Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fikret BİLA

ANAYASA Mahkemesi'nin Refah Partisi'nin kapatılmasına ilişkin kararı ne gibi sonuçlar doğuracak?
Yüksek Mahkeme, bu tür kararların "kağıt üzerindeki" sonuçlarıyla, "gerçek" sonuçlarının aynı olmadığını çok iyi bildiğinden olacak ki, sadece Refah Partisi'ni kapatıp, Erbakan ve altı arkadaşının siyasetten beş yıl süreyle yasaklamakla kalmayıp, bir siyasi hareketi de "kapatmayı" amaçlamış görünüyor.
Başörtüsünden laikliğe, Medine Sözleşmesi'nden Atatürk ilke ve devrimlerine, Milli Nizam Partisi'nden Fazilet Partisi'ne, cihattan çağdaş uygarlık düzeyine, putpereslikten Hıristanlığa kadar bir dizi "karar"la "kesin sonuç" almaya çalışmış...
"Gerekçeli karar"la böyle bir siyasi sonuç alınabilir mi?
Mahkeme kararıyla bir siyasi hareketi kapatmak mümkün değil. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararından bu sonucu beklemek gerçekçi olmaz.
Nasıl, Milli Nizam Partisi'nin kapatılması Milli Selamet Partisi'ne, Milli Selamet Partisi'nin Kapatılması, Refah Partisi'ne engel olamadıysa, Refah Partisi'nin kapatılması da Fazilet Partisi'ne, onun kapatılması da bir başkasına engel olamayacaktır.
Tabii bunun böyle olması, Fazilet Partisi veya yerine kurulacak partilerin kapatılmasına da engel oluşturmayacaktır.
Bu, "hukuk"la "siyaset"in mücadelesidir.
Hukuk, siyaset yapamaz, yapmamalıdır. Siyaset, hukuk yapar, yapmalıdır.
Türkiye'de "hukuk"la "siyaset" arasındaki mücadele, somut olarak, temeli 1920'lerde atılan ve süreç içinde şekillenen "Türkiye Cumhuriyeti rejimi"yle, din ve etnik temele dayanan iki siyasi hareket arasında sürüyor. Rejim, yeterli olduğu sürece mevcut hukukuyla, yetmediği dönemlerde 60'ta, 70'te, 80'de olduğu gibi yarattığı yeni hukukla, varlığını sürdürüyor. Rejim ve dolayısıyla hukuku değişmedikçe bu böyle olacaktır.
Bu açıdan bakıldığında, kapatılan Refah Partisi'nin temsil ettiği siyasi hareket rejimi ve dolayısıyla hukuku değiştirecek bir güce ulaşmadıkça, sonuç alamayacaktır. Hukuki varlığını ancak, rejimle barışarak sürdürebilecektir. Ya barışacak ya kapatılacaktır. Mücadele zeminini kaydırırsa "yeni bir hukuk ve yeni bir mücedele yöntemi" ile karşılaşacaktır. "Fazilet" bu bilince ulaşabilmek olmalıdır.
Mevcut rejim de, karşı siyasi hareketleri, sadece "hukuk"la değil, siyasetle ortadan kaldırabildiği zaman kendini güvencede hissedebileceğinin bilincine varmalıdır. Bu da rejimle barışık siyasi hareketlerin işi olmalıdır.


Yazara EmailF.Bila@milliyet.com.tr