Uğurlar olsun...

24 Ekim 1999


       Uğur Mumcu'yu uğurlarken hep bir ağızdan söylemiştik:
       - Uğurlar olsun...
       Uğur'lar oldu...
       Dün de Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'yı uğurladık.
       Yine hep bir ağızdan söyledik:
       - Uğurlar olsun...

Yazının Devamı

Korku ve kuşku

23 Ekim 1999


       Kışlalı suikastının temel amacının içeriye "korku", dışarıya "kuşku" yaymak olduğu söylenebilir.
       Terör, demokratik yoldan elde edilemeyecek amaçlara, toplumunu korkutarak, sindirerek ulaşmanın aracıdır zaten...
       Bu gerçek göz önünde tutulduğunda amaç, elbette tüm toplumu korkutmak, sindirmektir.
       Kışlalı Hoca'nın kimliğine, kişiliğine baktığınızda ise özel olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine, onun temel niteliklerine ve bütün bunları temsil eden Atatürkçülüğe inanmış halk kesimlerinin korkutulmak istendiği sonucuna varılabilir.
       Muamer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı'nın taşıdıkları niteliklerdeki örtüşme, özellikle korkutulmak istenen toplum kesimlerini de gösteriyor.
       Korkutma ve sindirmenin yanı sıra toplumu kamplara yönelterek kargaşa ve dalgalanmalara uygun zeminlerde tutarak, demokrasiyi bıçak sırtına getirmek de bir diğer amaç, elbete...

Yazının Devamı

Kışlalı...

22 Ekim 1999


      "Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın konuşmacı olarak katılacağı, `Kemalizm Açısından Sol Partiler' konulu söyleşide birlikte olmayı diler, saygılar sunarız.
       Gün: 21 Ekim 1999 Perşembe,
       Yer: Ümitköy, Çamlıca Evleri Sitesi Karşısı,
       Saat: 19.30"
       Ahmet Taner Kışlalı Hoca, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile Demokrat Kadınlar Derneği'nin birlikte düzenlediği bu söyleşide dün akşam konuşacaktı.
       Konuşamadı.

Yazının Devamı

Ecevit'in isyanı

21 Ekim 1999


       Başbakan Bülent Ecevit'in "isyanı", iki günde bir atmak zorunda olduğu yüzlerce imza...
       Ecevit, ayağa kalkarak makam odasındaki iki masa arasındaki mesafeyi gösteriyor:
       - Bu iki masa arasında tahminen 7 metre mesafe var. Ama ben imza atmaktan, bir masadan öbürüne bir buçuk saatte geçemiyorum. Hem hükümetin, hem Meclis'in çok süratli çalışması gerektiği düşünülürse, imza için kaybettiğimiz zamanı siz hesaplayın.
       Başbakan, masasında dağ gibi yığılmış imzalanacak evrakların konulduğu dosyaların arkasına geçiyor:
       - Bunların çoğu bir başbakanın imzalamaması gereken belgeler, ama bizim mevzuatımız öyle ki, birçok belgeyi benim veya Sayın Cumhurbaşkanı'nın imzalaması gerekiyor.
       Başbakan, imza dosyalarından birini çekiyor ve "örneğin" diyor:

Yazının Devamı

Ecevit: `Gündüzler çuvala mı girdi?'

20 Ekim 1999


       Başbakan Bülent Ecevit, DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in, "Merve baskını"na sert tepki gösteriyor.
      "Bu tür görüntüler Türkiye'ye yakışmıyor" diye söze giriyor Başbakan, dünkü görüşmemizde:
       - Gündüzlere ne olmuş ki gece böyle bir girişimde bulunuyorlar. Bu davranışı çok yadırgadım. Gündüzler çuvala mı girdi? Hanımları ve çocukları bu şekilde tedirgin etmenin ne anlamı var?
       Ecevit'in sözleri, Savcı Nuh Mete Yüksel'e...
       Başbakan, "olacak şey değil" diye devam ediyor:
       - Merve Kavakçı yurtdışına gidecekmiş, gitsin. ABD'ye yerleşecekmiş, yerleşsin. Bunda bir sakınca yok. Biz, bu konuyu Meclis'te çözdük. Gece gözaltına alma girişiminde bulunmanın, çocukları ürkütmenin ne gereği var. Başta ben olmak üzere bu tür görüntüler acıma duygusu yaratıyor. Yakışmıyor.

Yazının Devamı

Ecevit'in açıklaması ve bütçe

19 Ekim 1999


       IMF'nin gönderdiği 500 milyon dolarlık deprem yardımı, memur maaşlarının ödenmesinde kullanıldı mı?
       Devlet Bakanı Recep Önal'ın Antalya'daki sözleriyle gündeme gelen bu soruya Başbakan Bülent Ecevit, dünkü görüşmemizde açıklık getirdi.
       Ecevit, "deprem yardımından, memur maaşı ödenmesi söz konusu değil, ayrıca böyle bir ödeme de mümkün değil" diyerek şu bilgiyi verdi:
      "IMF'den 500 milyon dolarlık deprem yardımı şu saate kadar (dün öğle saatleri) Hazinemize ulaşmamıştır. Dolayısıyla bu yardımdan henüz herhangi bir ödeme yapılmış olması olanaksızdır."
       Ecevit, ayrıca, depremzedelere, şimdiye kadar gelen yardımlardan çok daha fazlasının devlet bütçesinden ödendiğini de vurguladı ve Devlet Bakanı Recep Önal'ın Antalya'daki sözleriyle bunu kastetmiş olduğunu belirtti.
       Böylece Başbakan, Devlet Bakanı Recep Önal'ın soru işareti yaratan ifadesini açıklığa kavuşturmuş oldu.

Yazının Devamı

Memur maaşına zam formülü

18 Ekim 1999


       Memur maaşlarına zam nasıl yapılacak?
       Maliye Bakanı Sümer Oral, bugün düzenleyeceği bir basın toplantısıyla memur maaşlarında uygulanacak "zam formülü"nü açıklayacak.
       Memur maaşlarına yapılacak zamla ilgili olarak Bakanlar Kurulu'nda alınan ilke kararı "zammın enflasyonun altında olmaması". Bu nasıl sağlanacak?
       2000 yılı için öngörülen enflasyon oranı yüzde 25.
       İlk altı ay için memura yüzde 15 oranında zam yapılacak. Ocak ayından itibaren gerçekleşecek enflasyon izlenecek. Enflasyon oranı yüzde 15'i geçtiği zaman, aradaki fark memur maaşlarına eklenecek.
       Bu formül için belirlenmiş bir zaman yok. Her ay, üç ayda bir, altı ayda bir, gibi bir takvim yapılmayacak. Enflasyon, memur maaş zam oranını ne zaman aşarsa ek zam o zaman yapılacak.

Yazının Devamı

İnsan hakkı...

17 Ekim 1999


       İnsan hakları "zirvesi"den güzel haberler geldi.
       Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik'in zirvede verdiği mesajlar 21. yüzyıl ölçüleriyle örtüşüyordu.
       Amaç, Türkiye'nin 21. yüzyıla insan hakları konusunda "ayıp"larından arınmış olarak girmesi.
       Zirvede durum iyi...
       Türkiye'de insan hakları "salon"lara girmeye başladı.
       Asıl sorun bu "hak"kı salonlardan çıkarmak.

Yazının Devamı