Ecevit - Özkan

8 Ekim 1999


       Başbakan Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'a dönük yorumların aslında kendisini hedef aldığını düşünüyor.
       ABD dönüşünde, "Özkan, Başbakan'ı uğurlamadı, karşılamadı" türünden haberler ve bu haberlere dayanarak, yapılan "Ecevit - Özkan gergin" yorumlarının gerçeği yansıtmadığını vurguluyor.
       Ecevit, dünkü görüşmemizde bu konuyu değerlendirirken şöyle diyor:
       - Türkiye'de adettir. Lideri eleştirmek, yıpratmak isteyenler önce çevresine yönelirler. Onları eleştirmeye, yıpratmaya gayret gösterirler. Son zamanlarda bunu yine gözlüyorum. Sayın Özkan'ın beni uğurlamadığı, karşılamadığı yolunda haberler ve buna dayalı yorumlar yapıldı. Oysa uğurlama, karşılama yapılmamasını rica eden benim. Öyle şaşaalı, şatafatlı törenlerden hoşlanmam. Zaman kaybı olarak görürüm.
       Ecevit, buradan yola çıkarak "araları kötü mü" türünde yapılan yorumlara şöyle diyor:
       - Bunlar partimizi karıştırmak isteyenlerin gayretleri gibi görünüyor.

Yazının Devamı

103 / 2

7 Ekim 1999


       Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Fazilet Partisi'nin kapatılması davasıyla igili esas hakkındaki görüşünü Anayasa Mahkemesi'ne bildirdi.
       Savaş, Fazilet Partisi'nin kapatılması talebiyle birlikte, Siyasi Partiler Yasası'nın 103. maddesinin 2. fıkrasının da iptal edilmesini istedi.
       103 / 2...
       Anayasa Mahkemesi, Refah Partisi'ni kapatma kararı vermeden önce, "davaya bakan mahkeme" sıfatıyla Siyasi Partiler Yasası'nın 103 / 2 fıkra hükmünü Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmişti. Yüksek Mahkeme, iptal kararından sonra da Anayasa'nın 69 / 6 fıkrasını uygulayarak Refah Partisi'ni kapatmıştı.
       Gerekçesi, 103 / 2'nin Anayasa'nın 69 / 6 fıkrasının uygulanmasını olanaksız hale getirmesiydi.
       Anayasa'nın söz konusu fıkrası, bir siyasi partinin Anayasa'nın 68 / 4 fıkrasında sayılan Cumhuriyet'in temel niteliklerine karşı fiillerin odağı haline gelip gelmediğinin Anayasa Mahkemesi'nce saptanacağı hükmünü taşıyor.

Yazının Devamı

Meclis'te Merve yasağı

6 Ekim 1999


       Koalisyon ortağı parti liderlerinin önceki gün gerçekleştirdikleri zirvede önemli bir karar alınıyor.
       Üç lider, Meclis İçtüzüğü'ne bir hüküm konularak, bayan milletvekillerinin genel kurul ve komisyon çalışmalarına başörtüsü ile katılmalarının önlenmesini istiyorlar.
       Geleneksel olarak genel kurulda başörtüsü takılmamakla birlikte, Merve Kavakçı olayı, İçtüzük'te bu konuda bir boşluk bulunduğunu ortaya çıkarıyor. Bundan sonra Merve Kavakçı benzeri olaylar yaşanmaması için üç lider, İçtüzük hükmüyle tartışmanın bitirilmesini istiyorlar.
       Yine zirvede alınan bir diğer karar da, Meclis çalışmalarında verimliliğin artırılması için zaman yitirici işlemlerin İçtüzük hükümleriyle temizlenmesi.
       Muhalefetin salt engelleme yapmak için kullandığı usul hükümleri de değiştirilecek.
       Örneğin, verilen önergelerde imza sahiplerinin tamamının okunması yerine ilk isim okunacak ve "arkadaşları" diye ifade edilerek zaman kazanılacak.

Yazının Devamı

Ecevit'ten Demirel'e: `Rejim değişir'

5 Ekim 1999


       Cumhurbaşkanı Demirel'in, "Cumhurbaşkanını halk seçsin" önerisini, Başbakan Ecevit, "Ben farklı düşünüyorum" diyerek paylaşmadığını ifade etmişti.
       Başbakan Ecevit, Demirel'in önerisine neden karşı çıkıyor?
       Cumhurbaşkanını halkın seçmesinde ne gibi sakıncalar görüyor?
       Bu soruları dün Başbakan Ecevit'e yöneltme olanağı bulduk.
       Başbakan, "öncelikle" dedi, "Sayın Demirel'in önerisinin kabulü rejim değişikliği anlamına gelir."       "Sonra" diye devam etti:       - Cumhurbaşkanını halkın seçtiği bir modelde yürütme organı ne olacak? Hükümetin işlevi ne olacak? Bu soruların yanıtları da açık değil.       Ecevit, cumhurbaşkanını halkın seçtiği modelde, hükümetin parlamenter sistemdeki işlevlerinin ortadan kalkacağına işaret ediyor.       Ecevit'in dikkat çektiği bir husus da Türkiye'nin demokratikleşme düzeyi ve feodal yapı

Yazının Devamı

Bakan Türk'e göre...

4 Ekim 1999


       Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, bir yandan cezaevleri, bir yandan da af yasasıyla uğraşıyor.
       Türk'le dün sohbet olanağı bulduk.
       Adalet Bakanı, af yasasının Çankaya'dan dönmesinin cezaevi olaylarını olumsuz yönde etkilediğini düşünüyor.
      "Eğer" diyor, "Af yasası çıksaydı, cezaevindeki bu olaylar yaşanmazdı. Af konusu çok hassastır. Sürüncemede kalınca gerginlik yaratıyor."       Adalet Bakanı, bu etkiyi bildiği için vetodan sonra şu öneriyi getirdiğini vurguluyor:       - Meclis kapalıydı. Ama ben olağanüstü toplantıya çağrılmasını ve Cumhurbaşkanı'nın veto gerekçeleri de dikkate alınarak af yasasının hemen çıkarılmasını önerdim. Ancak Meclis'in yeni tatile girdiğini, tatil süresinin kısa olduğunu, toplanmasının güç olacağını belirterek, benim çağrıma olumlu yanıt vermediler.       - Meclis açıldı. Af yasasını nasıl gündeme getireceksiniz?       - Af yasasını

Yazının Devamı

Ecevit'in doktoruyla sohbet

3 Ekim 1999


       Başbakan Ecevit'in ABD gezisinde gazetecilerin odaklandığı noktalardan biri de sağlığıydı.
       Türkiye'de bazı gazetelerin ABD gezisini, "Ecevit'in sağlık durumu" biçiminde manşete taşımaları, geziyi izleyen gazetecilerin de önceliklerini değiştirdi.
       Ecevit konuşurken herkes pür dikkat ağzına bakıyordu ama ne söylediğini değil nasıl söylediğini izliyordu.
       O kadar ki, Ecevit'in konuşmaları kelime, kelime ele alınıyor, "doğru söyledi, yanlış söyledi, o değil bunu demek istedi" gibi analizlerden sonra haberler yazılabiliyordu.
       Artık Ecevit de eski bir meslektaş olarak sağlığıyla ilgili espiriler yapmaya başladı.
       Her adımının, her kelimesinin gazeteciler tarafından "sağlık kontrülü"den geçirilmesini tebessümle karşılar oldu.

Yazının Devamı

Ecevit'ten Annan'a: "Acele etme"

2 Ekim 1999


NEW YORK
       Başbakan Ecevit'in gezisinin ikinci ayağı olan New York'ta BM Genel Sekreteri Kofi Annan'la, "sürpriz" bir görüşme yapması, akla hemen şu soruyu getirdi:
       - Acaba ABD Başkanı Clinton, Ecevit'e Annan'la görüşmesi telkininde ve tavsiyesinde bulundu mu?
       Bu sorumuza, hem Dışişleri Bakanı İsmail Cem, hem de BM nezdindeki Büyükelçimiz Volkan Vural "hayır" yanıtını veriyorlar.
       Büyükelçi Vural, 1.5 ay önce Başbakan'ın gezisi kesinleşince, Annan'a kendisinin başvurduğunu belirtiyor ve şöyle diyor:
       - Sayın Ecevit'le tanışıp konuşmak istiyordunuz. Eğer arzu ederseniz Sayın Ecevit'e iletebilirim, diye söyledim. Onlar da iki gün önce bana görüşmek istediklerini bildirdiler.

Yazının Devamı

Büyük pazarlık

1 Ekim 1999


WASHINGTON
       Başbakan Yardımcısı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanı Cumhur Ersümer'e Washington'da, "ilgi" büyük. Bu ilginin nedenlerinden biri Akkuyu Nükleer Santralı ihalesi. İhalenin sonucu merak ediliyor. Washington, ABD, Kanada, Almanya - Fransa arasında kıyasıya bir rekabete sahne oluyor. İhaleye, teklif veren şirket temsilcileri Türk ortaklarıyla birlikte Ersümer'i iknaya çalışıyorlar. Ersümer'in ziyaretçileri arasında "Akkuyu müşterileri" dikkat çekiyor.
       Başbakan Ecevit, ihale sonucunun Bakanlar Kurulu değerlendirmesinden sonra karara bağlanacağını açıklamıştı. Washington'da Bakanlar Kurulu'ndan önce Akkuyu Nükleer Santralı için koalisyon liderlerinin bir "üçlü zirve" yapacakları da söyleniyor.
       Washington ziyareti öncesinde ABD Enerji Bakanı'nın yanı sıra Başkan Yardımcısı Al Gore'un da Başbakan Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Ersümer'e mektup göndererek tercihin ABD firmalarından yana yapılmalarını istemesi ABD'nin Akkuyu'ya ilgisinin büyüklüğünü gösteriyor.
       Washington'daki temaslar sonrasında

Yazının Devamı