Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bayramda Türkiye ikiye bölündü.
Birinci Türkiye tatil, ikinci Türkiye boğa peşindeydi.
Birinciler mensup oldukları sınıfın boyuna göre tatil yaptılar.
Kimileri yolda can verdi.
Pazar günü itibariyle toplam can kaybı 100 civarındaydı.
Korku dönüş yolundaydı.
Trafik canavarı tatil azmini caydıramadı.
Elbette herkes bayramda trafik kazalarının onlarca can kaybıyla sonuçlanacağını biliyordu, ama kimse kendine kondurmuyordu.
"Bir şey olmaz" diye kendine güvenen yola çıktı. Bazıları "kendine", bazıları da "karşıdan" gelene güvenmenin bedelini canlarıyla ödedi.
Bayramda trafik kurbanı oldular.
Her bayram olduğu gibi akıllarda yollara serpilmiş irili - ufaklı cesetler kaldı.
* * *
BİR de boğanın böğürtüsü.
Boğayı kurban etmek için elde bıçak - balta düşman kovalar gibi hayvanın peşinden seyirten gözü dönmüş kasap müsveddeleri...
Hayvanı önce kör bıçakla kesmeye kalkan...
Hayvan böğürdükçe sinirlenip, tekmeleyen...
Can havliyle ellerinden kurtulup kaçmaya başlayınca, boğadan daha fazla gözü dönmüş şekilde saldıran insanlar...
Arkadan bıçak fırlatan, bacaklarını baltayla kesip, kahraman gazi edasıyla, hayvanın boğazına çöken ve böğürte böğürte boğazını kesen sözüm ona dindarlar.
Olayı usulüne göre kurban kesmekten çıkarıp, hayvanın direnmesini veya kaçabilmesini kişiliğine, yeteneğine, sosyal statüsüne, kahramanlığına sürülmüş bir leke gibi görüp, işi namus meselesi haline getirip öyle veya böyle mutlaka boğayı alt etmeye kilitlenmiş bir sürü kendini bilmez.
İş bu noktaya varınca, olay dini bir vecibeyi yerine getirmekten çıkıp, hayvanı canavarca katletmeye dönüşüyor.
O zaman ne bayramın, ne de kurbanın anlamı kalıyor.



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr