Devlet Bakanı Işın Çelebi "bol güneşli" bir bayram tatili geçirmek niyetiyle geldiği Antalya'da "bol rakamlı" bir bayram tatili geçirdi.
Çelebi, "seçim" sözcüğünü duyduğu her yerde, "bakın ben aslında tatilde iş konuşmak istemiyorum ama.." diye başlayıp arka arkaya sıraladığı rakamlarla "seçime neden gerek olmadığı" konulu mini - konferanslar verdi.
Sabah yürüyüşünde başlayan "rakamlarla ekonomi" brifingleri tatilcilerin yoğun ilgisi üzerine kahvaltı masaları öğle yemeğiyle birleşinceye kadar sürdü.
Çelebi, zaman zaman hızını alamayıp işi kağıda döktü :
"Verin bir kağıt kalem de daha iyi anlatayım. Bakın l997'de yüzde 8 büyüdük. Bu çok fazla. Şimdi biz bunu düşüreceğiz, ama, yine en az 3-4 olur. Ekonomi ısındı ama, aynı zamanda sağlıklı bir soğuma da var. Şimdi en önemli gösterge ne? Geçtiğimiz yılların ilk üç aylık enflasyon ortalaması yüzde 18. Biz bunu, bu sene yüzde l4-l5'lere çektik. Şimdi yüzde 10'nun da altına çekelim diyoruz. Belki enflasyon yüzde 50 olmaz ama, yüzde 70'in altına çekersek bile sağlıklı bir soğuma gerçekleşmiş olur. Çok önemli bir gösterge de özel imalat sanayi. Özel imalat sanayinde fiyat artışı ne oldu biliyor musunuz? Yüzde 3.6. İşte bu enflasyondaki düşme eğilimin mevsimden kaynaklanmadığını gösteriyor. Şimdi vergi gelirleri de artıyor. Ayrıca özelleştirme hızlandı. Haziran sonuna kadar telefondan 1 milyar 300 milyon dolar, enerjiden 3 milyar dolar, İş Bankası'nın satışından 600-700 milyon dolar, Petrol Ofisi'nin satışından 600-700 milyon dolar, Tüpraş'ın satışından 1 milyar dolar alacağız. Nereden baksanız 6-7 milyar dolar yapar. Hadi en azından 5 milyar dolar tahsil edilmiş olsun. Bu çapta bir kaynak borçlara ikame edildi mi faizler ve dolayısıyla enflasyon baskısı düşer. İşte tam bu noktada seçim derseniz herşey mahvolur."
Işın Çelebi, bu gerekçelerle CHP Lideri Baykal'ın, "98 gitti, 99'u kurtaralım" yaklaşımına şiddetle karşı çıkıyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ise, Baykal'ın yaklaşımını inandırıcı bulmuyor.
Bülent Bey, "öyle sanıyorum ki" diyor, "Sayın Baykal da söylediğine inanmıyor. 1998 yılı boşa geçmedi. Ekonomide göstergeler bunun kanıtı. Kendinin de inammadığını sanmadığım bu sözleriyle kamuoyunu da ikna etmesi mümkün değil."
Ecevit,1998'de seçime gidilmesi halinde ekonomideki iyiye gidişi alt - üst edeceğini vurguladıktan sonra şu değerlendirmeyi yapıyor :
"Sayın Baykal, üç ortaklı koalisyonun uyum içinde çalışacağını ve sorunlara çözüm üretebileceğini sanmıyordu. Bu nedenle de başlangıçta seçim istemiyordu. Hükümetin başarısızlığını bekliyordu. Ancak bu hesap ve taktik tutmadı. Hükümet sorunlara somut çözümler ürettiği gibi gayet uyumlu bir çalışma gösterdi. Bu nedenle şimdi bir şekilde ülkeyi seçime sürüklemeye çalışıyor. Biz iktidar ortakları olarak görüşümüzü açıkladık. Ama Sayın Baykal istediği zaman ülkeyi seçime sürükleyebilir. Bu olanağı sahip."
Bülent Bey, sürekli seçimden söz etmenin de ekonomiyi olumsuz etkilediğini belirterek şöyle diyor :
"Sürekli seçimden söz edince ekonomi bundan olumsuz etkileniyor. İş çevreleri de bunu açıkça söylüyorlar. Sayın Baykal sürekli seçim lafını ettikçe piyasalar etki altında kalıyor. Onun için ben, 'seçim lafını bırakalım, işimize bakalım' diyorum."
Ecevit, Başbakan Yılmaz'ın, CHP Lideri Baykal'a yapacağı görüşmede hükümetin bu görüşünü ileteceğini belirttikten sonra, "kararın Baykal'a ait olacağını" vurguluyor.
Bakalım, Deniz Bey'in, Mesut Bey'e vereceği yanıt ne olacak ?
Yazara E-Posta: F.Bila@milliyet.com.tr