğu Devlet Bakanı Safter Gaydalı'yı arayarak gerekli kaynağın tahsis edilmesi için talimat verdiğini bildirmiş.
       Ve Hazine, MTA Sismik - 1 gemisinin yerine yenisinin alınması için bakanlığa istediği kaynağı tahsis etmiş.

Yazının Devamı