Fikret Bila

       Avrupa, Türkiye'ye ne diyeceğini "şaşırmış" durumda.
      "Aday" mı desin, "aday adayı" mı desin?
       Bilemiyor.
       Yoksa "yarım üye" mi desin, "ortak üye" mi desin?
       Kararsız.
       Veya, "inşallah ileride üye olacak ülkeler listesinin ilk sıralarındaki ülke" mi desin, "üye gibimsi üye" mi desin?

       Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu'nu önceki gün basın sohbetinde dinledikten sonra, dün de Başbakan Bülent Ecevit'le görüştük.
       Ecevit, Org. Kıvrıkoğlu'nun açıklamalarına nasıl bakıyor?
       Özellikle 28 Şubat değerlendirmesini nasıl görüyor?
       Başbakan, sorularımızı yanıtlarken, "Sayın Kıvrıkoğlu haklı" diyerek söze başladı:
       - Türk Silahlı Kuvvetleri'ni o kadar tahrik ettiler ki, sonunda Sayın Kıvrıkoğlu'nu adeta patlattılar. Bunda özellikle irtica yanlısı basın - yayın organlarının etkisi büyük. Yapılan yayınlar irticanın ciddi bir siyasal tehdit olduğu algılamasına yol açtı.
       - Genelkurmay Başkanı, "28 Şubat bitmedi. Tehdit bin yıl sürerse 28 Şubat da bin yıl sürer" dedi. Bu değerlendirmeye katılıyor musunuz?

       Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu'yla, bazı meslektaşlarımızla birlikte Genelkurmay'da sohbet olanağı bulduk.
       Genelkurmay Başkanı, daha çok deprem nedeniyle düzenlediği bu sohbet toplantısında gazetecilerle bir ufuk turu yaptı. Ülke gündemindeki sorunlara, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bakışını yansıttı.
       Kıvrıkoğlu'nun yaklaşımları, hem komuta kademesinin, hem de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 21. yüzyıla da hakim olacak değerlere sahip olduğunu gösteriyor.
       Askerin 21. yüzyıla girerken temel aldığı üç önemli değerden söz edebiliriz:
       1- Bilim,
       2- Teknoloji,

       Cumhurbaşkanı Demirel'in af yasasını veto etmesinden sonra hükümet nasıl bir yol izleyecek?
       Dün Başbakanlık'ta vetoyla ilgili yoğun bir temas trafiği yaşandı.
       Başbakan Ecevit, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'la bir toplantı yaptı.
       O arada Özkan, deprem bölgesinde olan ANAP lideri Yılmaz'la telefonla görüşerek bilgi verdi.
       Ecevit - Bahçeli teması ise önceki gün sağlanmıştı.
       Sonuç:

       Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel af yasasını veto etti. Kısa veto gerekçesi önemli ipuçları veriyor.
       Demirel, yasayı Meclis’e gönderirken, “Anayasa’nın eşitlik ve genellik prensiplerine uygunluğunun sağlanmasıönı istiyor.
       Bu gerkeçe, Cumhurbaşkanı’nın af yasasını Anayasa’ya aykırı bulduğunu gösteriyor.
       Muhalefet partileri de y iyerek, bu tepkiye katılıyordu.
       Veto, Meclis’te yeniden “Erbakan ve Tayyip Erdoğanö tartışmalarına yol açacaktır.
       * * *

       Yargı kurumlarımız yeni yargı yılına hazırlanıyor.
       Yargıtay Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk, 6 Eylül'de yeni yargı yılının başlaması nedeniyle yapılacak törende bir konuşma yapacak.
       Selçuk, konuşması üzerinde çalışıyor.
       Yargıtay Başkanı'yla dün yaptığımız görüşmeden edindiğimiz izlenim, açılış konuşmasının "Türkiye'yi dalgalandıracağı" yönünde.
       Yargıtay Başkanı Selçuk'a sorduk:
       - Konuşmanızda neyin üzerinde duracaksınız? Ağırlıkla yargı sistemini mi ele alacaksınız?

       Deprem felaketi İstanbul'la ilgili kaygıları artırdı.
       Marmara depreminin büyük can kaybına neden olması, yapılaşmada gerekli önlemlerin alınmadığının ortaya çıkması, tehlike sinyalleri veren İstanbul için hükümeti harekete geçirdi.
       Mamara depreminin hemen sonrasında gündeme gelen "İstanbul Deprem Erken Uyarı ve Acil Müdahale Projesi" için Başbakan Ecevit düğmeye bastı.
       Başbakanlığa sunulan projenin hemen uygulamaya geçirilmesi için gerekli olan 3 milyon dolar dün Başbakan Ecevit'in talimatıyla İstanbul'a gönderildi.
       Toplam proje tutarı 3 milyon 147 bin dolar olan erken uyarı sisteminin kurulması için söz konusu para Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın emrine verildi.
       3 milyon dolarla neler yapılacak?

       ANAP lideri Mesut Yılmaz af yasasının yanlış yorumlandığını vurguluyor.
       Dünkü görüşmemizde bu yanlışlığın giderilmesi ve kamuoyunun aydınlatılması için Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ten bir basın toplantısı yapmasını isteyeceğini belirtiyor.
       Yılmaz'a soruyoruz:
       - Af yasasının çeteleri kapsama almasına büyük tepki var. Örneğin Susurluk çetisi, Söylemezler çetesi diye bilinenlerin aftan yararlanması tepkiyi büyütüyor. Nasıl karşılıyorsunuz?
       - Öncelikle ifade edeyim ki Sayın Ecevit'in de belirttiği gibi bu bir koalisyon hükümeti. Hükümetten sevk edilen tasırada komisyon aşamasında bazı değişiklikler eklendi. Koalisyon uzlaşma gerektirir. Ancak yasayı basının çoğu noktada yanlış yorumladığı anlaşılıyor. Suç işlemiş çeteler af kapsamında değil.
       - Kamuoyunu rahatsız eden suç ve suçluların da kapsamda olduğu yorumu yaygın. Susurluk, Söylemezler, Haluk Kırcı, suçlu müteahhitler, banka dolandırıcıları gibi suçlular kapsam dışında mı?