Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Devlet Bakanı Derviş ve ekibi Türk lirasını cazip hale getirmek için bazı önlemler açıkladılar. Repoya uygulanan stopaj oranları artırıldı, uzun vadeli Türk lirası cinsinden mevduat stopaj indirimleriyle özendirildi.
Amaç, Türk lirasına güveni artırmak, dövize yönelmeyi önlemek. Ancak, bu özendirme ve caydırma politikaları ne kadar etkili olur? Vatandaşın ve yabancı yatırımcının dolar yerine Türk lirasını tercih etmesi beklenebilir mi, sağlanabilir mi?
Bu koşullarda bu sorulara evet yanıtı vermek zordur.
Hazine ve maliyenin birlikte aldığı Türk lirasını özendirici kararlar açıklanırken aynı zamanda televizyonlardan üniversitelerin ücretleri açıklanıyordu. Şu üniversite 6 bin dolar, bu üniversite 7 bin 500 dolar, diğer üniversite 11 bin dolar... Liste böyle uzayıp gitti. Üniversitelerin yıllık ücretlerini dolarla açıkladığı bir ortamda Türk lirasının hükmü ne olacak?
Bir diğer saptama tasarruf mevduatlarındaki duruma ilişkindir. Bankadaki mevduatın yarısından fazlası döviz olarak tutuluyor. Bilim adamlarının dolarizasyon riski dedikleri bu durum, Türkiye'ye çoktan yerleşmiş durumda.
Hazine dolar cinsinden borçlanabiliyor.
Piyasalara bakıyorsunuz köşe başındaki küçük alışverişlerde bile dolar kullanılıyor. Kiraların belirlenmesinde, vadeli satışlarda, borç alışverişlerinde esas alınan yine dolar.
Türk lirasının değişim aracı olmanın yanı sıra birikim aracı olma işlevi de giderek kayboluyor. Tasarruf ve getiri aracı olarak sadece çok yüksek reel faizle Türk lirası tutmak mümkün olabiliyor ki, uzun vadede bunu kalıcı kılmanın maliyeti de çok yüksek oluyor.
Stopaj oranlarıyla Türk lirası lehine oynanmış olması tasarruf sahiplerini pek etkilemedi. Türk lirasına bir yöneliş gözlenmedi. Dolara ve onun yükseleceğine olan inanç ve güven Türk lirasını ne kadar cazip hale getirirseniz getirin, etkilenmiyor. Uzun vadede güven yine ABD dolarından yana.
Dalgalı kura müdahale edilmesine karşı çıkılıyor. Fischer ve Deppler başta olmak üzere IMF dalgalı kura müdahaleyi istemiyorlar. Sıcak para üzerinde de bir denetim yok. Sıcak paranın piyasaları nasıl altüst edebildiğini daha yeni gördük. Ancak kambiyo rejiminde bir değişiklik öngörülmüyor.
Geriye Merkez Bankası'nın rezevlerine dayalı piyasayı yönlendirmesi kalıyor ki, bu konuda da bankanın eli tam olarak serbest bırakılmış değil.
Sıcak paranın istediği gibi at oynatabildiği, kurun dalgalanmaya bırakıldığı, piyasaların ve işlemlerin Türk lirası ile değil, dolarla çalıştığı bir ortamda Türk lirasına dönüş nasıl sağlanacak?
Bu belki Fischer ve Deppler'in sorunu olmayabilir.
Ancak Derviş ve hükümetin temel sorunlarından biridir.