Fikret BİLA
BAŞBAKANLIK Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu'ndaki en önemli iddialardan biri de DYP lideri Tansu Çiller'le ilgili. Savaş, raporunda Susurluk olayının Çiller'in başbakanlığı döneminde başladığını öne sürerek, şöyle diyor:
"Susurluk olayının başlangıcı belki de zamanın Başbakanı Çiller'in bir cümlesinde gizlidir. `PKK'ya yardım eden işadamlarının listesi elimizde'
diyordu. Sonra infazlar başladı. İnfazların kararını kim alıyordu? Bozulmanın başlaması ve vatan - millet hesaplarının yerini kişisel hesapların alması kaçınılmazdı ve öyle oldu. Bu rapor, Susurluk olayını işte böyle algılamaktadır."
Savaş, bu sözleriyle, Çiller'in başbakanlığı döneminde PKK'ya yardım ettikleri gerekçesiyle bazı işadamlarının öldürüldüğünü ve devlette bozulma, çeteleşme, mafyalaşmanın böyle başladığını söylüyor. Savaş, bu süreç içinde olayın PKK ile mücadeleden çıkıp, kişisel çıkar sağlamaya dönüştüğünü, işin içine uyuşturucu, kumar ve rüşvetin girdiğini, Ömer Lütfi Topal'ın bürokratlara, hatta bakanlara talimat verecek bir güce ulaştığını kaydediyor.
Çiller'in, Emniyet Genel Müdürü ve sonradan İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'a, Savaş'ın bu iddialarını sorduk.
Ağar, Kutlu Savaş'ın gayri - ciddi bir çalışma yaptığı kanaatinde:
- Raporu ciddiye almak mümkün değil. Zaten Sayın Savaş da raporunun başında bunun bir inceleme olduğunu vurguluyor. Bana göre, iddialar tümüyle teorik. Hiçbiriyle ilgili elle tutulur, ciddi, somut kanıtlar yok. Oysa, bu tür konularda hazırlanan raporların ciddi kanıtlara dayanması gerekir.
Ağar, kendisi hakkında öne sürülen siyasi içerikli iddiaların boş çıktığını belirterek,
"Siyasi açıdan tutturamayınca, bu kez de akçalı konularda çamur atmayı deniyorlar. Oysa, bu konuda Türkiye'nin en rahat adamı benim" diyor.
Ağar, raporda Mehmet Ali Yaprak'ın kendisine maddi çıkar sağladığına ilişkin iddiayı da reddediyor ve şöyle diyor:
- Ben Mehmet Ali Yaprak'ı filan tanımam. Hiç karşılaşmadım, tanışmadım. Sayın Savaş,
`MİT duyumuna göre' diyerek böyle bir iddiayı ortaya atmış. Ben de sordum, MİT'in böyle bir iddiaya ilişkin belgesi, kanıtı, resmi bir iddiası var mı? Yok. Zaten, raporun bir başka bölümünde de Sayın Savaş, bu konuda kendini yalanlıyor. Akçalı konularda bana çamur atmaya kalkanlar boşuna uğraşmasınlar, bu konuda Türkiye'deki en rahat adam benim.
Ağar, raporun tekniğine ve açıklanmasına da karşı çıkıyor:
- Sayın Savaş raporun başında bu bir incelemedir, diyor. Soruşturma değil, müfettişlik raporu değil. Peki öyleyse bu ne? Eğer incelemeyse niye kesinleştirilmeden açıklanıyor. İnceleme yapılır, önemli bulgular elde edilirse o zaman inceleme soruşturmaya dönüştürülür. Oysa burada inceleme yapıyoruz deyip, kulaktan dolma bazı bilgilerle kamuoyuna açıklama yapılıyor ve insanlar töhmet altında bırakılıyor. Bence, bütün hesapları yargıyı etkilemektir.
Susurluk Raporu'yla ortaya atılan çok önemli iddialar var.
Bundan sonra önemli olan bu büyük iddiaların sağlıklı bir şekilde soruşturulup yargıya intikal ettirilmesi.
Yoksa, Susurluk Raporu üzerinden politika yapmaya dönük tartışmalarla bir yere varılması mümkün değil.
Yazara EmailF.Bila@milliyet.com.tr