Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Devlet Bakanı Kemal Derviş, göreve geldiği günden bu yana kamuoyunun gözü üzerinde olan bir isim oldu. Türkiye'yi krizden kurtaracak kişi olarak görüldü ve toplum tarafından desteklendi.
Bu destekte, toplumun, krizin nedeni olarak siyaseti ve siyasi sistemi görmesi ve siyasilere olan güvenini yitirmesi vardı. Bu nedenledir ki; etkin görevlere siyaset dışından gelmiş herkesi kayıtsız, şartsız destekledi, toz kondurmadı, söz söyletmedi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer gibi, Devlet Bakanı Kemal Derviş gibi isimleri siyasetçilerin önünde tuttu. Siyasetten gelmelerine karşın yolsuzlukla, hırsızlıkla, yerleşmiş mekanizmalarla mücadele ettiğine inandığı Sadettin Tantan, Zekeriya Temizel gibi isimleri de hep destekledi.
Toplumun bu tercihinin bir beklentinin ifadesi olduğu açıktır.
O da, devletin malı deniz yemeyen domuz, ilkesiyle çalışan mekanizmanın kırılması, siyaset - ticaret - mafya üçgeninin bozulması, hırsızlardan, yolsuzlardan hesap sorulması, vatandaşın parasının bankalar aracılığıyla bir avuç insanın cebine aktarılmasına son verilmesi beklentisidir. Toplum, devletin, sistemin silkelenmesini ve asalakların hak ettikleri cezaya çaptırılmasını istemektedir. En hassas olduğu konu yolsuzluktur, hırsızlıktır. Bu alanda bıçak kemiğe dayanmıştır.
Sezer ve Derviş'in toplumsal desteğinin kaynağı budur.
Bugün Türkiye, 11 Eylül sonrası konjonktürün de yardımıyla, toplumun bu beklentilerine yanıt vermek üzere bir gayret içindedir. Derviş'in bazen sıkıntılı, bazen tartışmalı da olsa bir dediğini iki etmemiştir.
Şimdi sıra Derviş'tedir. Artık Derviş'in, hükümet desteği, siyaset desteği, liderlerin arkasında durup durmaması gibi konularda şikayete pek hakkı kalmamıştır. Derviş, artık toplumla yüz yüzedir. Toplum, Derviş'e verdiği desteğin karşılığını aynı samimiyetle görmek istemektedir.
Bunun ölçüleceği konulardan biri de banka operasyonudur.
Dürüstlüğünden kuşku duyulmayan Derviş'in, halkın parasını bankalar yoluyla hortumlayanlara karşı mücadelede duraksama geçirmemesi gerekir.
Banka kurtarılması olarak bilinen son operasyon hazırlığı hakkında Derviş'e düşen görev toplumu aydınlatmak ve onun desteğini alabilmektir.
Son Milli Güvenlik Kurulu'nda bu konuda yaptığı açıklamalar kamuoyunca bilinmiyor. O toplantıda yöneltilen sorulara verdiği yanıtların Milli Güvenlik Kurulu'nu tam ikna ve tatmin etmediği de biliniyor.
Başbakan'ın bu operasyonla ilgili olarak duraksama içinde olduğu, gerekçeleri konusunda içinin rahat olmadığı kendi ifadelerinden de anlaşılıyor.
Bu koşullarda Kemal Derviş'in, Fon'daki bankalara aktarılan milyarlarca dolar ile kurtarılması düşünülen bankalara aktarılacak olan 5 milyar dolar hakkında kamuoyuna açıklama yapması gereklidir. Bu topluma karşı bir borcu ve ödevidir.
Bu para hangi bankalara, hangi gerekçelerle aktarılacaktır? Bu paranın kaynağı nedir? Bu aktarımın vatandaşın cebine etkisi ne olacaktır? Krizin aşılmasına katkısı ne olacaktır?
Kurtarılacak bankaların durumu nedir? Neden zor duruma düşmüşlerdir? Bankadaki paraları hortumlamışlar mıdır? Sorumluları hakkında ne yapılmıştır, ne yapılacaktır?
Derviş bu sorulara net yanıtlar vermelidir.