Fikret BİLA
YUNANİSTAN Dışişleri Bakanı Pangolos, iki ülke arasındaki sorunların çözümü için Türkiye'yi, Milliyet yazarı Sami Kohen aracılığıyla Lahey'e davet etti. Pangalos, sorunların Lahey Adalet Divan'ında çözülebileceğini düşünüyor.
Türkiye'nin bu davete yanıtı ne?
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Pangalos'un davetine teşekkür ettikten sonra şöyle diyor:
"Ankara'ya buyursunlar."
Bülent Bey, Lahey davetine karşılık, Pangalos'u Ankara'ya davet ediyor.
Ecevit, iki ülke arasındaki sorunların önce Ankara - Atina diyaloğuyla çözüme kavuşturulması gerektiğini vurguladıktan sonra,
"ancak sonuç aşamasında birkaç anlaşmazlık noktası kalırsa, o zaman, anlaşmazlık konuları Lahey'e götürülebilir, ama önce, iki ülke arasında diyolog sürecinin başlatılması gerekir" diyor.
Ecevit, Atina'nın ikili görüşmelerden kaçındığını, Ankara - Atina arasında çözülebilecek sorunları Lahey'e taşımaya çalıştığını vurguladıktan sonra şu çağrıyı yapıyor:
"Özellikle deniz hukukuna ilişkin sorunların çözümünde en sağlıklı yol iki ülkenin doğrudan uzlaşmaya varmalarıdır. Çözüme ulaşan en kolay ve sağlıklı yol budur. Ege'de haritaya bakmak bile, sorunların öncelikle iki ülke arasında çözülmesi gerektiğini ortaya koyar. Nitekim, bunun örnekleri çoktur."
Ecevit, ikili görüşmelerle kolayca çözülen benzeri sorunlara örnekler veriyor:
"l978 yılında Başbakan olduğumda Moskova ile benzeri sorunlarımız vardı. Kıta sahanlığı sorunu yaşıyorduk. Ben Moskova'yı ziyaret etmeden önce, bir heyet Moskova'ya gitti. Dışişleri'nin gönderdiği bu heyetteki arkadaşlardan oraya gitmişken kıta sahanlığı sorununu da ele almalarını istemiştim. Bir hafta sonra ben Moskova'ya gittiğimde anlaşma hazırdı. Hemen imzaladık. Keza Bulgaristan'la bir Rezve Deresi sorunumuz vardı. Yine teknokrat arkadaşlar Başbakan'ın ziyareti öncesinde ikili görüşmelerle bu sorunu da çözmüşlerdi; Başbakan'ın ziyaretinde anlaşma imzalandı. Rusya ve Bulgaristan müttefikimiz olmadıkları halde, benzeri sorunları ikili görüşmeler yoluyla kolayca çözdüler. Yunanistan müttefikimiz olduğu halde ikili görüşmelere, diyalog sürecinin başlatılmasına yanaşmıyor, sorunları Lahey'e taşımaya çalışıyor."
Bülent Bey, Yunanistan'la ilişkilerde diyalog sürecinin olumlu katkısına da şu örneği veriyor:
"Yine l978 yılında Başbakanlığım döneminde, dönemin Yunanistan Başbakanı Karamanlis ile diyalog süreci başlatmıştık. O zaman Dışişleri Genel Sekreterimiz Sayın Şükrü Elakdağ'dı. Sayın Elakdağ, Yunanlı meslektaşı ile sık sık bir araya gelir ve sorunları ele alırlardı. Belirli bir aşamaya geldiği zaman da ben ve Sayın Karamanlis devreye girer ve diyalogla sorunlarımızı çözmeye çalışırdık. Ben yine aynı yöntemin yararlı olacağına inanıyorum. Bu nedenle Lahey'den önce Ankara - Atina diyaloğunun başlatılması gerekir."
Ecevit, Girit Zirvesi'nde de Başbakan Yılmaz'ın, Yunanistan Başbakan'ı Simitis'e Ankara'nın bu yaklaşımını ilettiğini anımsatıyor.
Ecevit, Ankara'yı Lahey'e davet eden Pangalos'a
"Ankara" adresini gösteriyor.
Yazara EmailF.Bila@milliyet.com.tr