Fikret Bila

       ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın, Cumhurbaşkanı Demirel'in görev süresinin üç yıl uzatılması önerisine, kendi partisi nasıl bakıyor?
       Yılmaz'ın Moskova ziyaretine katılan Başbakan Yardımcısı Cumhur Ersümer, bu sorumuzu yanıtlarken şöyle diyor:
       - ANAP Grubu, Mesut Bey'i Cumhurbaşkanı olarak görmek ister.
      "Ama" diyerek ekliyor:
       - Kendisi Cumhurbaşkanı adayı olmadığını belirtti ve Sayın Demirel'in üç yıl daha kalması gerektiğini savundu. Mesut Bey'in tercihi bu olursa, elbette başımızda kalmasını isteriz. ANAP'ın, Genel Başkanıyla bir sorunu yok.
       - Yılmaz'ın önerisi koalisyon ortaklarının görüşünü yansıtıyor mu?

       Başbakan Bülent Ecevit'in ABD ziyaretiyle ilgili olarak, Washington'dan Ankara'ya ulaşan mesaj şöyle özetlenebilir:
      "Ziyaretin en iyi şekilde geçmesi için her şey yapılacak."
       Bu mesaj çerçevesinde Ankara, sorun olabilecek konularda, Washington'un bir "dayatma" anlayışı içinde olmayacağını düşünüyor.
       Özellikle Kıbrıs konusunda bir baskı beklentisi yok.
       Başbakan Ecevit, "Bir baskı geleceğini sanmıyorum, kaygı verici bir durum yok" diyor.
       Ecevit, Ankara'nın bir tutum değişikliğine girmeyeceğini de vurguluyor.

       Başbakan Bülent Ecevit, ABD ziyaretine hazırlanıyor.
       Hafta sonunu evinde gezi gündemindeki dosyaları inceleyerek geçirdi.
       Bu hafta da çalışma programı ağırlıklı olarak "ABD dosyaları"ndan oluşacak.
       Başbakan Ecevit'le dün ABD ziyaretini konuşma olanağı bulduk.
       - Washington ziyaretinizde hangi konular ön planda olacak?
       - Ağırlık olarak ekonomik konular. IMF ve Dünya Bankası ilişkileri. Deprem felaketiyle ilgili yardım çalışmaları.

       Başbakan Bülent Ecevit, Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne sık aralıkla iki kez gidince sağlığıyla ilgili "merak" da arttı.
       Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'la dün sohbet ederken odaya Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal girince sorduk:
       - Hocam, Başbakan iki kez hasteneye geldi. Sağlığı nasıl?
      "Yahu" dedi, Haberal Hoca, "spekülasyon yapıyorlar, imalarda bulunuyorlar, kimseye laf anlatamıyoruz."       Ve devam etti:       - Ben tıp adamı olarak söyleyeyim: Başbakan'ın sağlığı çok iyi. Biz kulaklarını muayene edip, işitme cihazının bakımını yaptık. Başka bir sorunu yok.       "Mesela" diye ekledi:       - Bugünkü (dünkü) ziyaretinde işitme cihazının pilinin zayıfladığını tespit ettik, değiştirdik. Hepsi bu.       Söze Hüsamettin Özkan girdi:       - Başbakan'ın sağlığı benden

       Yeni yapılan araştırmalara göre, Türkiye'de gelir dağılımı giderek bozuluyor.
       Harcamalar üzerinden AC Nilsen Araştırma Kuruluşu'nun yaptığı çalışmaya göre, en alt gelir dilimi ile en üst gelir dilimi arasındaki fark 20 kata çıkmış görünüyor.
       Nüfusun yüzde 17'sini oluşturan en alt gelir grubunda, yıllık ortalama harcama 3 bin 200 dolar; en üst diliminde ise 62 bin 750 dolar.
       Tek kelimeyle, "uçurum."
       * * *
       DEPREMLE birlikte "devlet" tartışılmaya başlandı.

       Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'ın depremden sonra yaptığı ilk işlerden biri Boğaziçi ve Fatih Sultan Mahmet köprüleriyle, Haliç Köprüsü'nü inceletmek oldu.
       İncelemeyi, Haliç ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü yapan, Boğaziçi Köprüsü'nün yapımına da ortak olarak katılan Japonlar gerçekleştirdiler.
       Japonların hazırladığı inceleme raporu Bayındırlık Bakanlığı'na sunuldu.
       Sonuç sevindirici:
       - Üç köprü de Marmara depreminden zarar görmedi.
       Japonlar köprülere "sağlam" raporu verdiler ve eklediler:

       Deprem bölgesinde yapılacak çok "iş" var.
       Binaların yıkılması.
       Enkazın kaldırılması.
       Molozların dökülmesi.
       Hasarlı binaların onarımı.
       Yeni yerleşim alanlarının inşası.

       Deprem bölgesinde yapılacak prefabrike konutların ihalesiyle ilgili "kuşku"lar gözlerin Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'a çevrilmesine neden oldu.
       İhalede "kayırmacılık" yapılacağı, deprem bölgesinde konutları yıkılan müteahhitlere de ihaleden pay verileceği gibi iddiaları Bakan Koray Aydın'la konuştuk.
       Aydın, "şaibe" oluşmaması konusunda çok duyarlı görünüyor.
       İlk sorumuz, deprem bölgesinde konutları yıkılan müeahhitlere prefabrike konut ihalesi verilip verilmediği konusunda oldu.
       Bakan Aydın, tereddüt etmeden, "hayır, vermedik" yanıtını verdikten sonra ekledi:
       - Bölgede konutları yıkılan veya hasar gören firmalardan Yüksel Grubu ile Sazak Grubu'nun müracaatları vardı. Ancak, bu hassasiyet nedeniyle onları geri çevirdik.